Dünya Sağlık Örgütü yine suçüstü yakalandı!

Dünya Sağlık Örgütü, güvenilir bir kurum olmadığını gösteren hatalar yapıyor. Mesela DSÖ, korona virüs tedavisinde kullanılan “remdesivir” adlı antiviral ilacın ilk tam kapasiteli klinik denemelerinin başarısızlıkla sonuçlandığına dair bir rapor, kamuya açık klinik denemeler veri tabanında yayımlandı, sonra da yayından kaldırırıldı!

Yayınlanan raporda Çin'de 237 hastayla yapılan denemede ilacın hastalara faydası olmadığı ve kan dolaşımı sistemindeki patojenlerin varlığını azaltmadığı belirtiliyordu.

İlacın üreticisi Amerikan Gilead Sciences şirketi ise yapılan çalışmanın sonuçlarının yanlış aktarıldığını savununca Dünya Sağlık Örgütü, “yanlışlıkla yayımlandı” diyerek raporu yayından kaldırdı.

İlaç Türkiye’de de kullanılıyor…

Şimdi bu durumda Dünya Sağlık Örgütü’nü güçlü ilâç şirketlerinin etkilediği bir defa daha ortaya çıkmış oluyor.

***

Daha önce de Dünya Sağlık Örgütü’nün epidemiyoloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil, “Domuz gribi salgını ilaç şirketleriyle ortak üretilen bir korku kampanyasıydı” demişti.

Skandal, şimdi kapanan Vatan gazetesinde şöyle yer almıştı:

Dünya Sağlık Örgütü’nün direktifleri doğrultusunda tüm dünyada gerçekleşen aşı kampanyaları ve milyarlarca dolara varan aşı ve ilaç stoklarına rağmen “Yanlış yapıyorsunuz” diyen bazı bilim adamları ilk aylarda tepkiyle karşılanıyordu.

Ancak son dönemde hastalığın neredeyse tamamen ortadan kaybolması ve ölüm vakalarının normal gripten ölümlerin bile kat kat altında kalması saygın bilim adamlarının da yavaş yavaş “domuz gribi abartıydı” diyen bu uzmanların yanına katılmasına sebep oldu.

***

Avrupa Konseyi’nde yapılan konuyla ilgili oturumda konuşan Dünya Sağlık Örgütü’nün, epidemiyoloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil, “Domuz gribi salgını ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyasıydı” dedi.

Profesör Keil, “WHO, SARS ve kuş gribi konusunda da tüm tahminlerinde yanıldı. Kamu sağlığını ilgilendiren onca şey varken domuz gribi konusunda halkta büyük bir panik yaşanmasına sebep olduk ve bu tamamen abartılmış bir korkuydu. WHO’nun kararları ülkelerin sağlık bütçelerine çok büyük yük getirdi. İnsanların ölümüne sebep olan en önemli etkenlerin hipertansiyon, sigara, yüksek kolesterol, obezite, egzersiz yapmama, sebze ve meyve tüketiminin azlığı olduğunu çok iyi biliyoruz. Hükümetler, WHO’nun tavsiyesi doğrultusunda bu alanlara yatırım yapmaları gerekirken küresel bir salgın yaşanması yönündeki deliller çok zayıf olmasına rağmen domuz gribine yatırım yapmak zorunda bırakıldı.” dedi.

--

İki güzel haber…

---

Bu olumsuz haberlere karşı karşılık Türkiye ve Pakistan’dan iki güzel haber var.

Pakistan’da Dow Üniversitesi'nin araştırma ekibi, Mart 2020'de korona virüs geçirmiş ilk kan örneğini aldı ve antikorları kimyasal olarak izole etmeyi başardı, saflaştırdı ve daha sonra bu antikorları, ultrafiltrasyon teknikleri kullanarak konsantre etti.

Konuyla ilgili açıklamada “İşlem yapılırken tüm plazmadan ziyade saflaştırılmış antikorlar kullanıldı. Tedavi, plazma proteinleri, potansiyel bakteriyel ve viral patojenler gibi kanın istenmeyen bileşenini taşımadığı için plazma transfüzyonundan daha güvenli ve daha etkili kabul edilir. Bu tür saflaştırılmış antikorlar, tetanoz, kuduz, Grip ve hepatit gibi hastalıklara karşı küresel olarak piyasada bulunmaktadır. Aynı strateji MERS, SARS ve EBOLA gibi diğer viral salgınların zamanında etkili bir şekilde kullanılmıştır” denildi.

Türkiye’de de Prof. Ercüment Ovalı ve ekibi, 8 ayrı hastadan alınan plazmalardan, kan grubu ne olursa olsun bütün insanlarda kullanılabilecek antikor ürettiklerini açıkladı.

 

dfs-004-001-011-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları