Dili doğru kullan işin eğri olmasın!

Dili doğru kullan işin eğri olmasın!

Hüseyin Movit, Türkçenin doğru konuşulup doğru yazılmasını hayatının gayesi edinmiş bir Türkçe aşığı. Önceleri dil konusundaki bu hassasiyeti sadece kendisi için gösterirken 1990'lı yıllardan itibaren yaptığı önemli tespitleri imkan bulduğu her platformda ve konferanslarda Türkçe dostlarıyla paylaşmayı sürdürüyor. Movit, 1990 yılında iki arkadaşıyla "Türkçe Gönüllüleri-Dil İzleme Grubu"nu kurdu. Radyo, televizyon, gazete, dergi ve kitaplardaki (ders kitapları dâhil) yanlışları tespit ederek, en az 5 bin kişiye telefon, mektup, faks ve e-posta ile ulaştı. Bugüne kadar 2 bin'i aşkın dil ve genel kültür konulu makale yazdı. Tespit ettiği 20 bin'in üzerinde yanlışı köşesine taşıdı. 15 bin'e yakın yanlışı hâlen arşivlemeye çalışmakta olan Hüseyin Movit yeni kitabı "Yetişkinler İçin Türkçenin Doğrusu" ile dilimize hizmet çabalarını sürdürüyor. Movit, 10 kitabı "Yetişkinler İçin Türkçenin Doğrusu"nu yazma amacını, "Hepimizin derdi Türkçe" diye özetleyip şöyle devam ediyor:

Nasıl konuşuyoruz, nasıl yazıyoruz, kurallara uyuyor muyuz?

Yazılarımızı sonradan okuyunca yaptığımız yanlışları tespit edebiliyor muyuz?

Televizyonlar, radyolar, gazeteler ve dergiler Türkçeyi doğru kullanıyor mu?

Her zaman söylendiği gibi gazetelerdeki düzeltmenler (tashihçiler, redaktörler) nerede?

Çevrenizde, "modern"e "moderin", "lüks"e "lüküs", "fötr"e "fötür", "Satürn"e "Satürün" diyen var mı?

"Mütevazı"ya "mütevazi", "cirim"e "cürüm", "refüj"e "orta refüj" diyenleri duydunuz mu?

"Kent"e (şehir) "il" (vilayet), "İzmit"e "şehir" yerine "il", "Adapazarı"na şehir yerine "vilayet" diyen var mı?

Aynı şekilde, "reçel"e, "leçel", "iğne"ye "inne" diyen var mı?

Varsa onları uyarmak sizlere düşüyor!

Bunların sebeplerinden bazıları da ucuz iş gücü çalıştırmak ve sözlük/yazım kılavuzu okuma alışkanlıklarının olmaması. Kimi yazarlar/televizyoncular ve siyasetçiler öyle Türkçe hataları yapıyorlar ki seyirci kalmak mümkün değil. Bir örnek vermek gerekirse ceset "bulunur", cenaze "kaldırılır", naaş "defnedilir." Bu kelimeleri yerli yerinde kullanmak gerekir. Beyin ölümü gerçekleşmez, "meydana gelir". "Uçaktaki beş mürettebat hayatını kaybetti" denmez, doğru ifade "Uçaktaki beş kişilik mürettebat hayatını kaybetti" denir. Radyocu/televizyoncu, "Size konuklarımı tanıştıracağım" dememeli; doğrusu "Size konuklarımı tanıtacağım"dır

Tespitlerimizi 1990'dan bu yana yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda elde ettik. Yanlışlar/hataların kimler tarafından yapıldığını öğrenmek, Google'da yapılacak kısa bir araştırmayla elde edilebilir.

Zinde Yayıncılık Tel:(0212) 534 17 26

***

Edebiyatçılarımızın siyaset macerası

Mehmet Âkif, Necip Fâzıl, Fuat Köprülü, Peyami Safa, Halit Ziya Uşaklıgil, Yusuf Ziya Ortaç, Namık Kemal, Faruk Nafiz Çamlıbel hemen hepsi ömürlerinin bir döneminde siyasetle ilgilenmişlerdi. Türk edebiyatında mühim iz ve tesirler bırakan bu büyük yazarların siyasî hayatları da, dönemlerinin siyasî vaziyetinden dolayı yaşadıkları da elbette ilgi çekici olacaktır. Safahat şairinin Türkiye'ye gelmemesi için devlet içindeki klikleşmiş bir zümrenin Mehmet Âkif'i nasıl itibarsızlaştırmaya çalıştığını, Sabır Taşı isimli piyesiyle Sanat Mükâfatı Piyes Yarışması'nı kazanan Necip Fazıl'ın birinciliğinin nasıl iptal edildiğini, Sait Faik'in Medarı Maişet Motoru adlı romanının niçin yasaklandığını, Türkolojinin kurucusu Fuat Köprülü'nün inişli çıkışlı politika macerasını, Faruk Nafiz'in Yassıada'da kendisini nasıl savunduğunu, Akbaba dergisinin sahibi Yusuf Ziya Ortaç'ın Adnan Menderes'e birçok mektup yazdığını, ancak Yassıada Mahkemeleri devam ederken Ortaç'ın neden sessizliğe büründüğünü hayretle ve bir miktar da ibretle okuyacaksınız. Selçuk Karakılıç'ın hazırladığı "Sürgün, İntihal ve İntihar / Edebiyatımızın Siyasetle İmtihanı" kitabı, kültür ve edebiyat tarihimizin bazı karanlık noktalarına ışık tutmakla birlikte, edebiyatımızın renkli dünyasında cevelan etmek isteyenlere heyecan verici bir gezi vaat ediyor.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

