Devlet Bahçeli'den çok sert Suriye ve PYD eleştirisi

Devlet Bahçeli'den çok sert Suriye ve PYD eleştirisi
MHP lideri Devlet Bahçeli Türkiye'nin YPG operasyonlarına karşı çıkanların vatan haini olduğunu söyledi.

MHP genel başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında partililere seslendi. 

İşte Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları:

ABD, PYD'ye silah verdikçe, bu silahlar PKK ile Türkiye'de şahadete yol açmaktadır. ABD karar vermelidir. ABD, Rusya ile hareket edip Kürdistan'ın kuruluşunda rol mü üstlenmektedir? Türk milleti böyle rezil niyetlere papuç bırakmaz. Bu kovboy numaralarına Türk milleti geçit vermez.
 

BUNLARIN HEPSİ VATAN HAİNİDİR

Benim için PKK neyse YPG de odur. Yani bir terör örgütüdür. Aksini iddia edenlerse vatan hainidir. Bu gerçeği hiçbir küresel güç değiştiremeyecektir. 
 

KÖYDEN İNDİM ŞEHİRE VE SAHTE KABADAYI’YI İZLESİN’ 

Davutoğlu bu fecaatin bir numaralı failidir. Geçmişte hem Davutoğlu hem Erdoğan öyle konuşmalar yapmıştır ki yüzleri varsa bugün kızaracaktır. “Ortadoğu’nun sahibi, öncüsü olacaktık. Suriye halkının sözcüsü olacaktık. Başkalarının gündemine dublör olma devri kapanmıştı. Yeni bir Ortadoğu doğuyordu, ülkemizin etrafından istikrar ve refah kuşağı oluşacaktı.” Bu sözleri Davutoğlu söylüyor. Davutoğlu Dışişleri Bakanı’yken, her fırsatta konuştu, aklına ne geliyorsa söyledi. Stratejik derinlikte boğulduğunu hiç anlamadı. Sınırlarımıız Propaganda filmine benzeten yine Davutoğlu’ydu. Sayın Davutoğlu’na Köyden İndim Şehire ve Sahte Kabadayı filmlerini izlemesini öneriyorum. Ya da Kibar Feyzo’daki Maho Ağa’yı incelemesini öneriyorum.

Türkiye’nin dış politikasına yön veren kişinin sözleri ve önerilerine ibret alarak bakınız. Dışpolitikada ördüğü teorik çatının gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmadığını fark etmiş midir? AKP çuvallamış ve içpolitikada olduğu gibi dışpolitikada da şanzımanı dağıtmıştır. Biz sorun yumağı diyerek coğrafyamızı değiştiremeyiz, tarihimizi inkar edemeyiz. Biz doğudan batıya, kuzeyden güneye ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyetiyiz. Neyle uğraşacaksak mevcut avantaj ve dezavantajlarımıza göre bunları başarmak zorundayız. Hamasi nutuklar bir şey kazandırmamaktadır. Türkiye’nin yanlış ellerde heba olduğunu görmek mecburiyetindeyiz.

Yaklaşık 3 milyon mülteci Türkiye’dedir. Mülteci sayısının 100 bine ulaşmasını kırmızı alarm olarak gören Davutoğlu’nun 3 milyona yakın Suriyeli mülteci için ne diyeceği meçhuldür. Yeni bir mülteci kalabalığı sınırımızda birikmiştir. Geçtiğimiz hafta Münih’te düzenlenen toplantıda çatışmaların durdurulması kararlaştırılmışken, Rusya’nın sivil insanları katletmesi barbarlıktır. Mülteci sayısının artacağı, 600 bin yeni mülteci ile karşı karşıya kalabileceğimizi göstermektedir. Türkiye Suriye buhranının ceremesini çekmektedir. AB 3 milyar euroluk rüşvet ile Suriyeli mültecileri almamızı dayatmaktadır. AKP ise meseleyi makul bir yere indirmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Zirvesi’nde AB liderleriyle yaptığı mülteci pazarlığı medyaya sızmıştır. Ensar politikası diyenler AB tarafından vaadedilen parayı yetersiz bulmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Zirvesi’nde AB liderleriyle yaptığı mülteci pazarlığı medyaya sızmıştır. Ensar politikası diyenler AB tarafından vaadedilen parayı yetersiz bulmuştur. Alnımızda enayi yazmıyor diyen Erdoğan, BM’den gelen 455 milyon doları eleştirmektedir. Bir yönü ile Erdoğan haklıdır. BM üç maymunu oynamaktadır. Erdoğan ve AKP hükümeti ne kadar haklı olsada ikircikli ve çelişkilidir. Ya döviz, ya otobüs sözleri çok sorunludur. Sorun kaynağında kurutulmadıktan, Türkiye’nin mülteci sorununundan kaçması beklenemez. Küresel adalet ve insanlık değerleri ortak hareket etmeyi gerektirmektedir. Balıklara yem olan insanlar hepimiz için uyarıcı olmalıdır.

AKP hükümeti kamplarda bulunan mültecilere elbette desteğini vermelidir. Ensarız diyenlerin tarihi sorumluluğu bu olacaktır. Ancak mülteci sorununu paraya endekslemek ülkemizin ve milletimizin saygınlığını hiçe saymak olacaktır. AB ve BM elini taşın altına koymaktan kaçındıkça yanan ateş insanlığın bacasını tutuşturacaktır. Halep, Osmanlı’dan ayrıldığından beri üzerine güneş doğmamış, karanlıkta kalmıştır.

Türkiye’nin Suudi Arabistan’la ortak faaliyete hazırlanması en çok konuşulan konulardan biri olmuştur. Suudi yönetiminin keşif çalışmasından sonra İncirlik’e 5 savaş uçağı göndermiştir. AKP’nin Dışişleri Bakanı, Suudi askerlerinin Türkiye’den geçmesinin temenni olduğunu söylemiştir. Suudi Arabistan’ın başını çektiği ülkelerle Türkiye kara operasyonuna girmeye hazırlanmaktadır. Bundan TBMM’nin haberi yoktur. Senaryonun kim tarafından yazıldığı belli olan savaşa katılmaya kim karar vermiştir? Türkiye muz cumhuriyeti midir? Meclis’in onayı olmadan Türkiye’yi savaşa sokmak, kamuoyunu hazırlamak şuursuzluktur.