Diyarbakır Öğretmenevi üzerinden gerçekleştirilen yolsuzluk skandalında yeni gelişmeler yaşanıyor.

Geçtiğimiz hafta, bırakın Diyarbakır'ı, Ankara'yı bile karıştıran öğretmenevi vurgununun detaylarını paylaşmıştık.

Gözaltına alınan 35 kişi saatler içerisinde serbest bırakılmış, dahası hiçbir şey olmamış gibi görevlerine geri dönmüşlerdi.

Yazılan yazılar ve okuyucularımızın desteği büyük ses getirdi.

Öğretmenevi müdürü ve İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı olmak üzere Milli Eğitim'de görevli 19 personel açığa alındı ama savcılıktan herhangi bir tutuklama talebi gelmedi!

Öğretmenevi Müdürlüğü'ne ise Milli Eğitim'de şube müdürü olarak çalışan Yavuz Koyuncu getirildi. Koyuncu, son derece zorlu bir göreve geldi. Çünkü Öğretmenevi adeta yolsuzlukların, rantın merkezi haline getirilmiş. Tünelin sonu gözükmüyor; eski siyasetçiler, eski bakanlar, aktif siyasetçiler bir şekilde bu vurgunun içindeler.

Diyarbakır Emniyeti'ni kutlamak lazım bu büyük çeteye karşı çok önemli bir görevi yerine getirdi.

Yeni atanan Öğretmenevi Müdürü'nün binaya girişine ise ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Yeni atanan müdür Koyuncu, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) polisleri tarafından öğretmenevine getiriliyor, gözetim altında tutuluyor.

Sebebi ise saldırı ihtimali!

Bakın, terör örgütü PKK'dan bahsetmiyoruz. Devletin içine yerleşmiş ve yüz milyonlarca liralık vurgun yapan bir çeteden bahsediyoruz.

Devlet kendi görevlisini bu çeteden korumak için çabalıyor. Ama bu çete öyle güçlü ki, istediğini saatler içerisinde serbest bıraktırabiliyor.

Arızalı gösterilen odalar

Öğretmenevindeki vurgunu anlattığımız yazıdan sonra çok sayıda mesaj aldım.

Hepsi de çetenin büyüklüğünden ve yıllardır Diyarbakır'da kurdukları tezgahtan bahsediyor. Yazılanların, gerçeklerin yüzde biri olduğunu ifade ediyorlar.

Bu görüşmelerim sırasında çok önemli bir belgeye ulaştım.

Öğretmenevinin sürekli tadilatta gösterilip ama bir şekilde müşterilere satılan odalarının görüntüsü.

Bu grafik, öğretmenevinde odaların müsaitlik ve doluluk durumunu gösteren programdan alındı. 13 odanın kırmızı olarak işaretlendiğini görüyorsunuz. Bu odaların tamamı sisteme "tadilatta" olarak gösteriliyor. Ama müşterilere kiralanıyor.

Öğretmenevine gittiniz, oda istediğinizi belirttiniz ve size şöyle bir cevap geliyor, "Şu odamız var ama yalnızca nakit ödemeye alabiliyoruz".

Kredi kartı kullanılmadığı için ortada hiçbir resmi işlem yok.

Nakit alınan odaların parası bu çetenin cebine gidiyor.

Öğretmenevinin resepsiyonunda çalışan tüm görevliler odaların tadilatta olmadığını biliyor. Ama ses çıkartamıyorlar. Çünkü ses çıkardıkları an başlarına neler gelecek, bilen yok!

Öte yandan öğretmenevinin doluluğu yaz-kış sürekli yüzde yüze yakın. Yani her gün 13 odanın parası birilerinin cebine gidiyor!

Diyarbakır Öğretmenevi birçok açıdan şanslı. Büyük tesisleri, merkezi konumu ve sürekli doluluğu ile Diyarbakır'a gelen birçok misafiri ağırlıyor. Özellikle devlet personeli burada kalmayı tercih ediyor.

Yaz aylarında bahçesi, neredeyse her gün düğün için kiralanıyor.

Tüm bunlara rağmen Diyarbakır'ın ilçesi olan ve tam dolulukla çalışmayan Yenişehir Öğretmenevi kadar olamıyorlar.

Nasıl mı? Tabi ki kâr bakımından. Yenişehir Öğretmenevi 40 bin lira kâr yaparken, vurgunun yapıldığı öğretmenevi zarar gösteriyor.

Sayıştay denetçileri durumu tespit ediyor, raporlaştırıyor.

Tam yayınlanacak, yine bir el devreye giriyor ve olayın üstü örtülüyor. Yolsuzluk, Sayıştay'ın raporlarına da giremiyor.

Çünkü bu vurgunu yapan çetenin ucu Ankara'ya kadar uzanıyor. 

Yüz milyonlarca lira vurgun yap, sonra saatler içinde serbest kal.

Yok öyle yağma.

Bu ülkenin, bu vatandaşın parasını kimler yiyorsa, hangi parti, hangi kurum, hangi zümreden olursa olsun yargıya hesap vermeleri gerekiyor.

AK Parti'nin artık bu konulardaki tutumu değişmez. Eğer ucu partiye dokunma ihtimali varsa bir şekilde dosyalar kapanıyor. Ama en büyük zararı kendilerine verdiklerinin farkında değiller.

Bu yolsuzlukları bugün kapatırsınız, yarın kapatırsınız ama sonra ne olacak?

Hepsi birer birer ortaya çıkmayacak mı?