​​​​​​​Devleti yaşatmak için yaşatılacaklar listesi

 Büyük büyük konuşmak ne kolay…

"Benim milletim…"

"Değerli vatandaşlarım…"

"Bu şerefli millet…"

"Milletçe…"

"Biz millet olarak…"

"Tek millet…"

"Büyük Türkiye ailesi…"

"Bir Allah'ın kuluyuz…"

"Türkiye Cumhuriyetinin kıymetli vatandaşları…"

"Benim vatandaşım…"

"Bu ülkenin her bir ferdi…"

"Aynı dağın yeliyiz biz… Aynı bağın gülüyüz biz…"

Ne vardı bir de?

En sevdiğim:

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın…"

***

Çok değil bir, bilemedin iki cümle sonra…

Ali "terörist".

Veli "darbeci".

Ayşe "şer odağı".

Fatma "fesat yuvası".

Ahmet "ihanet içinde".

Mehmet  "hadsiz".

Velhasıl;

Sen kimsin(iz)?!

***

Ali'lerden değilse, Veli'lerden değilse, Ayşe'lerden, Fatma'lardan değilse…

Barışlar'dan değilse mesela…

Murat'lardan değilse…

Derya'lardan, Arya'lardan, Ada'lardan değilse…

Çok merak ediyorum, kimden müteşekkil bu büyük millet acaba? Kim dahil bu "değer", "kıymet", "şeref" atfedilen fertlerine ülkenin? Kimler bir parçası sayılıyor Türkiye'nin?

Kimler bu ülkenin hak ve hukuka sahip olmaya layık varsayılan vatandaşları?

Hepsini geçtim, kimler insan, kimler değil "devlet katında"?

Kimler yaşatılırsa yaşar devlet ve kimleri yaşatmamak/yaşatamamak eksiltmez ömründen ve tehdit etmez devleti?

***

Böyle, "devleti yaşatmak için yaşatılması gerekenler" diye bir liste var mı yok mu bilemiyorum. Ama, defaatle karşı karşıya kaldıkları muameleye bakınca, ne "millet"ten, ne "vatandaş"tan, ne de "insan"dan sayılmadığı aşikar Barışlar'ın yahut Murat'ın hayatı dahil değil gibi görünüyor; bu "devleti yaşatmak için yaşatılması gereken insan"ların hayatlarına!

Onların uğradığı "haksızlık"lık gölge etmiyor demek ki devletin "hak" ayağına, hukuksuzluk zarar vermiyor "hukuk" ayağına, adaletsizlik darbe vurmuyor "adalet" ayağına; bazı vatandaşlarına haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizliği reva görerek de yükselebiliyor demek ki sistem pekala hak-hukuk-adalet sacayağına basa basa!

En az bir Rönesans tablosu kadar(!) sürreal; imkansız gibi, olacak iş değil gibi ama işte var!

***

Peki ya Barış Terkoğlu'nun 6 yaşındaki oğlu Ali Derya?

Ya, Barış Pehlivan'ın 2 yaşındaki kızı Arya?

Ya, Murat Ağırel'in 8 yaşındaki kızı Ada?

Doğmuş olmak dışında atfedileceğiniz bir suç yok henüz onlara; onlar dahil mi devleti yaşatmak için yaşatılması gereken insanlara?

Dahillerse niye sakatlıyor, topallaştırıyorsunuz "devlet"i onlarda açtığınız yaralarla?

***

Son birkaç gündür çok fazla kafa yoruyorum buna;

Tekraren hedef tahtasına oturtulan bir grup gazetecinin yazdıkları, sordukları, sorguladıkları, ifşaları mı, yoksa bu çocukların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kırgın, küskün, aidiyetleri zayıf ve dahi kavgalı büyümeleri mi daha büyük bir tehlike/tehdittir "beka" denilen her ne ise onun akıbetine? Hangisi daha onanmaz zararlar verir ülkenin geleceğine?

Nazlı Ilıcak'ın, bütün hesaplaşmalarına mazeret olarak -haklı veya haksız- "çocukluk travmalarını" öne sürmesi geliyor onları andıkça aklıma;

Yeni Nazlı Ilıcak'lar mı yani bırakmak istediğiniz "miras" yarınlara?

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları