Diyanet Raporu'nda İsmail Ağa Cemaati için ne denmişti?

Diyanet Raporu'nda İsmail Ağa Cemaati için ne denmişti?

İsmail Ağa cemaati/tarikatı şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu''ndan, dün de bahsettim, Yeni Türkiye''ye karşı idealize edilen en önemli figür. (Yeni Türkiye: Osmanlı''nın yıkılışı ardından Millî Mücadele sonrası inşa edilen ülke.) İsmail Ağa cemaatinin duruşları ve davranışlarıyla farklılığı, Yeni Türkiye''ye tavırlı olanların bir dayanağı diyebiliriz.

Cenaze töreni, bir meydan okumaydı. 1997''de Alparslan Türkeş''in Ankara''daki cenaze töreninden sonra en kalabalık cenaze töreni Mahmut Ustaosmanoğlu için düzenlenmiştir. Türkeş''in cenaze töreni, aldığı oy oranıyla kıyaslanmayacak bir cesametteydi. (Oradaydım; gördüm.) Bunun bir anlamı, "İç düşmanlar"a karşı oynadığı rolün halk nazarındaki yeridir.

Türkeş''ten önce en büyük cenaze töreni Turgut Özal için düzenlenmişti. Turgut Özal vefatında cumhurbaşkanıydı. İstanbul''da Fatih Camisi''nin avlusu taşmış, cemaat İsmail Ağa Camisi yönünde genişlemişti. O kadar. (Oradaydım.) Daha öncesi 1983''te Necip Fazıl''ın cenaze namazı da Fatih Camisi''nde kılınmıştı. Cemaat, İsmail Ağa''ya doğru taşmıştı. (Oradaydım.)

Kırk yıl içinde en kalabalık cenaze töreni birincisi Türkeş için, ikincisi Mahmut Ustaosmanoğlu için düzenlenmişti.

İki tören de de anlamlı. Dediğimiz gibi; Türkeş''in iç düşmana karşı verdiği mücadelede halktaki yerini, İsmail Ağa Şeyhi''nin Yeni Türkiye''ye karşı tavrının ulaştığı noktayı görebiliriz.

Dinî cemaatler ilmî çalışmalarda şöyle tarif edilir: "Dinî cemaat kutsallıklar, ritüeller ve semboller gibi uygulanabilir sosyal yapılardan meydana gelir. İnsanlar da bu sosyal yapıları yaşar ve insanda kolektif bir bilinç oluşturur, böylece cemaat varlık kazanır."

Aklıma bir şey takıldı. Afganistan''ın Taliban yönetimi Şeyh için başsağlığı diledi. Ellerindeki silah hariç, giyimlerine, davranışlarına, kadınlar hakkındaki düşüncelerine bakınca, acaba Talibancılar, İsmail Ağa medreselerinde mi yetiştirildiler? Birbirlerini takip ettikleri muhakkak.

"Mahmud Efendi Hazretleri''nden Duyulan Hikmetli Sözler" ve "Mahmud Efendi Hazretleri''nden Hanımlara Nasihatler" kitaplarına göz atmanız yeter. Şeyh''in sözleriyle Taliban''ın uygulamaları bire bir örtüşüyor. Birkaçını hatırlatacağım:

"Ben kadınların dükkân açmasını helal görmüyorum", "Kadınlar memur olmaz, kadından subay olmaz, kadınlar mektebe gitmez. Duymadık demeyin!", "Bu düzende kızını doktor yapmak Allah''a harp açmaktır", "Bir hanım yalnız başına bir taksiye binip bir yere gidemez", "Kız çocuğunun orta mektepte lisede işi yoktur. Beniisrail''in ilk yıkılışı kadınlar yüzünden oldu", "Alışveriş, hemşirelik, subaylık karı işi değildir"...

Siyasîler, çıkar hesapları olduğu için övgüler düzebilirler. DİB Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bir insan olarak başsağlığı dileyebilir ama onun İslâmdaki yerini belirlerken duraklaması gerekmez mi? "İslam''ın inanç, ibadet, ahlak ve muamelâta dair emir ve nehiylerinin öğrenilmesi ve yaşanması için ilim ve irfan yolunda bir asra yakın mücadele yürüten..." diyor.

Diyanet''in tarikatlara dair bir raporu var. Zamanında ele almıştık. Orada İsmail Ağa Cemaati''ne ayrı yer ayrılmış:

"tasavvufi söylemin ağırlıklı olduğu bir yapıya sahiptir. Bu yapıya göre, tasavvuf ve bir şeyhe intisap etmek zorunludur. / Giyim-kuşam tarzı itibarıyla kendileri gibi giyinmeyenleri, özellikle kadınların modern giyim tarzlarını eleştiren bir anlayışa sahiptirler. Alâmet-i farika denilebilecek görünümleri; erkek üye­lerin uzun sakallı, cübbeli, sarıklı ve şalvarlı; kadınların da siyah renkli çarşaflı olmalarıdır. / Cemaatin, dini görüş ve fetvaları genellikle Diyanet İşleri Baş­kanlığı ile uyum arzeder. Bazı konularda farklı görüş ve fetvaları da vardır. (...) Giyim-kuşam baş­ta olmak üzere kendi bazı özel tercihlerini İslam''ın vazgeçilmez uygulamaları gibi sunmaktadırlar. Böyle bir yaklaşım Hz. Pey­gamber''in sünnetini şekilciliğe indirgemek gibi bir imaj ortaya koymaktadır. Bu tür indirgemeci tercihler Müslümanları ayrıştır­ma riski taşımakta; birlik, beraberlik ve kardeşliğini de olumsuz etkileyebilmektedir..."

Cemaatleri/tarikatları öne çıkarmak şeyhlere dokunulmazlık zırhı giydirmek İslâmla ne derece bağdaşır?

Yine soralım: Diyanet, kitleleri yönlendiren bir zatın din anlayışını Kur''ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye ışığında masaya yatıracak mı?

Yazarın Diğer Yazıları