"Deprem şartnamesine uygun olmayan evlerin yapılmasına müsaade etti?"

"Deprem şartnamesine uygun olmayan evlerin yapılmasına müsaade etti?"
İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, Meclis'te yaptığı konuşmada Elazığ'daki depremde yaşanan kayıplara yeterli önlemin alınmamasını gerekçe gösterirken, "Peki, kim deprem şartnamesine uygun olmayan evlerin yapılmasına müsaade etti? Hesabını kim soracak?" diye sordu.

Elazığ’da 41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem Meclis’in de birinci gündem maddelerinden.

İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, Meclis’te yaptığı konuşmada, Elazığ’da yaşanan depreme dikkat çekerken, “Dün bir gazetede Kahramanmaraş Türkoğlu Belediye Başkanının -ki Ak Parti’lidir- röportajını okudum, diyor ki: “Üç yıl önce fay hattı üzerindeki evlerin taşınmasıyla ilgili bir raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderdik, üç yıldır cevap yok” diyor ki bu Ak Partili belediye başkanı” ifadelerini kullandı.

Uzmanların, “Bu evler yapılırken deprem şartnamesine uygun davranılsaydı Elâzığ depreminde hiçbir ev yıkılmazdı” sözlerini hatırlatan Koncuk, “Sormayalım mı? Peki, kim deprem şartnamesine uygun olmayan evlerin yapılmasına müsaade etti? Hesabını kim soracak” diye sordu.

Koncuk’un açıklamaları şu şekilde:

PROVOKATÖRLÜK OLARAK FALAN DEĞERLENDİRİLİYOR

"Elâzığ depreminde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Tabii, yaralı olmayan vatandaşlarımıza, depremin psikolojik ağırlığını yaşayan bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi ifade etmek istiyorum. 1998 Adana depremini bizzat yaşamış, bunun maddi, manevi ağırlığını yaşamış bir insan olarak… Depremde yaralanmasanız bile, hayat kaybı olmasa bile gerçekten vatandaşlarımız büyük ızdırap yaşıyorlar, evlerinden uzakta, dışarıda, o kötü hava şartlarında yaşamak zorunda kalıyorlar. Deprem gerçekten çok büyük bir felaket. Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, devletimizin bu felakete hazırlıklı olması gerekir. Tabii, bu siyasi saiklerle yapacağımız bir değerlendirme değil ama Türkiye’nin, yüzde 90 itibarıyla her bölgemizin deprem bölgesi olarak kabul edildiğini düşündüğümüz zaman, deprem Türkiye’nin öncelikli meselesidir ve bu meseleyi ele alması gereken kurum iktidardır. Tabii, bunları söylemek provokatörlük yapmak olarak falan değerlendiriliyor ama sormayalım mı şimdi, deprem vergisi adı altında toplanan vergiyle -ki miktarı 67,5 milyar TL’yi buldu- deprem adına hangi çalışmayı yaptınız?"

ÜÇ YILDIR CEVAP YOK

"Dün bir gazetede Kahramanmaraş Türkoğlu Belediye Başkanının -ki AK PARTİ’lidir- röportajını okudum, diyor ki: “Üç yıl önce fay hattı üzerindeki evlerin taşınmasıyla ilgili bir raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderdik, üç yıldır cevap yok.” diyor ki bu AK Partili belediye başkanı “Üç yıldır Çevre ve Şehircilik Bakanlığından cevap gelmedi.” diyor. Yani, deprem olmasını beklemeden tedbir almak lazım, devlet yönetmek budur, devlet yönetmek planlı hareket etmektir, böyle, el yordamıyla, kafamıza o gün gelen bir projeyi hayata geçirmek için bütün imkânlarımızı seferber etmek falan devlet yönetmek değildir. Devlet yönetmek Türkiye’de bir deprem gerçeğini görüp bunun tedbirini asgariden alabilmektir. “Asgariden” diyorum çünkü asgariden bir tedbirin olmadığını görüyoruz. Uzmanları seyrediyoruz, dinliyoruz."

ELÂZIĞ DEPREMİNDE HİÇBİR EV YIKILMAZDI

“Bu evler yapılırken deprem şartnamesine uygun davranılsaydı Elâzığ depreminde hiçbir ev yıkılmazdı” diyor uzmanlar. Sormayalım mı? Peki, kim deprem şartnamesine uygun olmayan evlerin yapılmasına müsaade etti? Hesabını kim soracak; bunca canın, bunca yaralının, bunca ızdırabın hesabını kim soracak? Sormayalım mı? Dolayısıyla iktidarın Türkiye'nin deprem tehditleri altında bir ülke olduğunu görerek tedbirleri alması gerekir. Bütün imkânlarımızı, bakın bütün imkânlarımızı depreme uygun yerleşim alanları yapmak adına kullanmamız lazım. Yarın Manisa’da olabilir, Sındırgı’nın adı geçiyor, Kahramanmaraş’ın adı geçiyor. Yani yarın olduktan sonra ah vah etmenin bir âlemi yok, “devlet yanınızda” demenin âlemi yok. Devlet şunu demeli: “Devlet deprem olmadan önce vatandaşın yanında.” diyebilmeli. “Bunu diyebilen devlet yönetmede beceriklidir.” deriz biz de ama maalesef hiçbir tedbirin olmadığını üzülerek görüyoruz."