Depolanmış aşılar mı var?

Hani sık sık Dünya Sağlık Örgütü'nün, epidemiyoloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil'in "Domuz gribi salgını, ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı" sözlerini hatırlatıyorum ya, aynı kişinin koronavirüs salgını hakkında ne düşündüğü de önemli değil mi? 

Keil ile Ralf Wurzbacher konuştu ve röportaj, 4 Mayıs 2020'de NachDenkenSeiten adlı sitede yayınlandı. 

***

Keil, özetle şu tespitleri yaptı:

*Gelişmeler, koronavirüslerin geçmişteki doğal davranışlarından edindiğimiz tarihsel verilerle örtüşüyor. Çeşitli çalışmalar, enfeksiyon zirvesinin, Ocak ve Şubat ayları boyunca sürdüğünü göstermiştir. Mart ayının sonuna kadar, sayılar zaten önemli ölçüde azalıyor ve virüsün yayılması Nisan ayı sonunda ve Mayıs ayı başında bitiyor. Genetiği değişmiş bir korona virüsün gelecek sonbaharda veya kışta geri gelmesi mümkündür. Korona virüsleri de dahil olmak üzere çeşitli grip virüslerinin mevsimselliği kanıtlanmıştır.

*Tabii ki bu virüs yenidir ve önceki patojenlerin bir mutasyonudur. Ancak virüslerin mutasyonu oldukça yaygındır ve her yıl influenzaya karşı yeni bir aşı geliştirmemizin nedeni de bu. Aşı bu sebeple her durumda işe yaramaz.

*Koronavirüsü, geçmişteki güçlü grip dalgalarından daha tehlikeli ve ölümcül değildir. Kapanmanın doğruluğu da bilimsel olarak ispatlanamaz. Buradaki ana mesajı belirleyen Neil Ferguson, domuz gribi paniğinin oluşmasında da büyük bir rol oynamıştı. O dönemde 30 milyon ölüm olacağını öne sürdü ve daha önce depolanmış bir aşıyla pandemiyle mücadele edilmesi için bir korku kampanyası başlattı. Sadece Almanya'da, antiviral etkisi olmadığı sonradan ortaya çıkan milyonlarca doz grip ilacı Tamiflu depolandı. 2012 yılında yapılan bir meta-analize göre, Tamiflu'daki etken maddenin, sadece semptomların süresini 21 saat azalttığı sonucu ortaya çıkmıştır.

*2005/2006 yıllarında kuş gribinin değerlendirilmesi aşamasında, birileri 2006 Dünya Kupası'nı bile iptal etmek istemişti. Virüsün yayılmasını durdurmak için bağışıklık kazanmış insanların oranının yüzde 60 olması gerektiği söylemleri ağızlarda dolaşıyor, ancak bu da bilimsel olarak doğrulanan bir değer değil. En iyi kanıt 2017/18 yıllarında vuku bulmuş olan şiddetli grip salgınıdır. O zamanlar istatistikler Almanya'da 16 milyon civarında insanın hastalandığını gösterdi. Böylece Almanya nüfusunun yüzde 20'si etkilendi ve grip birdenbire gitti.

***

*Ben durumu olduğundan daha zararsız göstermeye çalışmıyorum. Covid-19, bazı risk grupları için tehlikeli ve bu nedenle ölümcül bir hastalıktır. Fakat 1968/1969 Hong Kong gribini de hatırlamak isterim. Bu gerçek bir salgındı, dünya çapında bir ila iki milyon kişi öldü. Batı Almanya'da ölüm oranı 40 bin olarak tespit edilmişti. O zamanlar hiç kimse, ulusal veya küresel bir olağanüstü hal empoze etmek fikrine kapılmamıştı.

*2017/18 sezonunda ABD'de mevsimsel gripte 80 bin ölüm bildirildi. DSÖ'nün günlük yeni Covid 19 dünya haritalarını yanıltıcı buluyorum. İnsanlar, Covid-19'dan mı öldü yoksa başka bir ölüm sebebiyle ölen kişilerde mevcut kronik hastalıklara ek olarak Covid 19 da mı tespit edildi? Bunu kimse bilmiyor şu aşamada.

*Bağışıklık sadece antikorlar tarafından oluşturulmaz. Doğumdan itibaren vücut, bir tür savunma belleği geliştirir. Güneş, temiz hava ve egzersiz de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için son derece önemlidir. Bu nedenle okulları kapalı tutmak, çocukların dışarıda oynamasına izin vermemek ve yaşlıları evlerde tecrit etmek çok mantıksız…

 

Yazarın Diğer Yazıları