Kötü günlerin habercisi

Azrail yaşlı adamın canını almaya gelir. Adam ruhunu teslim etmeden Azrail'e sitem ederek, "En azından geleceğini haber edebilirdin" der.

Azrail öfke ile "Daha nasıl haber vereyim. Gözlerin zayıfladı, burnunun önünü göremedin, iki merdiven çıkamadın, başında saç kalmadı, bir gün önce yaşadığını unutuyorsun. Bedenin tükenmiş. Bunların hepsi canını gelip alacağımın habercisi değil mi" diye tepki gösterir.

Türkiye'nin de bugün yaşadığı kriz yaşlı adamın sitemini benziyor.

İktidar gelen büyük krizi görmedi.

Krizin ilk işareti Türkiye'deki büyük yabancı markaların gitmesidir.

Havayolu şirketlerinden tutunda giyim firmalarından aklınıza gelecek her sektörden yaklaşık 150 marka Türkiye'den son 4 yıl içerisinde çıktı.

Fabrika binalarını yıkıp büyük umutlarla yaptığınız AVM'ler bir bir boş kaldı.

Bunlar Türkiye'yi bekleyen tehlikenin işareti değil miydi?

Yine son 8 aydır Türkiye'den hızla yabancı yatırımcı çıkıyor. Devlet iç borçlanma senetlerinde yüzde 50'nin üzerindeki pozisyonlarını neredeyse kapattılar. Her hafta 100-200 milyon dolarlık satıp çıkıyorlar.

Ekonomi için tek gösterge olarak kabul ettiğiniz borsada yabancı payı hızla azalıyor.  Yine her hafta yabancı çıkışı Merkez Bankası kayıtlarında görülüyor.

TCMB verilerine göre, yurt dışında yerleşik kişiler, 30 Temmuz haftasında net 69,2 milyon dolarlık hisse senedi, 3,3 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri (ŞBS) ve 211,6 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi sattı.

Yurt dışında yerleşik kişilerin 24 Temmuz itibarıyla 25 milyar 386,8 milyon dolar olan hisse senedi stoku, geçen hafta 23 milyar 880,3 milyon dolara geriledi.

Geçen hafta yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku, 7 milyar 13,5 milyon dolardan 6 milyar 613,9 milyon dolara indi.

Bunun açıklaması şu: Yabancı parasını alıp arkasına bakmadan gidiyor.

Yabancı neden gidiyor?

Siz de AKP destekçileri gibi "giderlerse gitsinler, biz bize yeteriz" diyebilirsiniz.

Ancak bunun için artık çok geç. Üretmeyen sadece tüketen, fabrikalarını yakıp AVM ve toplu konut alanlarına çeviren, tarımda kendi kendine yeten 7 ülke iken Rusya'dan buğday ithal eden Türkiye'nin biz bize yetmesi imkânsız.

Trilyon doları toprağa inşaat ve rant uğruna gömdük.

Hafızanızı zorlayın iyice son 10 yıldır Türkiye'de yeni kurulan büyük bir fabrika var mı?

Yani Türkiye bir Tofaş, PETKİM ve benzeri büyüklükte kaç tane fabrika kurdu?

Zorlanmayın hiç!

Tam tersi şeker fabrikaları başta olmak üzere birçok fabrikalar satıldı. Bunların arsaları birileri tarafından adeta yağmalandı.

Bu ülkenin kriz yaşayacağını sadece bu ülkenin değil, bütün dünyanın aklı selim iktisatçıları söyledi. Halen daha "uçuyoruz" sloganı atan politikacılara destek veren vatandaşlar var.

Bundan sonra ne yapmak lazım?

Kendi tedbirimizi alacağız. Tasarruf edeceğiz, harcamayıp varsa borçlarımızı kapatacağız. Son iki yıldır söylediğim şeyleri tekrar ediyorum.

Cebinizdeki üç kuruşu daha da kötü günler için saklayacağız.

Yazarın Diğer Yazıları