​​​​​​​Disconnect! Bağlantıyı Kesin!

Elektromanyetik dalgaların insan sağlığına zararları konusunda Türkiye yeteri kadar bilimsel birikime sahiptir. Yalnız şöyle bir sorun var. Elektromanyetik dalga üzerinden trilyon dolarlar kazanan küresel şirketler, doğru bilginin iletilmesine dünya çapında set çekmeye çalışmaktadır. Bir de unvanları ne olursa olsun, bu şirketlerde çalışan uzmanların görüşlerine itibar edilemez. 

"Türkiye'nin birikimi var" dedim ya… İşte örneği:

İstanbul Elektrik Mühendisleri Odası, İstanbul Barosu ve İstanbul Tabipler Odası ile birlikte. 7-8 Ekim 2011 tarihlerinde, "Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri" konulu bir sempozyum düzenledi.

Takdir edersiniz ki, elektromanyetik dalgalar, uzmanlık alanı olarak elektronik mühendislerini, insan sağlığı açısından tıp doktorlarını, insan hakları açısından hukukçuları doğrudan ilgilendirmektedir. Gazetecilerin de bu üç topluluğun görüşlerini kamuoyu ile paylaşma sorumluluğu vardır. 

***

"Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri" sempozyumu daha sonra kitap haline getirildi ve yayınlandı.

Önsözde "Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, 1992'de yayınladığı Rio Bildirgesiyle, elektromanyetik alanların biyolojik yapıları etkilemediği görüşünü bilimsel bulmayarak reddetti." deniliyor. Bu itibarla, "elektromanyetik dalgalar insan sağlığını etkilemez" diyenlerin hiçbir bilimsel dayanağı yoktur.

6Açış konuşmalarından birini yapan, dönemin İstanbul Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Karaçay, "Son dönemde ülkemizde birçok değerli bilim insanının, kurumların ürettikleri maalesef dikkate alınmıyor." diye söze başladı.

Karaçay,  "Örneğin, bu elektromanyetik alan konusunda bir dolu yargı kararı olmasına rağmen, düzenlemeler yapılırken, şirketlerin eğilimleri yönünden tavır gösteriliyor. Bu konuda toplumun bilgilendirilmesi, öncelikli görevimiz; devletin de öncelikli görevidir." dedi.

Karaçay, "Biz teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, kullanım sürecinde oluşabilecek olumsuzlukları en aza indirecek önlemlerin alınmasını, insan sağlığıyla ilgili düzenlemeler konusunda sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğine inanıyoruz." diye konuştu.

İstanbul Barosu adına konuşan Av. Mehmet Durakoğlu ise "İletişim hakkını kullanırken, yaşam hakkından ne denli vazgeçeceğiz? Çevre ne denli etkilenecek ve bu iletişim hakkının kullanılmasına engel olacak? Bir haklar hiyerarşisinden söz ediyorum." dedi.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Taner Gönen ise, "Tıp fakültesine girdiğimde ilk öğrendiğim, Latincesi, "Primum nil nocere" diye bildiğimiz ve Türkçe karşılığı "Önce zarar verme" olan özdeyişi hatırlattı. 

Gönen, "Literatüre baktığımız zaman, elektromanyetik alanların insan sağlığına zarar verip vermeyeceğiyle ilgili olarak 1979'da, elektromanyetik alanların, evdeki elektrik donanımının, çocukluk çağında görülen kanserlerle ilişkisini araştıran bir çalışma yayınlanmış. 1990'lı yıllarda elektromanyetik alan yayan cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla, kalp damar hastalıkları, beyin dokusunun bozulması, kanser gibi hastalıklarla ilişkisi, üzerinde çok sayıda çalışma yapıldı." dedi.

***

Elektrik Mühendisleri Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serdar Paker de bir konuşma yaptı.

Paker, "Türkiye'de kullanılan elektrik alanı şiddeti limit değerleri, hassas ülkelerden daha yüksek düzeydedir. Özel firmaların kâr etme önceliğinin halk sağlığının önüne geçtiğine, denetimlerin dahi özelleştiğine tanık oluyoruz maalesef" dedi.

Söz verilen, 190'dan fazla kitap yazan, 2010 yılında yazdığı "Disconnect" (Bağlantıyı Kesin) adlı kitabıyla da tanınan Amerikalı onkoloji profesörü Devra Davis de şunları söyledi: "Mikrodalgalar, tedavide de kullanılır ama kan membranını zayıflatır, ek olarak spermlere de zarar verir. Öğrenmeyi ve hafızaya zarar verir, davranış bozukluğuna yol açar. Mikrodalgalar, yani radyo dalgaları, bir dizi kanser formunda riski artırır. Hücreleri, emilimi etkileme yoluyla, esnekliği etkileme yoluyla nasıl etkiliyorlar? Esneklik bütün hücrelerin yaşadığı ve titreştiği gerçeğine atıfta bulunur.

Cep telefonu radyasyonu normal hücre ölümü örüntülerinde kesinti yaratır. Ayrıca uzun süreli etkilere de sahiptir."

Devam ederiz.

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları