Döviz biriktiren AKP'li belediye

Döviz biriktiren AKP'li belediye

Değerli okurlar;

Belediyedeki temsil giderlerini bilirsiniz.

Yani Belediye Başkanının üst yönetici sıfatı ile Belediyeyi temsile yetkili olduğu ve bu giderlerin kendi takdir yetkisindedir.

Söz konusu konular belediyelerde 2019 yılı Sayıştay Denetim Raporunda yer almasına rağmen 2020 yılında da aynı uygulama devam etmiş.

Temsil, ağırlama bütçesinin Başkanlık makamını temsile yetkili olan Belediye Başkanı tarafından kullanılması gerektiği hatırlatılmış ve "başka işler için kullanmayın" uyarısı yapılmış.

İsmine aldanmayın sakın. Temsil ağırlama deniyor ama başka bir belediyenin meydan işine dahi bu bütçeden para gönderiliyor.

AKP''li Bursa Büyükşehir Belediyesinden bahsediyorum. Anlatılacak o kadar şeyi var ki.

Mesela Emlak İstimlak Müdürlüğünden temin edilen ecrimisil dosyaları üzerinde yapılan incelemede, 2020 yılı içerinde 57 adet taşınmazın işgal edildiği belirlenmiş. Çoğunlukla da ecrimisil uygulamasının kira uygulamasına dönüştürülerek aylık ecrimisiller alındığı ve işgallerin devam ettiği tespit edilmiş.

Mesela…

Kanun açık.

Karayolu üzeri park yerindeki araçlar için park ücreti, büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi veya bu idare tarafından işletme izni verilen gerçek veya tüzel kişilerce alınır diyor. Bunlar dışında hiçbir gerçek veya tüzel kişinin herhangi bir şekilde park ücreti alamayacağı belirtilmiş.

Peki, Bursa''da ne olmuş?

 

 

BOSBEK''in Osmangazi Belediyesi ile işgaliye protokolüne dayalı olarak bu yerleri işlettiği ve bunun karşılığında otoparkı kullanan vatandaşlardan ücret tahsilatı yaptığı, hastanenin ise tabloda belirtilen sokağı vale hizmetinde kullandığı tutanakla tespit edilmiş.

Hastane kime ait AKP''li isme!

Başka ne var dersiniz?

Kuruma ait Bursa İl Emniyet Müdürlüğü trafik tescil kayıtlarının incelenmesinde; Belediye adına tescilli 54 adet taşıtın 6 tanesinin başka kurumlara devredildiği, 48 adedinin fiilen olmadığı ve bu taşıtların envanter kayıtlarında da yer almadığı tespit edilmiş.

Yani Belediyenin parası ile 48 adet araç alınmış ama araçlar yok. Ne kayıtlarda var ne de Belediye de... Başkan Alinur Aktaş''a sormak lazım 48 araç nerede?

Bu araçlar hurdaya ayrıldıysa tutanağı nerede? Kayıttan düşme teklifi ve onay tutanağı nerede?

Diğer konu için ise aşağıdaki tabloyu lütfen inceleyin:

 

Belediyenin Personel giderine bakın. Tam 229 milyon 452 bin TL. Bir de alt kalemlerde bulunan faiz giderine bakın. Tam 245 milyon 57 bin TL.

Yazık…

Belediye toplamda memur, sözleşmeli, kadrolu, geçici olmak üzere 3250 personel çalıştırıyor ve Toplamda 229 milyon TL ödüyor ama sadece faize 245 milyon TL harcanmış. Personel ücretinden daha fazla faize ödeme yapılıyor.

Haa unutmadan bir de mali tablosunda bir gelir kalemi var ki Cumhurbaşkanı duymasın...

Gelir kaleminin adını da "Döviz Mevcudunun Değerlenmesinde Oluşan Olumlu Kur Farkları"  koymuşlar.

Yani AKP''li belediye iktidarın tüm uyarılarına rağmen döviz biriktirmiş yetmemiş bundan da neredeyse üç yıllık faiz gideri kadar para toparlamış.

Ne kadar biliyor musunuz?

535 milyon 339 bin TL…

Yani Belediye döviz stoklamış ve artan döviz kuru ile de ciddi bir kar elde etmiş.

Ne demişti Numan Kurtulmuş "Dövize yatırım yapmak ahlaksızlıktır", ne demişti Cumhurbaşkanı "Bu bir Kurtuluş Savaşıdır…"

Acaba Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı bu açıklamadan sonra ne düşünmüştür?

Bakın bu yazı yazılırken 1 dolar 20 liraya doğru koşarak ilerliyordu.

Bankalardaki dolar o kadar arttı ki belediyeler bile dolar stoklamaya başladı. Artık yeni para birimimiz dolar çünkü "dolarizasyon" dedikleri bankalardaki aktif dolar mevduatları Türk Lirasını geçti. Hatta oran 2001 krizindeki seviyeyi de aştı.

Döviz mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payı yüzde 62,2 ile rekor seviyeye yükseldi. Son olarak 2001 yılı Ekim ayında döviz mevduatlarının payı yüzde 61,5 seviyesini görmüştü. Ki bunlar 9 Aralık''ta not ettiğim oranlardı.

Şunu demek istiyorum…

Sadece çarşıda pazarda lira kullanıyoruz.

İnsanlar artık maaşlarını alır almaz enflasyona karşı korumak için dolara çeviriyor. Harcaması gerektikçe bozduruyor.

Çok kötü bir durum…

Ben Sayın Cumhurbaşkanı gibi ekonomist değilim, anlayan arkadaşlarıma sordum, 2001''deki krizden daha ağır bir durumdan bahsediyorlar.

Çünkü 2001 krizi banka kriziydi, likidite kriziydi. Bugün yaşadığımız ise doğrudan halkın alım gücünün eridiği bir ortam var.

Neyse çok uzatmayayım.

Demokrasilerde halk, iktidarın her yaptığının peşinden gitmek her aldığı kararın sorumluluğunu üstlenmek zorunda değildir.

O yüzden ne diyoruz: derhal erken seçim.

Bunu bir gazeteci olarak değil bir vatandaş olarak yazıyorum. 

Yazarın Diğer Yazıları