Diyanet yine boşluğa düşüyor

Diyanet yine boşluğa düşüyor

Yine hafızlık oyunu. Evet oyunu! Beyinleri dondurmak için çocukları ezbere zorluyorlar.

Diyanet bünyesi dışında Millî Eğitim Bakanlığı''nı da kendisine bağlamış, istediği gibi yuları çekiyor, koyuruyor.

Kusura bakmasınlar aynen öyle!

Saray icazetli vakıfları saymıyorum.

Hafızlık eğitimi veren okul sayısı 15 kat artmış.

MEB ve Diyanet İşleri Başkanlığı, 2017 yılında pilot 17 okulda "Hafızlık Projesi" başlatmış. Dördüncü yılda okul sayısı 248''e çıkmış.

Ali Erbaş! Bunca yıl ilim tahsil ettiniz. Branşınız itibarıyla İslâmî kaynaklar kadar diğer dinlerin kaynaklarına girdiniz. Bizde ve onlarda eğitimi de incelediniz mi? Onlar nerede biz neredeyiz?

Ali Bey, bu işleri ben de bilirim. Daha önce dediğim gibi "dışarıdan" değil, "içeriden" konuşuyorum. Laikçiler, şucular, bucular meselesi değil.

Hafızlık ne getirecek? Çocuklara ne kazandıracak? Arapçayı öğret, başka dilleri öğret. Kur''ân-ı Kerîm''i sular seller gibi okusunlar, anlasınlar. Teknoloji ezberi ortadan kaldırdı, Kur''ân''ı her yerde bulur, açar okursunuz.

Hafızlık, dindarlık emaresi değildir.  

İlk olarak 2016-2017 eğitim öğretim yılında pilot 17 imam hatip ortaokulunda başlatılan, "Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi" okul sayısı 2021 yılı itibarıyla 248''e yükseldi. Hafızlık eğitimi alan öğrenci sayısı ise 3 bin 48 oldu.

Ali Bey, önce şu medreseler neden geriledi, hiç düşündünüz mü? Sanmıyorum ki düşünesiniz. Sizin medrese övgünüzü biliyorum.

Prof. Dr. Hüseyin Atay, medreselerin gerilemesine dair makalesinde "Üst seviyede felsefeye kabiliyetli olanlar olduğu gibi kabiliyetli olmayan akıllar da vardır. Anlayışta, ilim yapmakta ilerde olanlar ve geride kalıp sadece önünde olanı gören ve anlayanlar vardır." dedikten sonra Peygamber Efendimizden bir örnek verir:

"İslam toplumunda da bu iki kutupta insanların bulunduğunu Peygamber zamanından beri tespit etmek mümkündür. Hz. Peygamber''in şöyle bir sözü vardır: ''İkindi namazını Benu Kurayza''da kılacaksınız.'' Hz. Peygamber bu sözü Benu Kurayza''ya sefere gidecek sahabeye söylemişti. Yolda sahabenin hepsi ikindi namazında (güneş batmadan kılınır) Benu Kurayza''ya gidemeyeceklerini kesinlikle anlamışlardı... Peygamber''in bu sözü söylemekten kastı, hızlı gitmeyi ifade etmek içindi…"

Sözlük anlamı mı? Lafız mı? Tartışma budur.

Hüseyin Atay sözü Osmanlı''ya getirir. Önce dinamik sonra yorgun yapıdan bahseder. Şu sözlere katılmayanımız olabilir mi?

Yönetici kadronun vazifesi topluma canlı, dinamik ve ileriye doğru atılım yapabilecek bir ruhu aşılamak ve bunu ona inandırmaktır. Bunu üç esasta toplamak mümkündür. Adaleti, toplumun can ve mal emniyetini sağlamak. Toplum aslında buna muhtaçtır. Bunları kendisine temin edenin yoluna başını koyar. Zaten koymazsa, bunları elde edemez. Ama toplum hem başını verir ve hem de adalet, mal ve can güvenliği olmazsa, o zaman fertlerde çözülme olur ve toplum yıkılır, ne yönetici ve ne de yöneten kalır. Bu üç esası ferde ve topluma sağlayan yönetici ve siyasî, toplumu istediği yöne yöneltir ve imkânsızlıkları mümkün kılar.

Medreseler meselesine geleceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları