Dış borçlarda risk nedir?

GSYH 'da küçülme'nin tahribatı yavaş olur ve fakat işsizlik gibi, yoksulluk gibi sosyal sorunları ağır olur. Uzamasının maliyeti artmakla birlikte 'küçülme'den çıkış için istikrar programı yapmaya zaman vardır. Banka iflasları, dış borç temerrütleri gibi olaylar ise ekonomiyi bir günde krize sokar.

Bizim önümüzdeki en büyük risk dış borçlarda temerrüt riskidir. Önce bu riskin ne durumda olduğunu tespit etmeliyiz. Eğer yüksekse, her şeyden önce dış borç sorunu için acil önlem almamız gerekir.

Dış borçlarda Osmanlı İmparatorluğu 1881'de; Türkiye'de 1958'de moratoryum ilân etti. Türkiye 1959 yılında Moratoryum ilan ederek, dış borçları yeniden yapılandırdı. İMF ile anlaşma yaparak, 25 milyon IMF'den, 250 milyon ABD'den, 75 milyon diğer OEEC ülkelerinden kredi aldı.

Bugün dış borçların çevrilmesinde dünya daha esnek davranıyor. Söz gelimi Yunanistan gibi göz göre göre büyük hatalar yapan ülkeler dışında kolay kolay borç iflası yaşanmıyor.

1 - Dış borç stokunu hazine açıklıyor. Altı ay öncesini biliyoruz ancak . MB dış borçları daha güncel açıklıyor. Borcunu harcını iyi takip etmeyen ülkelerin doğal olarak borç risk yüksek olur. Bunun için öncelikle Türkiye de hazine dışında tamamıyla borçlara bakacak bir borç idaresi oluşturmak gerekir.

2 - Dış borç stokunun GSYH'a oranı yüzde 57'dir ve  yüksek değildir. Bizim sorunumuz dövize talebin yüksek olmasıdır. Bunun nedeni;

Üretimin ithal ara malına bağımlı olmasıdır. Bu nedenle, ithalat için dövize ihtiyaç var. Bu aynı zamanda cari açığında kapatılması demektir. Türkiye'nin CDS oranı yüksek olduğu için dış borcu daha pahalı buluyor. ithalatın finansman maliyeti artıyor ve  ithalat zora giriyor. TL'nin yüzde 30 dolayında düşük değerde olması da ithalatın daha pahalı gelmesine yol açıyor. İthalat daralıyor ve fakat üretimde içerde ithalata ikame aramalı üretilmediği için GSYH'da küçülme yaşıyoruz.

Dış borçların ödenmesi için önce içerde gelir artışı yaratmalıyız. Sonra bu geliri dövize çevirmeliyiz. Tersine küçülme nedeniyle yani fert başına gelir düşüyor.

Özetle; Üretim ithalata bağımlı olunca, cari açık ortaya çıkıyor. Türkiye  döviz kazanmıyor, döviz kaybediyor. Dış borçları çevirme riski artıyor.

3 - Dünya Türk ekonomisini kırılgan ve sorunlu görüyor. Bu nedenle Türkiye'nin 5 yıllık tahvillerinin iflas risk sigorta primi baz puanı 519.33'e yükseldi. Venezuela gibi iflas eden ülkeleri katmazsak dünyanın en yüksek risk primidir. Bu nedenle Türkiye daha pahalı dış borç bulabiliyor.

Risk priminin bu kadar yükselmesini, ekonomik istikrar sorunu yanında dış borç göstergeleri de etkiliyor.

* Merkez Bankası rezervleri yetersizdir. Bir yıl içinde ödenecek dış borçların toplamı, brüt  rezervlerin iki katıdır.

* Reel sektörün döviz pozisyon açığı yüksek, 197 milyar dolardır.

* Cari açık azalmakla birlikte devam ediyor.

Bu risklere karşı yerleşiklerin 181 milyar dolar döviz mevduat hesapları var. Bu hesaplar dış borç riskini azaltıyor.

Dış borç riskini kesin çözmenin yolu İMF' ile stand-by düzenlemesi yapmaktır. 

Yazarın Diğer Yazıları