Dilde, fikirde, işte birlik, ülküsü oldu

Dilde, fikirde, işte  birlik, ülküsü oldu

Prof. Dr. Mehmet Saray, son devirlerde yetişen en büyük Türk aydınlarından biri olan ve Türk Birliği ülküsünün temellerini atan Gaspıralı İsmail Bey'in hayatı ve çalışmalarını kitaplaştırdı. "Gaspıralı İsmail Bey'den Atatürk'e Türk Dünyası'nda Dil ve Kültür Birliği" adlı kitabı hakkında Prof. Dr. Mehmet Saray şu değerlendirmeyi yapıyor:

Gaspıralı İsmail Bey, Türklerin ve İslâm âleminin geri kalış sebeplerinin başında cehaletin geldiğine inanan büyük fikir adamlarımızdan biri idi. Rus işgaline uğrayan Türk ülkelerinde yaptığı eğitim reformu (Usul-i cedid) ile Türklerin İslâmdan ayrılmadan Avrupai manâda modern bir eğitim görerek başarılı olabileceklerini ispat etmişti. O'nun bu mücadelesini "Türk Dünyasında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914)" adlı bir araştırmada anlatmaya çalışmıştık. Fakat Gaspıralı İsmail Bey'in çalışmaları ve başarılan yalnız eğitim sahasıyla sınırlı kalmıyordu. O, iyi eğitim görerek muasır medeniyet seviyesine hızla ilerleyen Türklerin dil ve kültür alanında birleşmeleri zaruretine de inanıyordu. Aksi takdirde, dil ve kültür alanında birleşemeyen Türk topluluklarının bir millet hâline gelemeyeceğini ve arzu edilen başarıyı elde edemeyeceğini söylüyordu. Türklerin mutlaka "Dilde, fikirde ve işte birlik" prensibiyle hareket etmesini isteyen Gaspıralı İsmail Bey, ancak o zaman siyasî ve ekonomik alanlarda istedikleri konuma gelebileceklerine inanıyordu. Türkiye Türkçesi'nin örnek alınarak mutlaka dil birliğinin sağlanması gerektiğini belirten Gaspıralı, bunu yaparken diğer Türk lehçelerinin de unutulmamasını söylemiştir. Gaspıralı İsmail Bey'in bu ideal ve düşüncelerini, Rus idaresinin katı kurallarına rağmen, önemli ölçüde gerçekleştirmişti. Sovyet sistemi ile birlikte büyük sıkıntılar içine giren Türk halkları, dil ve kültür birliği alanında da büyük baskılara maruz kalmışlardı. Bu araştırmada onların çektiği çileli hayatın hikayesi verilmiştir.

kitap-012.jpg

Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk, kurdurduğu dil ve tarih kurumlarıyla Türkiye haricinde yaşayan kardeşlerimizle müşterek tarihimizin ve dilimizin işlenip ortaya konmasını istemişti. Siyasete girmeden Türkler arasında dil ve kültür birliği kurulmasını isteyen Atatürk'ün bu sahadaki görüşleri kitapta etraflı bir şekilde izah edilmiştir.

Türk insanının çağdaşlaşmasında Atatürk'ten sonra en çok emeği geçen insanlardan biri olan Gaspıralı'nın verdiği bu hizmetlerin unutulmaması, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra istiklâline kavuşan yeni Türk Cumhuriyetleri ve Türkiye arasındaki kültürel bağların öneminin yeni nesilleri aktarılması zaruretinden dolayı böyle bir çalışma yapmayı görev bildim.

Boğaziçi Yayınları Tel:(0212) 520 70 76

***

Basın hürdür, sansür edilemez

Cesur kalem Sabahattin Önkibar yeni kitabı "Yazılamayanlar" ile tartışma yaratacak konuları gündeme taşıyor. "Açık ve örtülü sansüre başkaldırı" olarak nitelediği kitabını Önkibar şöyle takdim ediyor:

"Kitap, Türk medya ve yayın dünyasında yazılamayan ya da gündemden uzak tutulan konuları içermektedir. Bir başka ifadeyle gizlenen ihanet ve faciaların belgeselidir. Bugünkü buhranın kamufle edilmesi için topyekûn bir sansür sisteminin egemen kılındığı ortadadır.

Evet Türkiye bugün abartısız olarak devlet krizi yaşıyor. Devleti kişiselleştirme adına kurulan bu yeni rejim geleceğimize ipotek koymuş durumda.

Hayır, kastım başkanlığa geçilmesi değildir ki gerçekte böyle bir sisteme geçilmemiştir. Türkiye'deki rejimin adı başkanlık ambalajlı totaliter bir şahıs devletidir.

Öyle, çünkü ABD türü başkanlık sistemlerinde erklerin üstünlüğü vardır. Yürütme, yargı ve yasama birbirinden lafla değil gerçekten ayrı ve bağımsızdır. Türkiye'de ise bu bağımsızlık sözdedir. Bırakın yasamayı, yargı bile özellikle FETÖ darbesi sonrası tamamen yürütmenin güdümündedir."

