Dünyanın en büyük buz dağından büyük bir parça daha koptu.

Dünyanın en büyük buz dağından büyük bir parça daha koptu.
Bir süre öncesine kadar Lüksemburg'un iki katı kadar büyüklüğüyle dünyanın en büyük buzdağı olan A68A'dan dev bir parça daha koptu. 4 yılda 5 bin 800 kilometre kareden 2 bin 450 kilometre kareye düşen buz dağından kopan parçalar 'yavru buz dağları' meydana getiriyor.

Lüksemburg'un iki katı kadar büyüklüğüyle dünyanın en büyük buz dağı olan A68A'dan dev bir parça daha koptu. İngiltere hükümeti, Güney Atlantik'ten Güney Georgia Adası'na doğru sürüklenen buz dağına geçen ay bir araştırma ekibi göndermişti. Ama İngiliz Antarktik Araştırma Kurumu'na ait geminin bölgeye ulaşıncaya kadar inceleyecek bir şey kalmayacağından endişe ediliyor.

İKİ BLOK BİRBİRİNDEN AYRILABİLİR

Uydu görüntüleri, bölünen iki dev parçanın, birlikte Güney Georgia'nın 135 kilometre kadar güneydoğusunda sürüklendiğini gösteriyor. Şu anda birlikte hareket eden iki bloğun yakında birbirlerinden ayrılması bekleniyor.

5 BİNDEN 2 BİN KİLOMETRE KAREYE DÜŞTÜ

A68A Temmuz 2017'de Larsen C Kıta Sahanlığı'ndan koptuğunda 5 bin 800 kilometre kare büyüklüğündeydi. Geçen hafta yapılan ölçümlerde buz dağının büyüklüğünün 2 bin 450 kilometre kareye indiği görüldü.Buz dağından kopan parçalardan dördü, Güney Georgia Adası'na 60 kilometre kadar yaklaştı.

'YAVRU BUZ DAĞLARI' OLUŞUYOR

Buz dağına A68a ismini ABD Ulusal Buz Merkezi vermişti. Ana kütlenin adı değişmezken, kopan her parça ya da 'yavru buz dağları' yeni bir harfle adlandırılıyor. Bölünen son kütlenin adı A68g.

PENGUENLERİ TEHDİT EDİYORDU

Buz dağının Güney Georgia Adası'na çarparak karaya oturması halinde bölgedeki penguenler ve fokların besin kaynaklarına ulaşma yollarının kapanacağından endişe ediliyordu. Buz dağındaki yeni bölünmeyle, bu tehlikenin büyük ölçüde ortadan kalktığı belirtiliyor.200 metre derinliğe sahip olan buz dağının erimesiyle deniz suyu sıcaklığının değişeceği, çok büyük miktarlarda tatlı su açığa çıkacağı için planktonik organizmalardan balinalara bölgedeki tüm deniz canlılarının yaşamının olumsuz etkileneceği düşünülüyordu.