Dündar yoksa, Cevizoğlu var

Efsane, duayen gazeteci Uğur Dündar sosyal medya hesabından şok açıklama yaptı:

"Moderatörlüğüm üzerinden her iki adaya ve demokrasimize zarar verebilecek bir takım hazırlıklar yapıldığını görüyor ve bu sebeple 50 yıldır ödünsüz bağlı kaldığım evrensel yayıncılık ilkeleri gereği moderatörlük yapmama yönünde aldığım kararı kamuoyuna saygıyla arz ediyorum."

Ah Uğur Dündar, Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım buluşmasını yönetmekten bu kadar sudan sebeple vazgeçilir mi?

"Türkiye'nin en güvenilir insanı" olma özelliğin inan bana büyük yara aldı.

Çünkü sana güvenenleri de sana değer verenleri de hayal kırıklığına uğrattın.

Hiçbir tehdit, hiçbir komplo, hiçbir tezgâh ve hiçbir kumpas seni ilkeli duruşundan, mesleğine olan saygından geri adım attırmamalıydı...

Ya baştan reddedecektin, ya kabul ettikten sonra vaz geçmeyecektin.

Unutma lütfen dost acı söyler…

Ve bir öneri de benden.

Televizyon söyleşilerinin tarafsızlığı ile ünlü usta ismi; gazeteci, yazar ve akademisyen Dr. Hulki Cevizoğlu, İmamoğlu-Yıldırım buluşmasını deneyimi ile yönetsin…

İnanıyorum ki her iki taraf Cevizoğlu'nu alkışlar…

İSPARK VE HESAP SORMAK

Dünyada eşi benzeri olmayan otopark işletmeciliğini 2005'den bu yana AKP'li belediye başkanı yönetiminde İSPARK şu sloganla yapıyordu:

"Güvenle Park Güler Yüzle Hizmet:

Sayıştay raporu şu gerçeği ortaya çıkardı:

Güvensiz Park, Güler Yüzle Zimmet.

Ruhsatsız otoparkların, kaybolan milyonlarca liralık pis kokuları var.

İSPARK AKP yönetiminde adeta "PİSPARK" olmuş…

Mal varlığını açıklamaktan her nedense utanan Binali Yıldırım'a TV5 canlı yayınında başarılı gazeteci kardeşim Mustafa Yılmaz sordu:

"İSPARK neden zarar ediyor?"

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Binali Yıldırım çok net yanıt verdi:

"Onu ben de anlamış değilim. Benim de kafam almıyor, ben de anlam veremedim. Göreve gelirsek inceleyeceğiz."

AKP kurucusu olan 2002'den bu yana Ulaştırma Bakanlıkları, Başbakanlık ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yapan Binali Yıldırım başka biri mi?

"Göreve gelirsek inceleyeceğiz" diyor.

Göreve gelemeyecek, İSPARK dosyasını kapatamayacaksınız.

Çünkü İstanbullular İSPARK ve tüm İBB yolsuzluklarının hesaplarının sorulması için CHP adayı Ekrem İmamoğlu'na gasp edilen mazbatasını tekrar verecek Binali Bey.

Beyefendi,

* Siz hep "hesap sorma" mevkilerinde görev yaptınız ki bu görevlerde iken neden incelemediniz?

* "Yolsuzlukla, yoksullukla mücadele edeceğiz" diye geldiğiniz ama iktidarınız 17 yıldır neden bu yolsuzlukların üzerine gitmedi?

* Sayıştay raporlarını Meclis'ten bu yüzden mi yıllardır kaçırıyorsunuz?

* 17 yıldır su paraları ve otobüs bilet fiyatları ile İstanbulluları soyup soğana çevirmediniz mi?

* Hafriyat paralarını saymak için bakanınızın oğlu evine para sayma makineleri, kasalar doldurmadı mı?

* Analarının ak sütü gibi helal İstanbullulardan topladığınız İBB bütçesini Erdoğan ailesi ile bazı İslami / Ticari vakıflara dağıtmadınız mı?

* İstanbullulara pahalı hizmetler vererek toplanan İBB bütçesi ile yandaşlarınıza makam araçları konvoyları tahsis etmediniz mi?

FRANSA'YI YENMEK...

Duayen efsane spor yazarı Metin Gören 2-0'lık Fransa galibiyetini şöyle yorumladı:

"Fransa'yı yenmek,

Ellerimiz kızarıncaya dek alkışlamak demek...

Gençlerden oluşan yeni futbol gücümüzün sürekli başarılı olabilmesi için çok çalışması ön şartının bilincinde olması gerek...

Bu takımı siyasilerden, futbol sömürgecilerinin elinden kurtarmak, kaçırmak gerek.

Makam odaları dolaşımları ile hediye sunumlarının, zaferler sonrasına ertelenmeleri gerek...

Bir devin Konya çöküşüne destanlar yazmak yerine, bilinç kulvarında, ''Haddimizi bilerek'' oynadığımızı, gelecek günlerin hatırına belirtmek gerek...

Dünya Şampiyonu bir takımı yenmenin bir rastlantı olmadığını Salı günü oynayacağımız İzlanda karşılaşmasında ''Güç'' sunumlarıyla göstermek, koşarak finale gitmek, sevindirici haberlerle halkımı coşturmak gerek.

Burak Yılmaz'ın futbol literatürüne geçen, iki kişilik oyunun görüntülerini, genç neslin beyin sinemalarında sürekli oynatmak gerek.

Federasyoncu efendilerin, sakallarını kaşıyarak gelişlerinin, uğur ya da başarıyla hiçbir ilintisinin olamayacağını bilmeleri gerek.

Fransa'yı tarihinde ilk kez yenmenin mutluluğu içinde boğulmamak gerek...

Sonra kurtulamıyoruz...

Kahır yüklü kervanların ''Hüzün'' taşımalarından doğrusu bu ya bıktık.

Fransa'yı yenmek yetmiyor...

Sürekli yenmenin keyfini çıkarmak gerek."

Tebrikler Gören hocam…

 

Yazarın Diğer Yazıları