Kitaptaki önemli konu başlıklarından bazıları şunlar:

*Tayyip Erdoğan'ın yaptığı 8 büyük siyasi operasyon! *Erdoğan-Gökçek kavgasının perde arkası *Melih Gökçek ile Kadir Topbaş'ı hapisten kurtaran sırlar. *Tayyip Erdoğan ile Ali Babacan'ın hiç bilenmeyen beton kavgası *Tayyip Erdoğan Ali Koç'tan niye çekiniyor? Babası Rahmi Koç'a elçi olarak kimi gönderdi? *McKinsey ve Papaz olayının bilinmeyenleri *Aydın Doğan nasıl tehdit edildi? *Gazetelerin ve televizyonların gerçek sahibi kim? *Muhsin Yazıcıoğlu'nu FETÖ böyle öldürdü, iktidar böyle seyretti. *Bahçeli'nin Tayyip Erdoğan'a teslim olma sırrı ne? *Kemal Kılıçdaroğlu'nu istifa etmekten vazgeçiren neden.

Kırmızı Kedi Yayınevi Tel:(0212) 244 89 82

***

HAFTANIN KİTABI

Denizleri bilen adam

Okyanuslarda sular acımasızdır, tehdit eder, çekilecek restleri görür, kırar, batırır. Gemiler, onların canı istedikçe patakladığı, tekme tokat dövebileceği bir adam gibidir. Babür Hüseyin Özbek yeni romanı "Güvertede" ile okurlarını yine okyanuslara taşıyor:

Sancakta, kuzeybatıda bir hareketlenme başlıyordu. Sanki gökyüzü ufuk çizgisinde birbirine giriyor, rüzgâr ve deniz itişip kakışmaya başlıyor gibiydi. Kaba dalgalar oluşmaya başlamış, rüzgâr iskele baş omuzluktan sancağa geçmiş, arenada saldırmaya hazır kızgın bir boğa profili çiziyordu.

Okyanusun bu bölgesinde hava bozdu mu böyle bozuyordu. Deniz harmanlanır gibiydi; bulutların üstünde depolanan yağmur sağanak ve hoş bir gürültüyle boşaldı. Kustu ve gene kustu.

Deniz kudurmuştu. Kümelenen su parçacıkları bordalardan güvertelere tırmanıyor, vurdukça vuruyordu.

Kuzey Atlantik'te 36 derece Kuzey Paraleli'nin altı harmanlanıyor, yeri göğü birbirine katıyordu.

Post Kitap Tel:(0212) 512 70 20

***

Anadolu'nun Türkleşmesi

 

Prof. Dr. Necati Demir'in el yazması nüshalardan Türkiye Türkçesine aktardığı Dânişmend Gazi Destanı, 11-15. yüzyıllar arası Türklerin tarih, kültür ve coğrafyasıyla ilgili zengin bir birikim oluşturduğu için son derece önemlidir.

Anadolu'da oluşan Türk destanlar zincirinin ikinci halkası Dânişmend Gazi Destanı'dır.

Dânişmend Gazi Destanı, Anadolu destan zincirinde Battal Gazi Destanı ile Saltuk Gazi Destanı arasındadır.

8. yüzyılda Anadolu'daki Müslümanlaşma ve Türkleşme serüvenini anlatan Battal Gazi Destanı'ndan sonra, Dânişmend Gazi Destanı'nda da aynı mücadelenin 11-15. yüzyıllar arasındaki kısmı anlatılır.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

KÜTÜPHANEMDEN

İstiklal Savaşı'nın az konuşulan yönleri

Stefanos Yerasimos, "Kurtuluş Savaşı'nda Türk-Sovyet ilişkileri 1917-1923" adlı kitabında Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi ve Ekim Devrimi'yle ileri bir aşamaya geçen Türk-Sovyet ilişkilerini ele alıyor. Yazar, bu yeni dönemde Sovyetler Birliği'nin tüm dış ilişkilerini, bu arada Türk-Sovyet ilişkilerini de kapsayan "Dokumenti Vneşney Politiki SSSR"deki (SSCB Dış Politika Belgeleri) belgelerden kaynaklanarak iki ülke arasındaki ilişkileri ve Yeni Türkiye'nin gelişimini "Kurtuluş Savaşı"ndan başlayarak Lozan Konferansı'na dek adım adım inceliyor. Türk-Sovyet ilişkilerini Türkiye'nin diğer ülkelerle olan ilişkileri bütününden koparmadan inceleyen yazar "Kurtuluş Savaşı" yıllarının toplumsal ve ekonomik çerçevesini, ince denge hesaplarını, dostluk, kuşku ve bunalımları, karar ve kararsızlık dönemlerini çeşitli kaynak ve belgelerle besleyerek sergiliyor. İlk ilişkinin kurulması, Ankara'daki yönetici kadronun iç çekişmelerinden Lozan Konferansı'na uzanan Cumhuriyet Türkiyesi'nin doğuşunun karmaşık ortamında iç içe giren ilişki ve çelişkiler yumağını somut durumlarıyla ortaya koyan bu çalışmanın önemli bir yanı da kitaptaki belgelerin hemen hepsinin -birkaçı dışında- Türkçede ilk kez yayımlanıyor olmasıdır. Yalnızca bir belge aktarımı olmakla kalmayıp bu belgeler arasındaki ilişki ve bağlantıyı da ayrıntılarıyla inceleyen bu kitap, "Kurtuluş Savaşı"nın ekonomik-politik gelişiminde bunların nicel-nitel katkılarının ne gibi aşamalardan geçip hangi noktalara ulaştığını da sergileyerek sunduğu tüm yeni bilgi ve belgelerle bu konudaki görüşlere yeni boyutlar getiriyor. (Kurtuluş Savaşı'nda Türk-Sovyet ilişkileri 1917-1923 / Boyut Kitapları-2000)