Depremle yaşamak

Cuma günkü yazımın bir bölümüne "Unutma Beni Çiçeği; Deprem" diye başlık atmıştım. Ey elim tutulsaydı da, bunu yazmasaydım. Elazığ-Sivrice'de başlayan sarsıntılar çok geniş bir alanda etkili oldu.

6.8'lik deprem, sadece Malatya, Karlıova, Adıyaman'da değil pek çok kenti kötü salladı. Hatta "faylar yumağı" olarak kabul edilen bölgedeki sarsıntılar yüreğimizi paraladı.

Yıkılan binaların altında kalanların sayısı devamlı artmakta. Yaralıların ise 2 bine yakın olduğunu görmekteyiz.

Herkes şunu kabul etmeli ki, Türkiye'nin en büyük sorunu depremle birlikte yaşamaktır. 81 il ve onlara bağlı ilçeler arasında sadece birkaç huzurlu yer var. Bunlar da Tuz Gölü ve çevresi ile Aksaray, Karaman ve Niğde.

Dikkat edin bu defa kırılan fay hattı tam 45 kilometre uzunluğunda. Irak, Suriye ve Lübnan'a kadar bağlantılı bir deprem yaşandı.

Şiddet hesapları

Tarih boyunca derin izler bırakan en çok hasar verenlerdir. Tabii can kaybı fazla olanlardır... Nitekim 526 yılında tüm Akdeniz kıyılarını etkileyen sarsıntıda 200 bin kişinin ölümü kayda geçmiştir.

Daha yakın zamandan birkaç örnek vereceğim. Sarsıntılar ne kadar derindeyse can kaybı az oluyor.

Türkiye'de 20. yüzyıldaki büyük hareketleri de unutmayalım.

Bu dönemde ülkemizde 6'dan büyük en az 50'nin üstünde ağır sarsıntı ve büyük can kayıpları yaşadık.

Sıralayalım

Bunların en şiddetlilerini şöyle tasnif edebiliriz:

* Malazgirt 1903

* Mürefte-Şarköy 1912

* Burdur'da iki defa; 1914 ve 1917

* Erzurum-Hasankale 1924

* Erdek-Marmara 1935

* Erzincan 1939

* Niksar-Erbaa 1942

* Adapazarı 1943

* Bolu-Gerede 1944

* Ayvalık-Edremit 1944

* Karlıova 1949

* Kurşunlu-Ilgaz 1951

* Yenice-Gönen 1953

* Bolu-Abant 1957

* Varto 1966

* Gediz 1970

* Lice 1975

* Çaldıran 1976

* Erzurum-Kars 1983

Ya ekonomi

1939 yılındaki Erzincan depreminde 32 bin kişi hayatını kaybetmişti. Hatta şehir bir başka yere kurulmuştu.

En yıkıcı olan Marmara depreminin üstünden yaklaşık 20 yıl geçti. Bu yüzden ekonomi çöktü. Hatta iktidar değişikliğine sebep oldu.

Depremleri önceden kestirmek bir türlü mümkün olmuyor. Bu konuda yıllar yılı araştırmalar yapan Çinliler de başarısız kaldılar. Dünyanın en dramatik insan kaybı bu ülkenin Tangşan kentinde meydana gelmişti. 7.6 büyüklüğündeki bu sarsıntı 20 Temmuz 1976 senesinde olmuştu. İnsan kaybı 700 bin kişiydi.

İlginç bir anı

Son Marmara depreminde en komik olayı bizim evde yaşadık. Hani kedi ve köpekler "sarsıntıları önceden hissediyor" varsayımı balon çıktı. Evdeki iki kedimiz büyük sarsıntı sırasında ortadan kayboldular. Biraz araştırınca en rahat koltuğun üzerinde birbirlerine sarılmış halde uyuyorlardı...

Uyumak mümkün mü?

Erdoğan, dün sabah Afrika ülkelerine gitti. Ancak, Elazığ ve Malatya öncelikli deprem bölgesine uğramayı ihmal etmedi. Seyahatinden önce deprem bölgesinde tam kadro ile inceleme yaptı.

Kızdığım taraf

RTÜK'ün tehditlerini ise sevmiyorum. Bu tutuma son vermek gerektiğine inanıyorum. Berna Laçin ve bir kısım eleştirenler için soruşturma açıldığı yolundaki haberleri de hatalı buluyorum. Ne zamandan beri deprem sorunlarını ortaya koymak suç oldu?

"Kurtarma çalışmaları"nda "Allah seni başımızdan eksik etmesin" diye bağıranlara ne demeli? Tam bu arada bir not daha düşeceğim. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu her can yakan vakada mutlaka orada. Bu gerçeği de ihmal etmemeliyiz.

Matem yayını

Tüm televizyonlarda, anında matem yayınına geçildi. Buna en çok uyan da TRT Müzik'ti. Zaman içinde ekranda epey ağlaşmayı fark ettik.

En fazla hoşuma giden Elif Güreşçi'nin söylediği bir şarkı oldu. Selahattin Pınar'ın bestesi "İnleyen udum mu?" sadece ud eşliğinde mükemmel bir icraydı.

GÜNÜN SÖZÜ

Her mutluluk, ıstırapla satın alınır. A. Manzoni

 

Yazarın Diğer Yazıları