Denetleme meselesi

Sanırım ülke gündemini kilitlemek böyle bir şey olsa gerek, başımıza gelenlerin tamamı da hemen her kesimin içine çöreklenmiş ve doğal olarak en çok da iktidar tarafında yer alan her çap ve ebatta işini bilenler!

Açıkçası bu insanların en yakınlarında bulunan ve bir ideal uğruna canla başla işlerini yapmaya çalışanlar da var elbette. Ama uzun süre kendi taraflarında yer aldıkları için bazı kişilerin bazı eylemlerini görmezden gelen birçokları gibi vebal altındalar. Yine de onlar muhakkak bir yerde itiraz ediyorlar ve edecekler.

Bu işini bilenler nedeni ile ülkede doğruyu savunmak, doğru üzerinden konuşmak son derece zor oluyor. Çünkü tarafların keskinleşmesini o işini bilenler çok uzun zamandır, her türlü gücü kullanarak tesis ettiler zaten.

Taraflar o kadar kesinleşti ki hatta, içlerinden birinin yaptığı yanlışlar konusunda sus pus olmayı bir dava emri gibi kabul edenler oldu. Ama sanırım ve umarım ki her şeyin bir limiti de vardır bu ahlaklı ve çoğunluk kadrolar için.

Çoğunluğun ahlaklı olması, ahlaklıların her zaman güçlü olmasına neden olmuyor ne yazık ki. Zaman geçtikçe o ahlaklı kadrolar bir yerde bir şekilde, konuşamayacakları kadar meselelere göz yummuş olarak köşelerine çekilmeye mahkûm oluyorlar.

Daha çok kısa bir süre öncesine kadar iktidarın da, muhalefetin de, bürokrasinin de, belediyelerin de en çok çekindiği kurum olan Sayıştay’ın bile yönetim ve yönetmelik değişiklikleri ile yapısının oldukça değişikliğe uğradığı konuşulmuş ve yazılmıştı zaten.

Buna rağmen bazı konularda hâlâ denetim görevini hakkıyla yapmaya çalışanlar olsa da kamuoyuna yansıyan raporlarda bazı sıkıntıların olduğu devamlı konu ediliyor.

Bunlardan birisi de TRT elbette. TRT’nin içinde de biraz önce bahsettiğim şekli ile birçok işini yapmaya çalışan insan var. Bu insanlar raporlara yansımayan birçok başka sıkıntının olduğunu her fırsatta dile getiriyorlar. Ancak o insanlar artık yetkili ve etkili makamlarda pek bulunamıyorlar tahmin edileceği gibi. Mesela Anadolu Ajansı ile TRT arasında 4 milyon dolara varan rakamlarda iş birlikleri olduğu söyleniyor. Bu iş birliklerinin nasıl karşılık bulduğu konusunu kimse bilmiyor. Ya da konuşmuyor diyelim. Eskiden böyle şeyler Sayıştay raporlarına yansırdı, kimsenin kafasında da böyle sorular olmazdı.

Ya da, herkesin konuştuğu ama hikmetinin ne olduğunu pek kimsenin bilmediği Tabii platformunun durumu var. Şampiyonlar Ligi ve diğer Avrupa kulüpler kupa maçlarının yayınını alan ve bu yayınları almak için doğru ise en yakın rakibinin çok üstünde rakamlar ödeyen bu platform, mesela ne kadar kar ediyor? Yoksa etmiyor mu? Etmiyorsa o yayınlar neden TRT’nin diğer kanallarında herkese açık şekilde de yayınlanıyor.

Personel alımları o personellere ödenen ve birçok üst düzet memurun ve hatta bürokratın bile rüyalarını süsleyen maaşlar artık Sayıştay raporlarında yok. Ama bu raporlarda olmaması son dönemde yaşananları sindirme güçlüğü çeken, yukarıda bahsettiğim gibi birçok kişiyi rahatsız ediyor.

Mesela çok büyük bütçelerle yapılan ve bir süre de önemli başarılara imza atan TRT dizileri de artık o bahsedilen başarılardan uzak sanırım ki reytingleri ve maliyetleri inatla açıklanmıyor. Sorulunca da devlet sırrı deniyor.

Oysa başarılarından haberdar olduğumuz birkaç dizi ve yapım ile ilgili çok kısa süre öncesine kadar bir sır yoktu. Zaten sanırım o açık erişim zamanlarından sonra da pek kar etmediler.

Bu bahsettiğimiz konular, aynı kurumda başka konular, ya da başka kurumlar ve onlarda başka konular, Artık onların içlerinde de itiraz etmeye başlayacak insanlar olacak gibi görünüyor. Elbette çok benzerleri muhalefet tarafının yönettiği belediyeler için de geçerli ancak Sayıştay oralarla ilgili olarak görevini bihakkın yapıyor sanki. Hatta belki muhalefetin iddialarına göre bir fazla bile yapıyor olabilir.

Her şekilde ortada bir ihlal varsa ve bu ihlaller sumen altı ediliyorsa bundan mesul ve memnun olanlar gibi bunlardan son derece rahatsız olanlar da var. O rahatsız olanların kendi tarafları ile ilgili biraz görmezden gelme tavırlarını da aslında yaşanan o siyasi kamplaşmalar yaratıyordu uzun süre. Ancak artık o kamplaşmalara rağmen vicdanlarına söz geçiremeyenler olacaktır. Burada önemli olan kamplaşmaların taraftarlarının kendileri ile hiç alakası olmayan bu konularda takınacakları tavırlardır.

O sebeple Sayıştay çok önemli bir kurumdu ve hâlâ bile öyle, ancak buna rağmen muhalefet tarafının güvenini kazanabilmiş değil. Birçok muhalefet belediyesinin belki de bu sebeple bağımsız denetim kuruluşlarına kendilerini denetlettiklerini de biliyorum. Ama iktidar tarafının böyle bir duruma ihtiyacı yok gibi dursa da her yerde itirazlarını dile getirmek zorunda kalacak olan iyi insanlar olacağını da unutmamak gerekir.

Aslında o kadar çok iddia ve hatta belge dolaşıyor ki hemen her kurum için, bunların hepsinin doğru olması mümkün olamaz diye düşünerek yaklaşıyor insan. Yanlış anlamayın bunlara şüphe ile yaklaşmayanlar da insan elbette

Yazarın Diğer Yazıları