Düşman ittifakı!

Lozan’a saldırı sadece PKK’dan gelmiyor. Yıllardır İslamcı çevreler de Lozan’a saldırıyor. Şimdi tartışmanın başlamasıyla birlikte, Lozan’a yapılan itirazlar, PKK’dan çok iktidarın katıksız savunucusu İslamcı geçinen gazeteden geldi. Bu konuda PKK ile aynı hedefte birleştiler.

“Terörsüz Türkiye kimyalarını bozdu” başlığı ile manşetten verilen haberde (aslında haber değil yorum), “Lozancılar barış iklimine savaş açtı” denilerek Lozan’a saldırılıyor. “Savaştan zaferle çıktığımız halde Lozan’daki anlaşma masasından Misak-ı Milli sınırlarını kayıp ederek, Türkiye için en problemli bölge halini alan Musul, Kerkük ve Süleymaniye’yi emperyalist ülkelere teslim eden malum kesimin uzantıları, ‘Lozan tartışılamaz” diyerek, barış iklimine savaş açtı” diyor.

Bu adamların kendi yaptıklarından haberi yok(!). Susup seyrettikleri ve hemen hepimizin göz önünde olup bitenlerden de haberleri yok (!).

Kerkük’ü, Musul’u ve Süleymaniye’yi Barzani işgal ederken, tapu dairelerini yakıp, tarihi belgeleri silip yok ederken, şehir mezarlığını tahrip ederken Türkiye’de iktidar Kemalistlerin elinde değildi. Aynı şekilde İyi Partililer yahut zafer Partililer de iktidarda değildi.

Gazete görüşlerine baş vuruğu Atatürk karşıtı kişilerin ezberlerini tekrarlayıp, “Lozan’da Misak-ı Milliye dahil olan, 12 Ada, Batı Trakya, Musul, Halep, Antakya, Kıbrıs gibi kayıplarla çıktığımız Lozan” diyerek Lozan’a karşıtlığını sürdürüyor. Halbuki, Kuzey Kıbrıs’ı Annan Planı çerçevesinde daha dün Yunanistan’a “Yes be anam” diyerek, Türkiye’den adam gönderip propaganda ile teslim etmeye çabalayanlar Atatürkçüler, Milliyetçiler veya ulusalcılar değildi.

Şimdi tutturmuş “Terörsüz Türkiye’ye karşı çıkıyor” diyerek vatanseverleri suçluyor. Çok savundukları, gazete ve televizyonları ile destekledikleri iktidarın ve kendilerinin gözü önünde Ege’de 20 ada ve kayalık Yunanistan tarafından işgal edildi. İşgal halen daha sürüyor. Misak-ı Milli’den söz eden adamlar, Lozan’ın elde ettiklerini de teslim ettiler.

Bu sahte Misak-ı Milli propagandası ile binlerce gencin kafasını çeldiler. Türkiye, Lozan anlaşması ile elinde bulundurduğu askeri güç dikkate alındığında yapabileceğinin en iyisi yaptı. Ancak eleştirenler 25 yıldır bir milim ilerleme sağlayamadı. Hepsini Eleştirdikleri Atatürk yapacak, bunlar iktidar olup nimetlerini sayıp söverek yiyecekler öyle mi?

Siz 12 adayı aldınız da biz itiraz mı ettik?

İsrail, daha geçen gün Şam’ı bombaladı. Türkiye’nin kurmağa başladığı üstleri vurdu. Golan tepelerinde Türk tankı değil İsrail tankı geziyor. Onu da bırakın işte güneyimizde PYD’nin küçük devletçiği var. Gidip bombalasanıza. Silip süpürsenize.

Lozan’a çemkirenler, eleştirenler, Misak-ı Milli’ye ABD gelip oturup bir de PYD’yi silahlandırırken sadece seyretti. Irak’ta Misakı Milli’yi darmaduman ederken, Türk askerinin başına çuval geçirirken gıkı çıkmadı. “Nota verelim” denilince de “Ne notası, müzik notası mı” diye bir de dalga geçti. Bunlar olurken o gazetenin manşetleri minicik bir itiraz sesi yükseltmedi.

Peki Lozancılar ne yaptı?

En yüksek perdeden ses yükletip itiraz etti. Yetmedi ABD’nin Irak’a çökmek için, Türkiye’yi işgal etme tezkeresini meclisten geçirmedi.

Yıllardır Mavi Vatan’ı, Yunanistan’ın işgal ettiği Ege adalarını, Kıta sahanlığını, rahmetli Denktaş’ın rüyalarını onunla birlikte Lozan’a sahip çıkanlar savunuyor. Tüm milli çıkarlar karşısında susanlar, şimdi tutmuş “Vesayetçiler Türk-Kürt kardeşliğinden rahatsız” diye, kendi okuyucusuna bile saygı duymadan çarpıtma manşet atabiliyor.

Terörle mücadele geçmişine de saygı duymuyorlar. Bakın ne yazıyorlar: “İktidar oldukları dönemde, inkâr asimilasyon, olağan üstü haller, örfi idare, İstiklal mahkemeleri ve sıkıyönetim uygulamalarıyla Kürtler ile Türklerin arasını açan vesayet odakları… faşist yüzünü bir kere daha gösterdi.”

Şeyh Ubeydullah, Şemdinli’den kalkıp Halifeye niye isyan etti öyle ise?

Tarihsel olayları yeri zamanı ve olayın dönemsel özelliklerine göre değerlendirmeyen, düz mantıkla okuyucularını muhalefete karşı kışkırtan bu yapı, kesinlikle iflah olmaz.

Atatürk ve arkadaşları bu kadarını yaptı. Gerisini siz getirin ve Misak-ı Milli’yi kurun. Sizi Cumhuriyetçiler, Lozancılar mı engelliyor?

Lozancıların tek kaygısı var: Ekmeğini yediğiniz Türkiye’nin anayasal ve kurumsal varlığının, milli kimliğinin ebediyen var olması.

Ziya Gökalp de, Diyap Ağa da “Vesayetçi” dediklerinizin meclise getirdiği kimseler. Vatanseverler asla Kürt kardeşliğinden rahatsız değil.

Yazarın Diğer Yazıları