Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

Denge bozuluyor ölçü kaçıyorsa (2)

Önceki yazımızda bölgemizdeki terör ve çatışmaların fotoğrafı ile sahadaki ülkelerin tavrını özetle vermiştik. Sonra da BOP çerçevesinde bölgeyi cehenneme çeviren emperyalist ABD ve AB'ye karşı nasıl bir stratejik tutum takınılması gerektiğini sormuştuk.

Önce şu BOP: Gerçek adıyla "Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık Projesi" nedir? Söyleyelim, Neokon azgınlığına kapılan George W. Bush yönetiminin 2004'de ortaya koyduğu siyasi bir proje. Proje, hedefe öncelikle  Müslüman ülkeleri koymuş. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 7.8.2003'de "Ortadoğu'yu dönüştürmek" için 22 ülkenin sınırlarının, rejimlerinin ve haritalarının değişeceğini açıklamıştı. BOP haritası da  medyada yayımlandı. NATO'nun Napoli askeri karargahında, BOP haritası resmen gündeme getirilince Türk Komutan toplantıyı terk etmişti.

Sömürü düzeni için geliştirilen BOP'un fikri ve felsefi alt yapısı da hazırlanmıştı. Birkaç örnek vermek gerekirse: Ünlü medeniyet tarihçisi Arnold Toynbee, 1945'lerde yayımlanan kitabında şöyle demektedir: "Haber veriyorum, ideolojiler insanlığın hayatından çekip gidiyor. Hasıl olan boşluğu büyük dinler dolduracaktır. Büyük dinler derken de insanlığın meselelerine temas eden ve çözüm getiren İslam'ı kastediyorum. Bu insanlık için ciddi bir tehdit olarak görülmelidir."  Bu uyarıyı dikkate alan çok sayıda bilim adamı ve düşünür kitaplar yazdı.  Bernard Lewis, "Müslümanları batılı hayat tarzına alıştırmalıyız" diyor. Sonra da hukuku, insan haklarını tanımayan, milyonlarca insanı katleden, zorla göç ettiren, dönemin en kanlı terör örgütlerini silahlandırıp yöneten emperyalistleri alkışladı. Fukuyama'nın  Büyük Satranç Tahtası, Tarihin Sonumu? Devlet İnşası ile Samuel P. Huntington Biz Kimiz? Amerika'nın Ulusal Kimlik Arayışı,  Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması gibi kitapları sayabiliriz.  

BOP üzerinde neden bu kadar duruyoruz? İnsanlığın yaşadığı büyük acıların, milli egemenliklere (ulus devletlere) dayalı dünya sistemi yerine, bünyesinde çatışma virüsü taşıyan etnik federasyonların kurulması suretiyle yeni bir sömürü düzeninin projesi olduğu için.

Ortak hareketin stratejisi

Irak, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Güney Kafkasya, Azerbaycan(Dağlık Karabağ)'da ve Ukrayna (Kırım)'da Rusya ile farklı görüşlere sahip olsak da birlikte varız. Ukrayna'yı ayrı tutacak olursak, yukarıda sayılan bölgelerde ortak hareket etmek zorunluğu vardır. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan'ın batı bölgelerini birbirine bağlayan ulaşım inşa sorunu ve belirsizliğini koruyan Zengezur koridorunun statüsü, tarihi gerçeklere göre bir an önce belirlenmelidir.

Her şeyden önce bölgemizin güvenlik, istikrar ve barışından ortaklaşa sorumlu olduğumuzu unutamayız. Türkiye'nin konumu, toprak bütünlüğü ve milli egemenlik sorunu olduğundan çok hayatidir. Buna karşı Rusya'nın sıcak denizlere inerek kurduğu üslerin kalıcı hale gelmesiyle nüfuz alanını genişleterek bölge gücü olmasıyla kıyaslanamaz. Emperyalistler, BMGK kararını almadan bölgemize girdiler. Bu pervasızlık yaygınlaşmaktadır. Hem BMGK'ne, hem de dünya sistemine indirilmiş bir darbedir. Bunlara karşı bölge devletleri günlük çıkarlar uğruna tek tek hareket edemez. Bunun zorluklar malum. Aksi halde BOP'un tuzağına düşülecek demektir. ABD Başkanı Trump ilk hedef Çin derken, yeni seçilen Başkan Biden ilk hedef Rusya demesi önemlidir. Türkiye'ye ABD ve AB yaptırımları, bu arada S-400 füzesi gibi konularda bir NATO ülkesinin ilk defa maruz kaldığı baskılar kabul edilemez. Üyelerinin güvenliğini sağlamak üzere kurulan NATO, Türkiye'yi korumaya mecburdur. Buna rağmen ABD'nin, Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de yıllardır her çeşit terör örgütüyle işbirliği yaparak, eğitip silahlandırarak ülkemizin bütünlüğüne ve egemenliğine tehdit oluşturması, hatta sürekli terör eylemleri yapması nasıl izah edilecektir? 

Gerçekçi bir değerlendirmeyle, paniğe kapılmadan Türkiye'nin ne NATO'dan, ne de AB'den çıkarılmasının mümkün olmadığı dikkate alınarak tedbirler geliştirilmelidir. Bu bakımdan tavizlerden kaçınılmalıdır.

Bölgemizi kan gölüne çeviren terör örgütleri ve emperyalist güçlerin bölgeden çıkarılması için: Türkiye, Rusya, Irak, Azerbaycan, ilişkiler normalleştirilerek Mısır, Suudi Arabistan, hatta Suriye ile işbirliği sağlanmalıdır. Gerçeklere dayalı ortak bir strateji hazırlanmalıdır. Emperyalist ülkelerle, başta PKK, YPG, PYD, KUK gibi bütün terör örgütlerinin yenilmesi ve bölgeden çıkarılmasının başka bir yolu yoktur.

 

Yazarın Diğer Yazıları