Demokrasimiz ne acı ki askıda

 

18 yıllık AKP iktidarı toplumda değer kaybettikçe özgür medyaya hücum etmeyi, özgür gazetecileri önce gözaltına aldırıp sonra da tutuklamayı görev edindi. Çok açık ve net söylüyorum.

Barışları, Murat Ağırel''i, haksız ve hukuksuz tutuklanan tüm özgür gazetecilerin tutuksuz yargılanmaları için çağrı yaparken dün sıra iki özgür gazeteci kardeşime sıra geldi.

Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ile Tele 1 televizyonunun Ankara Temsilcisi ve Yayın Kurulu Üyesi İsmail Dükel gözaltına alındı…

Gözaltı gerekçesini kendileri dahi bilmezken, avukatlarının dahi haberi yokken maalesef besleme basın gerekçeyi hemen yazdı.

Sabah gazetesinin haberinde, Yıldız''ın kendi adına kayıtlı telefondan "Askeri casusluk" suçu kapsamında TSK personeli E.B. ile 29 telefon görüşmesi yaptığı, Yıldız''ın bu telefon konuşmalarından edindiği bilgileri haberleştirmediği iddiası yer aldı. Gazeteci İsmail Dükel''in ve E.B.''nin de bu kapsamda gözaltına alındığı vurgulandı.

Değerli okurlarım,

Suça bakar mısınız?

Telefon görüşmelerini HABERLEŞTİRMEME

Bir gazeteci yaptığı görüşmeleri anında yazmalı mı?

Elbette hayır…

Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir gözaltı gerekçesi olmaz olamaz…

Özgür gazeteciler haber kaynakları ile görüşürler, bilgi alırlar, gerekli görürlerse yasalar çerçevesinde haber yaparlar.

İddia o ki, aldıkları bilgileri haber yapmamışlar.

Mutlaka İsmail''in de Müyesser''in de haklı ve hukuki gerekçeleri vardır.

Değerli okurlarım,

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Müyesser Yıldız''ı sosyal medya hesabından hedef göstermişti. Yıldız, 19 Mayıs 2020 tarihinde köşe yazısında okumanızı tavsiye ederim, şu satırları yazmıştı:

"Beni doğrudan hedef gösteren, can güvenliğimden sorumlu olan kişi ise can güvenliğimin sağlanması için hangi merciye başvuracağım?"

Müyesser Yıldız kardeşim geçtiğimiz cuma günü, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu''ya dava açmıştı. Dün polisler tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile telefon görüşmesi yapıp haber yapmadığı için gözaltına alınan Müyesser o yazısında şu satırlara da yer vermişti:

"Soylu''yu ''üzen'' meseleye, yani işin aslına gelelim.

''Benim üzüntüm PKK seviciliğin değil, devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutmandır'' demiş ya; demek ki, dert benim o paylaşımım değil, başka bir şey!..

''Devlet gömleği''nden kastı, güvenlik görevlilerimiz ise kimlerle ''iş tuttuğumu'' belirteyim.

Eşim, Emniyet Müdürü idi. Emekli oldu.

Askerlerden ise sadece Ergenekon, Balyoz, İzmir Casusluk gibi kumpas davalarda yargılananları tanıyorum. Süreç bittikten sonra da çoğuyla irtibatım kalmadı.

Velev ki, görüşüyorum. Bu Soylu''yu ne ilgilendirir, niye rahatsız eder?

Kimin adına, ne mesaj veriyor, siz anlayabildiniz mi?"

Anlaşılan o ki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu''nun, Müyesser Yıldız''ın telefonlarının dinlendiğini ve kimlerle neler konuştuğunu Tweet mesajındaki şu sözlerinden anlıyorum:

Sevgili Müyesser Soylu''nun o günkü "… Devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutmandır…" cümlesini bugün okuyunca sanırım anlayabildim.

Soylu''nun bu cümlesi, Yıldız''ın konuşma içeriklerini bildiğini göstermiyor mu?

Telefonların dinlenmesi için elbette yargı kararı gerekir.

Ama İçişleri Bakanının özellikle gazetecilerin yaptıkları görüşmeleri yargı kararı olsa dahi görmeleri ve incelemeleri hukuki midir?

Değerli okurlarım,

Tarih 13 Ocak 1921

Yer: Türkiye Büyük Millet Meclisi

Meclis Başkanı Mustafa Kemal kürsüde ve 1. İnönü Zaferi''ni anlatıyor.

 "Milletimiz bugün, bütün geçmişinde olduğundan daha çok ümitlidir.

Bunu ifade etmek için şunu arz ediyorum. Kendilerinin tabiriyle, cennetten vatanımıza koruyucu olan merhum (Namık) Kemal demiştir ki:

''Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini''

İşte bu kürsüden bu meclisin başkanı sıfatıyla meclisi oluşturan bütün üyelerin her biri adına ve bütün millet adına diyorum ki:

''Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini

Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."

Değerli okurlarım,

Tek adam rejimi Yıkık…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Çökük…

AKP hükümeti ise artık resmen Bitik durumda…

Türkiye''de demokrasi askıya alındı.

Türkiye''de medya özgürlüğü askıya alındı,

Türkiye''de kişilik hakları askıya alındı,

Türkiye''de insan hakları askıya alındı,

Türkiye''de yargısız, hukuksuz infaz dönemi yaratıldı,

Türkiye''de yargı siyasetin buyruğu altına alındı,

Türkiye''de siyasi ahlak askıya alındı,

Değerli okurlarım,

Ben tüm meslek hayatlarını bildiğim İsmail Dükel ve Müyesser Uğur Yıldız''ın "askeri casusluk" ile yakından uzaktan ilgileri olmadığına inanıyorum.

Siyasi bir karar değil hukuki bir karar alınırsa en kısa sürede özgürlüklerine kavuşacaklarına da inanıyorum.

Çünkü özgür gerçek gazetecilerdir…

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002-016.jpg

Yazarın Diğer Yazıları