Düşman kardeşler

Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis 49 yıllık bir aradan sonra, ilk Yunan Başbakanı olarak Ankara’ya geldi. Karamanlis’ın gelmesi, Yunanistan’daki müzmin  “Türk düşmanlığı”  karşısında, gerçekten cesur bir adım! Ne var ki Türk Başbakanlarının, şimdiki Başbakanın, böylesine  “kamuoyu takıntıları”  yok. Türk Başbakan’ın Yunan  “meslektaşı”  ile buluşması bizim kamuoyumuzda cesaret istemiyor! Erdoğan-Karamanlis Ankara mülakatı, anlaşılan, önemli sorunlar hususundaki, “anlaşmazlıkları”  teyit etmekten öte, netice vermedi. Ama gene de ileri bir bir adım. Yunanlılarla uzlaşmak gerek! Ve şimdi  “top onların kortunda”  da! Ancak bu sorun öylesine derin ki, beraber Türkü çığırmak ve sirtaki oynamakla çözülecek gibi değil!  Türk tarafında, Yunanlıların 1919’da İzmir’den başlayarak Batı Anadolu’yu işgal etmelerine ve Batı Anadolu’da yaptıklarına rağmen, feraset ve olgunluk hakim oldu ve 1922’den sonra ilk dostluk adımlarını Mustafa Kemal ve İsmet Paşa attılar. Mustafa Kemal’in Yunanistan ordusunu mağlup ettikten sonra, önüne serilen Yunan Bayrağını çiğnemeyi ret etmesinden başlayarak! 
Yabancı bir yazar,  “Türklerle Yunanlılar, bir denizin ve dillerinin ayırdığı, fakat tarihleri, yemek, müzik ve yaşam kültürleri benzer iki millettir” demiş. Fakat bu  “iki ülke”  arasındaki, boyuna nükseden sorunun kökeni, aynı tarihi olayların acı hatıralarına dayanıyor!
Kısacası biz Türklerin hafızamız, bu konuda da  “nisyan”  ile malulüz;  “unutmanın”  özellikle dış ilişkilerde  “ezeli bir şifa”  olacağına inanırız ve böyle hareket ederiz. Yunanistan konusunda, hep ettik de! İstan bul’un fethinin 500. Yıldönümünü kutlamadık,  “Yunanlıları rencide etmemek” için, en düşük seviyede, şöyle bir andık! 
Yunanlılar ise Türklere karşı hınçlarını, 500 küsur yıl Osmanlı-Türk egemenliği altında yaşadıklarını, son olarak da, 1920-1922’de  “Anadolu maceralarındaki”  hezimetlerini unutamıyorlar... Bizim, tarihi komplekslerimiz yok ama onların var... Bizim Yunanistan üzerinde, hatta bir bakıma hakkımız olan Ege adaları üzerinde emellerimiz yok, ama Yunanlılar,  “Megalo İdea” yı,  “kaybettikleri”  Bizans’ı, İstanbul’u ve hatta  “Pontus’u”  geri almayı hayal ederler... Hayal etmekten öte, bu yolda çalışırlar. Biz Ege’nin, birlikte yararlanacağımız, bir dostluk denizi olmasını içtenlikle isteriz; onlar ise, bu ortak denizin zenginliklerini Yunan  “gölü”  yapmak ve Türkiye’ye kapamak isterler!

Yunan evhamı
Evhamları nedir bilir misiniz? Onların azalan nüfuslarına karşılık, artan nüfusumuzdan dolayı Yunanistan’ı istila etmek istememiz! 
Biz, Batı Trakya’da Türklere karşı yapılanları, yapılmakta olanları, eğitim ve ibadet konularındaki baskıları görmezden gelir, soydaşlarımızı ihmal ederiz; onlar AB’yi, ABD’yi arkalarına alarak Patrikhaneyi Ekümenik yapmak ve bu suretle İstanbul hayalini gerçekleştirmek isterler! Rumların 1820’de Mora’da komşularını (20.000 Türk), bir gecede katlettiklerini çoktan unuttuk. 1920’lerde, Rum Pontus çetelerinin Karadeniz havalisinde yaptıklarını da unuttuk... Hatta onlarla mücadele eden Topal Osman Ağa’yı, Giresun’daki Üniversiteye adı verilemeyecek bir   “eşkıya”  sayarız... Son olarak Kıbrıs’taki ENOSİS vahşetini de! Ama onların amacı, Türkleri bu adadan kovmak! Hem de Annan Planını kabul eden zamanın iktidarının  “basireti”  sayesinde! 
Birand’ın yazdığı gibi: Yunan toplumunun derinliklerindeki Türk rahatsızlığını silip atamazsınız. En ufak bir kıpırdanmada, bu rahatsızlık hemen su yüzüne çıkıverir.

Güzel zamanlar
Ama unutulduğu kısa ve güzel zamanlar oldu... Mustafa Kemal ve İsmet Paşa acı bir savaş ertesinde  “Balkan Birliği” ni gerçekleştirmek için, Yunanlılara ve Türk düşmanı Elefteros Venizelos’a kucak açtılar.
Kıbrıs sorunu eski yarayı deşene kadar. Bundan önce, Birleşmiş Milletler’de görevli olduğum zamanlar hatırlarım; delegasyonlar hep birlikte hareket ederler ve biri birlerini desteklerlerdi. Aralarında  “devlet sırrı” da yoktu... Sona  “Kıbrıs”  oldu!
Soru? İki komşu ülkenin, bir yabancı yazarın  “düşman kardeşler”  dediği bu iki milletin, hele şu bağlamda dost olmaları, uzun vadeli olarak birlikte hareket etmeleri gerekirken, onları Kıbrıs-Ege-Kardak kayalıkları ve  “Megalo Idea” nın hortlaması mı ayıracak?

Yazarın Diğer Yazıları