"Dinde Reformcular"

"Din anlayışında reform" konulu çalışmam için kaynak taraması yaparken Eşref Edib'in "DİNDE REFORMcular" (İst. 1959) adlı eseri dikkatimi çekti. Bugün sizlere söz konusu kitabı tanıtmak istiyorum.

Eşref Edib, eseri şöyle takdim ediyor: "Muhterem Peyami Safa Bey üstadımız neşretmekte olduğu kıymetli aylık "Türk Düşüncesi" nâmına yaptığı bir ankette bizim de fikrimizi beyan etmemiz arzusunda bulundular. Suallerine verilecek cevabın mümkün mertebe kısa olmasına çalıştım. Fakat mevzuun ehemmiyetine mebni ancak bu kadar kısaltabildim. Türk Düşüncesi'nde neşredilmek üzere üstada takdim ettim. Arkadaşlar bunun ayrıca risale halinde de tabu neşrini arzu ettiler. Muvafık gördüm. Bu hususta muhterem üstatlar Ali Fuat Başgil, Nurettin Topçu, İsmail Hami Danişmend, M. Raif Ogan'ın da Türk Düşüncesi'nede neşr olunan cevaplarını -müsadeleriyle- ilave ettim. Bu suretle bu eser meydana geldi."

Görüldüğü gibi eserde "Türk Düşüncesi" dergisinin "İslâm'da reform" konusuna dair yönelttiği sorulara dört yazarın verdiği cevaplar yer almaktadır. Bunlardan Eşref Edib: "Biz Müslümanlarca dinde reform diye bir mesele yoktur. Bu, İslâm dinine karşı bir müddetten beri açılmış olan harbin son tezahür şeklidir ki böyle bir tabirle maskelenmiştir" diyerek kestirip atmaktadır.

Ali Fuat Başgil ise "İslâm'da reform" tabirini uygun bulmaz ve "İslâmiyeytin ne itikâdiyatında, ne de ameliyatında deforme olmuş bir cihet yoktur ki reforme olması bahis mevzuu olabilsin" dedikten sonra "İslâm'da reform bahis mevzuu olamaz, ancak içtihat bahis mevzuu olabilir" hükmünü verir, içtihadı da şöyle açıklar: "İçtihat, Kur'ân-ı Kerim'i ve Peygamberin sünnetini tefsir, tevil ve kıyas usulleri dairesinde zaman ve mekân ihtiyaçlarına göre anlayıp izah etmek demektir. İslâmiyet'te içtihadın geniş yeri ve büyük bir kıymeti vardır. Ve her zaman serbestçe içtihat edilebilir. İslâmiyet akla, tefekkür ve muhakemeye geniş yer veren bir dindir. İslâmiyet'te ana kaidelerdendir ki akıl ile ve aklın bir mutası (veri) olan ilim ile nakil yani Kur'ân ve sünnet taâruz (birbirine zıt olma) ettikte eğer nakil sarih olmaz da tefsir ve tevile müsait olursa akıl tercih ve nakil tevil olunur. İslâm'da aklın yani tefekkür ve muhakemenin yoluna içtihat denir."

Ali Fuat Başgil'in şu fikirleri de dikkate şayandır: "Vaktiyle dört mezhep sahibi imamlar nasıl çalıştı ve içtihat ederek dört mezhebi nasıl tesis ettiyse, bugün de kurulacak Diyânet Şûrâsı aynı usul ve metotlarla çalışarak hem bir tevhid-i mezhep yapabilir hem de İslâmî ahkâmı bugünkü hayat şartlarına göre tefsir ve tanzim edebilir."      

Nurettin Topçu'nun "dinde reform" hakkında söyledikleri kayda değer nitelikte: "Hukûkî ahkâm ile muâmelâta âit hükümlerin, devrin icaplarına ve her zaman değişen ihtiyaçlarına uygun hâle getirilmesi, esasen İslâm hukukunun dayandığı prensiplerden biridir. Ancak cahillerin elinde bu prensip çiğnenerek kaideler katılaşmış, hayatî kuvvetini kaybederek bugünkü taassubu doğurmuştur. Bu sahada yapılması gerekli harekete reform değil, İslâm'ın hakikatine götürücü ıslahat demek daha doğru olur. Mazide olduğu gibi, yirminci asır içinde ve gelecek asırlarda da İslâm'ın inkişâfını temin edecek olan bu ıslahat, İslâm dinini bir ihtiras partisi ve Kur'ân ticareti teşkilatı olmaktan kurtararak, aslında sahip olduğu hürmet mevkiine yükseltecek ve böyle bir hareket, hem bilgisiz din istismarcılarını, hem de garazkâr Allahsızları susturacaktır."

Sözü uzatmamak için İsmail Hami Danişmend'le M. Raif Ogan'ın ankete verdikleri cevaplar üzerinde durmayacağız. Merak edenler adı geçen kitaptan okuyabilirler.

Görüldüğü gibi dinde reform meselesi bizde uzun süredir tartışılmaktadır. Kimisi buna tecdit diyor kimisi de ıslahat... Bendeniz din anlayışında reform diyerek yola çıkmış bulunuyorum. İnşallah makalelerimizi kitaplaştırmak nasip olur...

 

***

ACZİMİN GİRYESİ:

Bir çakım kav...

Ey, dünya yansa bir çakım kavım yok diye gerinen adam,

Âhiret yansa söndürecek neyin var onu söyle madem?

                                                                     (Li-müellifihî)

Yazarın Diğer Yazıları