HAFTANIN KİTABI:

Kalemin ustalarıyla söyleşiler

Özgün çalışmalarıyla dikkat çeken İbram Erdem Aylık Yazın Dergisi "Öykü Şiir"de yayınlanın söyleşilerini, "Edebiyatın Sessiz Kahramanları" adıyla kitaplaştırdı. Erdem bu çalışmasının gerekçesini şöyle açıklıyor:

Post-modern dayatmalar, birilerini yazar diye öne sürmelerin getirdiği keyfilik, hatta baskıcılık, değerlerimizi unutturmaya kadar vardırmıştır işi.

Alanı içi boş yazarlar doldurunca yaşayan yaratıcılar kıyıya çekilmiş gibi oldular zorunlu olarak.

bu söyleşiler, bu duruma tepki olarak doğdu. bir gerçeği öne çıkarmak adına gün yüzüne çıktı. değerlerin üstü örtülebilir ama ortadan kaldırılamaz. Bilinen gerçektir: Edebiyat uzun soluklu bir uğraştır. Bu insanların ürünleri, değerleri hep yaşayacaktır.

Edebiyatımızın bu ölümsüz kahramanlarının engin sevincine saygıyla bunları bir araya toplamış bulunuyorum.

Sonçağ Yayıncılık Tel:(0312) 341 36 67

***

Araştırıcılar için kılavuz

Prof. Dr. Mehmet Saray, "Bilimsel Araştırma Yöntemleri El Kitabı"nı şu sözlerle takdim ediyor:

Bu küçük el kitabını hazırlamamızın nedeni, hem tarih araştırmacılarının, hem de diğer sosyal bilim dallarında (hukuk, iktisat, sosyoloji, felsefe, psikoloji ve antropoloji) ve çeşitli mesleklerde çalışan insanların, yapacakları araştırmalarda karşılaştıkları veya karşılaşacakları güçlükleri nasıl halledebileceklerini göstermek ve onlara yardımcı olmaktır.

Ümit ediyoruz ki bu el kitabı genç araştırmacıların karşılaştıkları problemleri halletmelerinde yardımcı olacaktır.

 

Boğaziçi Yayınları Tel:(0212) 520 70 76

 

***

KÜTÜPHANEMDEN:

Necatigil'in ünlü ikizlerinden biri...

İsmi Behçet Necatigil ile özdeşleşmiş bir kitap var bugün köşemizde... "Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü" Necatigil'in en az "Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü" kadar ilgi görüp şöhret kazanmış eserinin adeta çift yumurta ikizi. Behçet Necatigil, 229 çağdaş yazarın 770 eseri hakkındaki özet bilgileri bu sözlükte toplamış. 1960'dan bu yana defalarca basılmış olan "Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü"nün kardeşi niteliğindeki "Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü"nün elimde bulunan 1989 tarihli 3. baskısının önsözünde Behçet Necatigil, eseriyle ilgili şu bilgileri veriyor:

"Amacımız, Batılı anlamda hikaye, roman, oyun ve anı edebiyatımızın gelişip güçlendiği yüz yıllık bir zaman içinde, bu tür eserlerden okuduğumuz, unuttuğumuz veya okumayıp hiç değilse konularını merak ettiğimiz kalem ürünlerini ana çizgileriyle toparlamak, anımsatmaktır. Konu özetlerinin bir kısmı, Tanzimat döneminden günümüze edebiyat tarihimize geçmiş, bir kısmı da armağan kazansın kazanmasın türlü eleştirilerde sözü edilerek yankı uyandırmış, ilgi toplamış kitaplara ilişkindir. Bu sözlük, önbilgiler toplamı, bir özetler galerisidir. Batı anlayışlarına uygun 1870-1978 arası edebiyatımızın anlatı türlerinde, yani konu özetlerine elverişli başlıca ürünlerini alfabetik bir düzenlemede derleyen bir elaltı kitabıdır. Daha önce okuduğumuz, ama zamanla unuttuğumuz bir eserin içeriğini hatırlamamıza, okumadıklarımız üzerinde de yaklaşık bir fikir edinmemize yarayan toplu bir konu görünümü, özenli bir not ya da akıl defteridir."

                                                                                                                             (Ahmet Yabuloğlu)