Demokrasiye olağanüstü itiraz

İstemiyorlar Türkiye'de demokrasiyi, istemiyorlar bağımsız yargıyı, istemiyorlar özgür medyayı, istemiyorlar seçim kaybetmeyi.

Bu yüzden demokratik parlamenter rejimi kaldırıp tek adam rejimini getirdiler.

Yandaş medya radyosunda televizyonunda Fatih Portakal'ın, "Partili Cumhurbaşkanı" sözüne, tanımına takılmışlar ama kendileri, "Başkan" denilmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Kanal D ana haberde Buket Aydın haber yapmıştı. Yandaş bir gazeteci Recep Tayyip Erdoğan'a soruyor, "Başkanım mı diyeceğiz efendim?"

Erdoğan, "Başkanım" diyor, yürüyüp gidiyor…

Erdoğan kendisine Başkan denilmesini istiyor ama Anayasa, "Başkan" diyor mu?

Hayır, "Cumhurbaşkanı" diyor…

Erdoğan hem AKP Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı olduğuna göre Fatih Portakal'ın, "Partili Cumhurbaşkanı" demesi fiili durumun doğru tanımıdır.

Değerli okurlarım,

İstemiyorlar Türkiye'de demokrasiyi, istemiyorlar bağımsız yargıyı, istemiyorlar özgür medyayı, istemiyorlar seçim kaybetmeyi.

Bu cümleyi sadece Fatih portakal için yazmadım.

AKP'nin yandaş medya iş birliği ile Türkiye'yi "Başkan" yani "Tek Adam" yönetsin istiyorlar.

O ne derse yapılsın istiyorlar.

Bakın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını Ekrem İmamoğlu'nun kazanmasından sonra yaşanan anti demokratik tutuma.

Bakın YSK, İl ve İlçe seçim kurullarına yapılan baskıya ve baskınlara.

Bunlar demokrasiye ve Türkiye'ye büyük zarar veriyor ama umurlarında değil.

"Önce AKP, sonra Türkiye" haline getirmek mi istiyorlar?

Maltepe ve Büyükçekmece'de yaşatılanlar kuşku yok ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık Seçiminin yenilenmesi amacını taşıyor.

Ben inanıyorum ki seçim yenilense Ekrem İmamoğlu en az 5 puan farkla kazanır.

Ancak hemen vurgulayayım bu demokrasiye ihanet olur.

Seçmen iradesine ihanet olur.

Ekrem İmamoğlu'na 4,5 milyon oy veren İstanbulluya ihanet olur.

Türkiye'ye ihanet olur.

Türkiye'de bağımsız yargının iflası olur.

Seçimlerin bağımsızlığının çökmesi olur.

Özetle İstanbul seçimi asla yenilenemez ki yenilenmesi için hiçbir delil, hiçbir yasal dayanak da yoktur.

Yüksek Seçim Kurulu ve İstanbul İl Seçim Kurulu hâkimlerine bir kez daha seslenmek istiyorum.

Anayasayı, yasaları ve YSK içtihatlarını yıkıp geçmeyin.

Siyasi baskı altında kaldığınızı açıkça görüyoruz, anlıyoruz.

Ancak sizler tehditlere kulak asmayın devletimizin yasal teminatı altındasınız yüksek hâkimler olarak sadece ama sadece vicdanlarınızın sesini dinleyin.

Siyasetin kulu kölesi asla olmayın.

İktidarlar gelip geçer, ama sizlerin hâkim teminatı devam eder.

Pazar gecesi itiraz üzerine yeniden sayılan 400 sandığın, tekrar sayımını isteyen AKP ve MHP talebini kabul ederek bir kez daha sayılmasına karar verdi Maltepe İlçe Seçim Kurulu.

Yani 3. kez sayılacak bu sandıklar.

Ayıptır, demokrasiye açıkça müdahaledir.

AKP "olağanüstü itiraz" yaparak İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesini YSK'dan isteyecek.

Seçmen kaydırma, adres değiştirme gibi gerekçeler yok hükmündedir.

CHP ve Ekrem İmamoğlu Türkiye'de demokrasinin var olduğunu, özgür seçimlerin siyasi ayak oyunları ile yıkılmamasının mücadelesini veriyorlar.

AKP ve MHP'liler ise İstanbul'da seçimlerin yenilenmesinin demokrasiye vereceği zararı, ekonomiye vereceği yıkımı, seçimlere olan güvenin yok edileceğini anlamıyorlar.

Bakın, Ankara'da Belediye Meclis üyeleri seçilmiş Başkan Mansur Yavaş'ı zor durumda bırakmak için ilk günden nasıl eylemler yapıyorlar.

Zarar eden belediye şirketlerinin kapatılmasına şiddetle itiraz ediyorlar. Neden?

Menfaat kapıları mı kapanacak? Bankamatik AKP yandaşları işsiz mi kalacak?

O şirketlerin ihalelerinden pay alamayacaklar mı?

Evet, bütün kavgaları, engellemeleri bu yüzden.

"Başkanlığı kaybettik ama şirketleri kaybetmeyelim, seçilmiş başkanını makam koltuğuna bağlayalım ki Ankaralılara hizmet edemesin" istiyorlar.

Amaçları halka hizmet değil, siyasi ve ekonomik menfaat sağlamaktır.

Değerli okurlarım,

Bu akşam (16 Nisan 2019) Saat 21.00'de Almanya'nın popüler Deutsche Welle televizyonunda gazeteci, televizyoncu Nevşin Mengü'ye "Bire Bir" programına canlı yayın konuğu olacağım.

Düzeltme: Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in vefat tarihini 17 Kasım olarak sehven yazmışım. Doğrusu 17 Haziran 2015 olacaktır. Okurlarıma teşekkür eder, özür dilerim.

 

Yazarın Diğer Yazıları