Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mustafa Hakan ÜNSER
Mustafa Hakan ÜNSER

Devlet Aklı

Toplum mühendisliği ifadesi belirli bir amaca yönelik olarak toplumun düşünce ve davranışlarını yönlendirme işi veya çabası anlamında kullanılan bir ifade ve bu kavram son zamanlarda sık sık karşımıza çıkıyor. Popüler kültürde önemli bir yer tutan ve uzun yıllardır toplum mühendisliğinin aygıtları olarak kullanılan sinema, televizyon ve sosyal medya toplumun düşünce kalıplarının şekillendiriyor. Hatta öyle etkili ki, birisi karşınıza çıkıp bir film ya da diziden öğrendikleriyle sizin eğitimini aldığınız mesleğinizin gereklerini ve bilginizi bile yargılayabiliyor. Aslında burada anlatmak istediğimi bir doktora tezinde bile ortaya koymanın zor olduğunun farkındayım. Buna rağmen propagandanın bu türünün sosyo-politik hayatımızdaki etkisine değinmeyi hayati önemde buluyorum.

Toplum artık birçok şeyde olduğu gibi temel eğitimini almadan önce; tarihi, devleti, devlet aklını ekranlardan öğreniyor. Ekranlardan toplumun zihnine boca edilen bilgi ve değerler etik olarak çok tartışmalı. Mesela Türk toplumunun eğitim hayatının şekillenmesinde “Hababam Sınıfı” roman, tiyatro ve sonra sinema versiyonları ile çok etkili olmuştur. Türk sinema tarihi açısından önemli izleri olduğunu kabul etmek lazım ancak; haytalık, tembellik, kopyacılık, lakap takma, hatta öğrenci-öğretmen ilişkilerinde laubalilik gibi birçok olumsuzluğu normalleştirmek gibi eleştirilecek tarafları da olmuştur. Yine uzun süre ekranlarda kalan Kurtlar Vadisi isimli televizyon dizisi de kendi alanında birçok başarıya imza atmış ve mafya, “derin devlet”, devlet içi gizli yapılanmalar, istihbarat operasyonları gibi kavramları kurgu olarak konu edinmişti. Mafyaya özendirmek gibi eleştirilere maruz kalan dizi diğer yandan devlet kavramı ve devlet anlayışındaki önermeleriyle de eleştirilmeliydi. Dizi ve sinema filmleri şeklinde 15 yıl boyunca gündemde olan bu seri ve aynı mantıkla yapılan benzerlerinin halen birçok kişinin düşünce tarzını etkilemiş olduğunu görüyoruz.

Devletin tepe noktalarında görev yapanların böyle bir etkinin altında kalmış olduğunu düşünmüyorum ve böyle bir durumu temenni de etmem. Fakat hazır bu tür şeylere inanmaya teşne bir kitle varken bundan istifade etmelerinin önünde bir engel de yok. Bu sayede kirli sakallı, koyu renk takım elbiseli, eli cebinde ağır çekim yürüyen bir “devlet adamı” tipi, zihinlere işlenmiş kodlar sayesinde algı yönetimini elinde tutabiliyor. Artık onun ağzından çıkan söz, devletin hatta devlet aklının sözü oluyor. Zaten devlet kutsal, devlet aklı ise günlük siyasetin dışında uzun vadeli ve normal insanların aklının ermeyeceği hesapları yapan stratejileri ifade ediyor diye kabul edilmiş. Senaristlerin kurgusu olan devlet anlayışı, maalesef toplumun zihninde oturmuş vaziyette.

Algılarımızı maruz bırakıldığı ağır propagandanın etkilerinden kurtararak konuya sağlıklı bir şekilde bakarsak modern bir devletin milletine karşı suç işletmeyeceğini, güvenliğini kanunlardan aldığı meşru şiddet tekelini kullanarak bizzat kendi kurmuş olduğu güvenlik güçleriyle temin etmeyi tercih edeceğini görürüz. Devlet aklı denilen ise esasında devletin kurumlarının bilgi ve tecrübeleriyle devletin devamını sağlamak için geliştirdiği politikalardır. Devlet aklı anayasal kurumlar ve demokratik süreçlerle şekillenir. Olağanüstü durumlarda olağanüstü metotlar kullanılıp kullanılamayacağı ve buna kimin karar vereceği, çok hassas ve tartışmalı bir konudur.

Suriye’de meydana gelen kaotik ortamın ortaya çıkardığı durumu fırsat bilen Cumhur İttifakı, iktidarlarını biraz daha uzatabilmek için yıllar önce bitmiş bir örgütün silah bırakması karşılığında Türk kimliğini ve Türk devletini imha ederek yerine henüz mahiyetini bilmediğimiz yeni bir kimlik ve devlet inşa etmeyi teklif ediyor.

Terörsüz Türkiye ambalajıyla yeniden önümüze getirilen bir açılım süreci ile karşı karşıya kaldığımız bu günlerde birilerinin gizli saklı işler çevirdiğini, azımsanmayacak miktarda birilerinin de bunun devlet aklı olduğunu iddia ettiğini görüyoruz. Aslında ne olduğunu günbegün DEM partililerin, Suriye’den terörist Mazlum Abdi’nin ve ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın açıklamalarından öğreniyoruz.

Diğer yandan muhalif siyasi partiler devlet aklının şekillenmesinde çok önemli bir yer tutarlar. Son dönemde siyasi partilerin süreçlerin dışına itilmesi devlet aklının oluşmasının önünde ciddi bir engeldir. Türk milletinden gizli yürütülen sürecin şeffaflaşması ancak muhalefet partilerinin çabalarına bağlıdır. Esasen ana muhalefet partisi sürecin dışında tutulmasa dahi çok temel konularda yalpalayabiliyor. CHP’nin Türk kimliği konusundaki yaklaşımından Türk devleti ve kimliğini umursamadığını anlıyoruz örneğin… Bu olağandışı siyasi atmosferde onların da gündem ve problemleri asli vazifelerinin önüne geçiyor anlaşılan.

Şeffaf yürütülmeyen her süreç şaibelidir. Süreci yürütenlerin başarıları veya başarısızlıkları ise objektif bir şekilde anlaşılamaz. Bir kısmı desteksiz yürüyemezken imaj her şeydir mantığıyla “devlet aklı” imajı sergilemek için elleri ceplerinde ağır çekim yürümek yetmeyecektir.

Devlet anlayışını dizilerde izledikleri kurgulardan şekillendirmiş ciddi bir kitlenin varlığı yüzünden gerçeklerden uzak, hayali bir devlet anlayışı maalesef bugün siyasetimizde ciddi bir etken haline gelmiştir.

Siyasetin acil gündemi hayali işlerden sıyrılıp devlet aklının milletin ortak iradesini temsil eden akıl ve gerçekler tarafından inşa edilmesini sağlamak olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları