Dış tabyaları yok etmek istediler

Dış tabyaları yok etmek istediler
Enver Paşa'nın Çanakkale deniz kuvvetleriyle zorlanamayacağı hususundaki düşünceleri, Birinci Dünya Savaşı başlarında İngiltere'de de aşağı yukarı kabul edilmişti.

Fakat Churchill'in ilkin Mısır'ın savunması için ortaya atılan bu fikri zamanla kök tutmuş ve bunun eyleme konulup başarılmasıyla şu önemli istifadelerin sağlanabileceği İngilizlerce hayal edilmeye başlanmıştı:

İstanbul'un Ruslar tarafından ele geçirilmesi önlenerek İngiliz hakimiyetine geçecektir. Bu durumda Osmanlı Devleti toprakları ve ordusu ikiye bölünmüş olacağından barış yapmak zorunda kalacaktı. Buna yanaşmadığı takdirde de kısa zamanda savaş dışı bırakılacağına şüphe yoktu. Bu durumda Rusya ile dost devletler arasında bağlantı sağlanacak, karşılıklı ekonomik ve askeri yardımlaşma sağlanacaktı. Bütün bunlardan başka Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcından beri tarafsızlıkları ile sallantıda bulunan Bulgaristan ve Romanya, İngiltere ile Fransa'nın yanında savaşa gireceklerdi. Girince de Almanya ile Avusturya'nın etrafındaki çember tamamlanmış ve kuvvetlenmiş olacaktı. Bu durumda "can boğazdan gelir" atasözüne uygun olarak Birinci Dünya Savaşı'nı bitirme yolu, Çanakkale Boğazı'ndan geçmekteydi.

casas.jpg

Savaşın başlaması

(19 Şubat)

Gorden Planı'nın eylemine 19 Şubat saat 10.00'da başlandı. Bu tarih 1807 yılında İngiliz filosunun başarı ile sonuçlanan Boğaz zorlamasının 108. yıl dönümüne rastlamaktadır. (İngilizlerin yaptığı hiçbir şey tesadüf değildir. Mutlaka daha önce kaybettikleri bir savaşın intikamı için seçilmiş bir tarihtir, ya da başarıyla sonuçlanmış bir eylemin yıl dönümüdür... E.A)

Saldırı amacı öncelikle Boğazın girişini koruyan Anadolu yakasındaki Kumkale ile Orhaniye'de, Rumeli yakasında Ertuğrul ile Seddülbahir'deki tabyaları yok etmekti. İkisi Fransız dördü İngiliz olmak üzere altı zırhlı bu işi başarmak için görevlendirilmişti. Bu gemiler 12.000 ile 10.000 metreden bataryalar üzerine ateşe başlamışlardı.

İlk ateşi açan HMS Cornwasllis zırhlısının topçu subayı Yüzbaşı Harry Minchin, bunu büyük babasına yazdığı bir mektupta gururla anlatmaktadır. "İlk topa ateş emrini verdim ve daha ilk ateşte isabet kaydettik. Onların menzillerinin dışında olduğumuzdan ateş oranı çok ağırdı, dakikada bir mermi falan. Öğlene kadar buna devam ettik. Öğleden sonra biz ve Vengeance 8.00 ile 5.000 yarda kadar yaklaştık ve Vengeance epey yoğun bir ateş altına girdi. Biz hemen onu desteklemeye koştuk ve gemideki bütün toplarla kaleye ateşe başladık. Her top yaklaşık olarak dakikada iki mermi atıyordu. Bu numaralı tabya sır taşı, duman, alev ve toz yığını halinde havaya uçtu. Ondan sonra başka bir tabyadan üzerimize ateş başlayınca hemen o yana döndük. Birkaç kere çok yaklaştıysa da biz hiç isabet almadık. Ateş hızımız onları şaşırtmış olmalıydı. İnsanın çevresine dakikada 1.500 kilo mermi yağması epey sinir bozucu olmalı."

Türk bataryaları menzillerinin kısalığından susmak zorunda kaldılar. Saat 12.00'dan sonra zırhlılar kıyılara yaklaşarak 7.000 metreden ateş etmeye başlayınca bataryalar da karşıt ateşe geçtiler. Ateş şiddetliydi iki gemi isabet aldı. Amiral Gorden saat 17.30'da geri çekilme emri verdi. Dış bataryaları bir günde tahrip etmek ümidi bu suretle suya düşmüş oluyordu. Ertesi gün başlayan fena hava saldırıyı 25 Şubat'a kadar geciktirdi.