Devletin intiharı!

Polonya’da merkez sağ hükümetin Adalet Bakanı Zbigniew Cwiakalski, cezaevinde bir mahkûmun ölümü üzerine istifa etti. Türkiye’de ise cezaevinde bulunan bir tutuklu, zamanında hastaneye sevk edilmediği için öldü, bir başkası düşerek boynunu kırdı, bir başkası 20 kilo zayıfladığı halde hastaneye sevk edilmiyor.
Ve bütün bunlardan sonra, basında bir PKK itirafçısının iddiaları esas alınarak, yargısız infaz edilen “devlet övünç madalyası” sahibi, emekli albay Abdülkerim Kırca, askeri lojmanlardaki evinde intihar etti!
Yargısız infaz, cenaze kaldırılırken bile devam ediyordu.

* * *

Hukuk devletinden sapmak, bir devletin intiharıdır. Terörle mücadele ve hatta savaş sırasında bile hukuktan ayrılmamak esastır. Fakat sanık durumunda olan bir kişinin suçlu ilân edilmesi de son olayda görüldüğü gibi cinayettir.
Diyeceksiniz ki kimin umurunda!
Ermenilerden özür kampanyası başlatarak, Türk tarihinin hakkından gelebileceğine inanan Soros beslemeleri, terör örgütü destekçileriyle birlikte bayram yapıyor.
Kemik peşinde olan birisi de ağızlarından salyalar akıtarak bize hırlıyor!

* * *


Genelkurmay Başkanlığı “Artık, yetkili ve sorumlu makamlar ile sağduyulu medyanın üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek üzere söylem yerine gerekli tedbirleri alma zamanıdır” diyor.
Artık ne o makamları işgal edenlerde, ne de medyada sorumluluk veya sağduyu vardır.
Hukuk dışı bütün uygulamalar, AKP iktidarından cüret bulmaktadır. Zamanında gerekli tedbirleri almayanların bugün yapabileceği fazla bir şey de yoktur.

* * *

Bu tablo karşısında AB dönem başkanı Çek Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Eva Filipi, Ergenekon davasını ve bu davayla ilgili gelişmeleri anlamakta zorlandığını belirterek, Türkiye’nin AB üyeliğinin “derin devlet gibi yapılanmaları önleyeceğini” söylüyor.
Çek Cumhuriyeti, şimdi ABD ve AB güdümündedir, dolayısıyla derin devleti olmayabilir, ancak ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya’nın derin devletleri yok mu?
Onların derin devlet yapılanmalarını kim önleyecek? 
Mahir Kaynak, “Her ülkede bir derin devlet vardır. Ülkenin geleceğini planlayan birtakım akil insanlardan oluşur. Ama maalesef Türkiye’de derin devlet yok. Olsa böyle olur muyduk? Bakın Osmanlı’da derin devlet vardı. Hatta Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Osmanlı derin devletiydi” diyor. 
Aslında biz de bu görüşteyiz. Öyle ki 26 Şubat 2004 tarihinde bu sütunda, “Mustafa Kemal Paşa, devletin bir numaralı yöneticisi olan Sultan Vahdettin’den Ordu Müfettişliği gibi geniş bir yetki ve buna bağlı olarak tahsisat almış, ayrıca Anadolu’daki yapıyı da zaten Teşkilatı Mahsusa kurmuştu. Yani Osmanlı derin devleti, yeni bir devletin çekirdeğini oluşturmaya başlamıştı zaten. Bugün, Damat Ferit’in İstanbul hükümeti gibi davransa da AKP iktidarı toplam seçmenin dörtte birinin oylarıyla gelmiştir ve yine halk iradesi ile indirilmesi gerekir. Bütün mesele Türk halkına gerçeklerin duyurulabilmesidir!” diye bir durum tespiti yapmıştık.

* * *


Ve “Bunun için milli güçlerin yapacağı birinci iş, medyaya el atmaktır. Bugün medya ve sivil toplum kuruluşları denilen, istihbarat örgütlerinin yan kuruluşlarıyla milli devletlere saldırıyorlar. Soros yöntemi de diyebiliriz. O halde milli güçler de aynı yöntemle cevap vermek zorundadır”  önerisinde bulunmuş idik.
O tarihten sonra medyaya el atan, gayri milli güçler oldu! Milli sermaye, varlığını Türk varlığına armağan edemedi!
Mesele o ki asıl milli güçler kontrol altındadır! Yoksa böyle mi olurdu?
İntihar eden emekli albay değildir; intihar eden devlettir!
Türk, bu meseleye de çözüm bulacaktır, göreceğiz!

Yazarın Diğer Yazıları