Devlet beğendiremiyoruz beyzadelere!

Azerbaycan Ordusu'ndan gelen haberlerle, Bakü'deki Şehitler Hiyabanı'nın üzerine çökmüş o kara gölgenin her geçen gün biraz daha dağıldığı günlerde…

Her tarafı mayınlarla döşeli olan bir kilometrelik alanı geçip de, Ermeni askerlerin zapt ettiği karakola tek başına baskın düzenleyen, 45 Ermeni asker ve subayını -kendi mühimmatlarıyla- tek başına öldüren, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri ile değme süper kahraman filmine taş çıkartacak şekilde 5 saat boyunca tek başına savaşan Mübariz İbrahimov'un, o şanlı gecenin sabahında şehit düştüğü karakolda nihayet Azerbaycan bayrağının dalgalanmaya başladığının müjdelendiği günlerde…

Azerbaycan "devlet" miymiş tartışması yapılıyor ülkemde.

Yazıklar olsun!

***

Mehmet Emin Resulzade liderliğinde, 1918 yılında kuruldu Azerbaycan.

Kurulduğunda, Orta Doğu'nun "ilk" ve "tek" cumhuriyetiydi.

1920'de, Kızıl Ordu girdi ülkeye. 

Resulzade'nin ifadesiyle, "Azerbaycan halkı zulme karşı son nefesine kadar savaştı; fakat mağlup oldu. Neticede millî ordusunu dağıttılar, millî önderlerini kesdiler, millî servetlerini yağmalayarak Moskova'ya götürdüler. Tek kelime ile memleketi sovyetleşdirdiler. Tarihin en acımasız istibdadını kurdular…"

Bu böyle 1991'e kadar devam etti.

Sonrası malum; istiklal!

Ama rahat bırakmadılar; işgal, katliam, soykırım; Azerbaycan'ın kısacık tarihinde hepsinin, insanlık tarihinde en eşi görüşmemiş hunharlıkta olanları var.

İşgal altında topraklarının hiç de azımsanmayacak kısmı hâlâ; ve savaşıyorlar. "Vatanı kurtarmaya" ilk defa bu kadar yakınlar.

***

Birleşmiş Milletler'e de üyeler… Avrupa Konseyi'ne de… AGİT'e de… Böyle 40'a yakın başka uluslarası kuruluşa da…

Bakın tutanaklara, Türkiye Cumhuriyeti "devleti"nin temsilcilerinden çok daha gür sesle savunuyorlar hem Azerbaycan hem Türkiye Türkleri'nin menfaatlerini oturumlarda…

***

Ama ben bugün başka bir delil sunacağım vicdanlarınıza:

1918…

Resulzade, Orta Doğu'nun ilk "cumhuriyeti"ni ilan etmiş ama Bakü işgal altında.

Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin hükümeti var; lakin öz yurdunda sürgünde gibiler, giremiyorlar başkent sınırlarına.

Azerbaycan Milli Şurası Başkanı Resulzade, Batum Anlaşması çerçevesinde, "Kafkaslar'daki Müslüman katliamını durdurmak üzere" askeri yardım istiyor Osmanlı'dan.

Enver Paşa, bizatihi kurduğu Kafkas İslam Ordusu'nu Azerbaycan'a uğurlarken, şöyle sesleniyor Ordu Komutanı Nuri Paşa'ya Haydarpaşa'da:

- Gidiniz ve bahri hazardaki bir Türk devletini kurtarınız!

***

"Devlet" miymiş!

***

40 bin insanın katili Öcalan'ı ülke demokrasisi için şans görüp de, Aliyev demokrat değil diye Azerbaycan'a burun kıvıran ucube anlayışın sahiplerini bilmem, ama o gün bugündür Azerbaycan "devlet"tir, "devlet"imizdir bu milletin kendini "Türk" sayan her ferdine!

Kimin kiminle iş tuttuğu konusu biraz karışık…

Yanlısı olduğu AK Parti'nin mensupları tarafından bile "paçavra" olarak adlandırılan malum kağıt israfında, "Çakma tarih baba" kadrosunda istihdam edilen zat, 2. Abdülhamit'in Ermenilere bakışını yazmış. Delil olarak da, 2. Abdülhamit'in, dönemin ABD Büyükelçisine, "Ermenilerin, Osmanlı Hanedanı tarafından nasıl lütuf gördüklerini, kendilerine nasıl ihsanlarda bulunulduğunu ve bu şekilde nasıl bol miktarda mal, mülk ve servet edindiklerini" anlattığı görüşmeyi paylaşmış.

Aynı gün, aynı kağıt israfında yayınlanan bir başka yazıda, Türk Milliyetçileri ve ülkücüler, İYİ Parti üzerinden, "Yasin Börü'nün katilleriyle iş tutmakla" suçlanıyordu.

Kimin kiminle iş tuttuğu konusunda bu kadar hassaslarsa,  ben "Çakma tarih baba"dan istirham ediyorum;

Ermenilerden sonra bir sonraki yazısında da 2. Abdülhamit'in Kürtlere bakışını anlatsın uzun uzun; onlara nasıl ihsanlarda bulunduğunu ve bunların hangi sonuçlarını doğurduğunu…

Bilgi belge de bol; Hamide Alaylarından girsin Aşiret Mekteplerinden çıksın. "Kürtçülüğün", "etnik bölücülüğün" sözde bir "fikir hareketi" olarak nerede, nasıl başladığını anlatsın. Silahlandırılan aşiretlerin sonradan hangi isyanlarda, hangi rollerde karşımıza çıktığını hatırlatsın. Şimdi PKK, YPG dediğimiz yapıların tarihin hangi sayfasından palazlandığını açıklasın… "Asayişin emaneti" suretiyle, halkın feodaliteye ezdirilme sürecinin miladını aktarsın.

Köşe komşuları, Yasin Börü'nün de, bu ülkenin PKK terörüyle mücadelede verdiği bütün şehitlerin de, "töre" etiketiyle meşrulaştırılmaya çalışılan zifiri karanlıkta yitip giden her bir evladımızın da "katilleri"yle kimlerin, ne zamandan beri iş tutmakta olduğunu öğrenir de, ayağına dolanacak iftiralar savurmaz belki bundan sonra kimseye!

GÜNÜN SÖZÜ

Başlığa bakmayın siz, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in çıkışı açık ara bu "yılın sözü":

"İti qovan kimi qovuruq onları, iti qovan kimi!"

 

Yazarın Diğer Yazıları