Diyanet Vakfının Üniversitesi

Basında çıkan "Diyanet çalışanları, Kanal İstanbul güzergâhında ev yapmak için kooperatif kurdu" haberlerini okudum. Söylene söylene çalışma masama geçtim ve Sayıştay'ın Ümraniye Belediyesi raporlarını okumaya başladım. Bir yandan da aklımda haberin ayrıntıları dolaşıyordu.

Zaten Ümraniye Belediyesi ile ilgili raporlara baktığımda da hemen hemen her belediye raporunda yer alan usulsüzlüklerin bu raporda da var olduğunu gördüm.

Fakat en acısı, meğer belediye, Diyanet Vakfı'na usulsüz arazi tahsisi yapmış, yetmemiş AKP'li İBB de vatandaşın parasıyla, vakıf üniversitesi için milyonlarca liralık bina inşa etmiş. Üstüne de Diyanet Vakfı her kayıt için öğrencilerden binlerce lira para almış.

Toplamda vatandaşın 43 milyon lirası bunlara harcanmış.

Anlatayım…

Ümraniye Belediye Meclisi (2016/124 ve 2017/133 sayılı kararlarıyla 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 75/c ve 38/g maddelerine istinaden) belediye başkanına vakıf üniversitesi yerleşkesindeki bazı binaların yapımını üstlenme yetkisi vermiş.

O dönem başkan olan Hasan Can, bu yetkiyi kullanmış ve Ümraniye İnkılap Mahallesi, 43 pafta, 15 ada, 87 parsel sayılı taşınmaz üzerine toplam 17 bin metrekare kapalı alana sahip bir bina inşaatı yapmak için vakıf üniversitesi ile 09 Mart 2018 tarihinde yapım protokolü imzalamış.

Sayıştay, belediyenin görev ve sorumluluklarının belirtildiği, 5393 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesini hatırlatmış ve "Anılan maddede, devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapmak belediyenin görev ve sorumlulukları arasında sayılmakla birlikte vakıf üniversitelerinin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla meclis kararına istinaden vakıf üniversitesine ait hizmet binası yapım işinin Belediye tarafından üstlenilmesi hukuki dayanaktan yoksundur" diyerek uyarmış.

Bahse konu vakıf, Diyanet Vakfı, üniversite ise İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi…

Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç.

Başka kimler yok ki…

Ramsey giyimin sahibi ve Cumhurbaşkanının çocuklarını okutan kişi diye iddia edilen İş insanı Remzi Gür,

Yer tahsisini yapan o dönemin Belediye Başkanı Hasan Can,

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul imam hatipten okul arkadaşı olan iş insanı Aziz Torun,

Eski AKP Milletvekili ve eski Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan,

Prof. Dr Fatma Çiçek Derman, Prof. Dr. Halit Eren, Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Prof. Dr. Azmi Özcan, Prof. Dr. Mustafa Sinanoğlu, Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz.

Üniversitenin Rektörü ise Prof. Dr. Mustafa Sinanoğlu…

Her ne kadar raporda bahsedilen arazi 17 bin metrekare olarak belirtilmişse de, üniversitenin toplam yerleşke alanı 67 bin metrekare.

Hatta daha önce üniversite yönetimi, İBB'ye başvurarak yetersiz yerleşke ihtiyacının bir an önce karşılanabilmesi için yaklaşık 260 bin metreküp hafriyatın alınması, 55 bin metrekare inşaat alanına sahip 2 adet bodrum katın kaba inşaatının da büyükşehir tarafından yapılmasını talep ediyor.

Üniversite, daha sonra talebini revize ediyor.

Bu kez de üniversite rektörlüğü proje kapsamındaki yapılardan yalnızca kütüphane binasının yapımının üstlenilmesini istiyor.

İBB Meclisi Hukuk ve Eğitim Komisyonu, inşaat hafriyatının alınması ve kütüphane binasının İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bedelsiz yapılması teklifini uygun buluyor. 14 Haziran günü gerçekleştirilen İBB Meclis oturumunda teklif, CHP'lilerin muhalefetine karşın kabul ediliyor.

Sözcü gazetesinden İsmail Şahin'in haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de (İBB) 43 milyon TL harcayarak kütüphane ve idare binalarını yaptırıyor. Bu işin ihale kayıt numarası 2017/152955 işi ise Çevre Mühendislik adlı bir firma üstleniyor.

İBB'nin inşa ettirdiği kütüphane binası içerisinde toplam alanı 5 bin 900 metrekare olan üç adet okuma salonu, dört adet toplantı salonu, serbest okuma salonları, 48 adet derslik, 43 adet ofis, iki adet konferans salonu, 10 adet seminer, iki adet sergi salonu, depo ve kafeler bulunuyor.

Sonuç olarak…

Ümraniye Belediyesi verdiği savunmada, her ne kadar 29 Mayıs Üniversitesini, devlet üniversiteleri ile aynı kategoride değerlendirmişse de Sayıştay sonuç bölümünde buna karşı çıkmış.

Karşılığında da şu itirazı belediyeye iletmiş:

"Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, her ne kadar kamu tüzelkişiliğine sahip olsalar da idari ve mali olarak Devlet eliyle kurulan üniversitelerden farklı bir rejime tabi olduklarından 5393 sayılı Kanun'un 75'inci maddesinde zikredilen kamu kurum ve kuruluşları arasında değerlendirilmesi mümkün değildir. Diğer bir deyişle vakıf üniversiteleri akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden kamu hukukuna tabi olmakla birlikte bunun dışında kalan idari ve mali konularda devletten bağımsız olarak faaliyet gösteren kuruluşlardır."

Yani yapılan milyonluk işin kanuna, mevzuata aykırı olduğu belirtilmiş…

Aklıma tekrar Diyanet çalışanlarının Kanal İstanbul güzergahında konut yaptırmak için kurdukları kooperatif geldi. Yazdıklarımı tekrar okudum.

Ne güzel değil mi?

Kuruluş amacı olarak yeryüzünde iyiliğin egemen olması için insanlara ve bu yolda çaba sarf eden kurumlara maddi ve manevi destek olmak olarak belirtilen Diyanet Vakfının milletin arsasına, milletin parası ile yaptırdığı üniversite…

Ha aklınıza "ne var yani üniversite yaptırmışlar işte" diye gelebilir.

Fakat üniversiteye girmek de bedava değil, 26 bin ile 33 bin TL arasında değişen fiyatlar var kayıt ücreti için…

Birçok konuyu caiz görmeyen Diyanet, milletin parası ile milletin arsasına yapılan üniversiteye caiz görür mü?

Söz konusu faiz olsaydı caiz görürdü.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları