Denge şarttır

Hristofyas, BM Genel Sekreterine mektup yazarak Maraş’ın tamiri için bir uzmanlar heyetine Maraş’ta çalışma izni verilmesini istemiş. Cumhurbaşkanı Sayın Talat’ın buna izin vermediğini, Maraş konusunun Kıbrıs meselesinin halli konusunda bir bütünlük içinde ele alınacağında -bizce haklı olarak- ısrar ettiğini duyurmuş.
Şimdi Fileleftheros 15 Eylül sayısında bu konuyu başyazı yapmış, haksızlıktan, adaletsizlikten dem vurup yeniden AB sopasını sallamaya başlıyor.
Açık konuşalım: Maraş Türklere geçinceye yani, 1963’den 1974’e kadar Rumlar 103 köydeki Türk malına ve mülküne el koymuş, bağımızı, tarlamızı, suyumuzu, ağaçlarımızı kullanarak zengin olmuş, birçok yerde Türk evlerini, camileri yıkıp harap etmiştir. Bu durum bu güne kadar devam
etmektedir.
Rum tarafı 103 köy halkının 45 yıllık zarar ve ziyanını tespit etti mi? Bir uzmanlar heyetinin bu kasıtlı vahşetten kaynaklanan 45 yıllık zarar ve ziyanın tespitinden sonra mal sahiplerine Loizudu davasını kıstas alarak tazmin etmeye hazır olduğunu duyuruyor mu ki, “Maraş” diye tutturmuş,
gidiyorlar.
Maraş’taki hasar, ta başlangıçtan mal-mülk sahiplerine geri gelip bunlara sahip çıkmalarını önleyen Kipriyanu idaresinin sorumsuzluğundan ve bağnazlığındandır.
Rum tarafı 1963-74 yıllarında yaptıklarını unutup tarihi 1974 Barış Harekatı ile hatırlamaya başladıkları sürece Kıbrıs meselesinin dengeli ve kalıcı bir şekilde halli mümkün değildir. Denge esastır. 1960 Antlaşmalarının oluşturduğu iç ve dış dengelerle Enosis-Taksim önleniyor, Rumların Türklere tahakkümüne set çekiliyor, dengeli bir ortaklık meydana getiriliyor, her iki tarafa da cemaatle ilgili konularda kendi cemaat meclislerini (iç hükümetlerini) kurmak suretiyle fonksiyonel federatif bir sistem meydana getirilmiş
oluyordu.
Bu dengeleri kendi lehlerine bozarak Enosis’in yolunu açmak için başlatılan saldırının sorumluluğunu almadan ve o günden bugüne Türklere yapılmış olan haksızlıklardan, silahlı saldırıdan, Türk emlakinin işgalinden meydana gelen zarar ziyan ödenmeden Rum tarafının kısmi hak iddiasında bulunması kabul edilemez, kabul edilmemelidir. Her konuda bu dengelere önem verilmeli “aman fırsat kaçıyor, şimdi, derhal barış” safsatalığından vazgeçilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları