Trabzonspor'da işler yolunda giderken doğrular maalesef eksik bırakılıyor! Ne zaman ki dar boğaza giriliyor, işte o zaman eşyanın tabiatına uygun işler hayata geçiriliyor.
Yakın tarihten bunlara örnek, kulübü yönetme işinin önce İbrahim Hacıosmanoğlu ve ardından da Muharrem Usta'ya verilmesidir. Sonra biraz daha doğrusu hayata geçirildi ve Ahmet Ağaoğlu enkazı devraldı.
Teknik direktörlerden baktığınız zaman Ersun Yanal gibi Trabzonspor'a en son yapılacak bir ihanet tercihi sergilendi. Ardından Ünal Karaman gibi "bir teknik direktörden ötesi" denebilecek en iyi tercih yapıldı. Sonra biraz palazlanınca ona da eski alışkanlıklardan hesap kesildi. Yerine o günkü şartlarda en doğru tercih Hüseyin Çimşir getirildi. Ne zaman ki 2 kulvarda mücadele en tepede yapılır hale geldi, normaldir ki Hüseyin Çimşir biraz karıştırdı.
Sonra Süper Lig şampiyonluğu gitti, Türkiye Kupası geldi. Gelirken de teknik direktör olarak kayıtlara Eddie Newton geçti.
Sonra Mevlana'nın; "Dün dünle gitti cancağızım. Artık yeni şeyler söylemek lazım" sözünden hareketle "parayı verenlerin çalacağı düdükle" Abdullah Avcı listenin başına yazıldı. Ama bakıldı ki Trabzonspor Avrupa'ya gitmeyince Novak gibi gidecek, Sosa gibi ülkesine dönecek, Uğurcan gibi para lazım olduğu için satılacaklar sıraya girdi. Abdullah Avcı da "Ben kiminle başa oynayacağım" sorusuna istediği cevabı alamayınca geriye çekildi.
Böyle olunca da, Trabzonspor'un teknik direktörlüğü normal seyri içinde Eddie Newton'a kaldı. Kaldı kalmasına da Trabzonspor camiasının en büyük hastalığı olan ben diyeyim; "doğmamış çocuğa don biçme", siz söyleyin "ameli görmeden notunu verme" hastalığı yine tekerrür eyledi.
Hem de kendini anlı-şanlı spor yazarı sayan ya da futbolcu eskiliğinden yazarlığa terfi edenlere kadar.
Oysa Eddie Newton öyle veya böyle Trabzonspor'un başına gelecekti. İster Abdullah Avcı gelmiş olsa idi, ister yurt dışından dünya çapında bir teknik adam gelse idi! Çünkü bunlar sezon başında gelecek, ortasına kalmadan terk-i diyar eyleyecek ya da ettirilecekler idi.
Başta da dediğimiz gibi Trabzonspor, bugün içinde bulunduğu durum ve gelecekte de olabilecek muhtemel değişimlerin zorlaması ile Eddie Newton'la doğruyu yapmak zorunda kalmıştır.
Eddie Newton bu işi yapabilir mi? İngilizlerin klasik ve disiplin altındaki yönetim anlayışı göz önüne getirildiğinde yapar. Ama, mevcut kadrodan gidecek olanların yerine olmayı bırakın, geçen sezon hissedilen eksikleri iyiyi yakın dolduramadıktan sonra Newton ne yapabilecek? Çıkıp Chelsea'de başarılı olduğu günlerdeki gibi futbol oynayacak değil ya!
Newton'un görevlendirilmesinin bir başka avantajı da, Trabzonspor camiasındaki sanki dünyanın en iyi teknik direktörü geldiğinde şampiyonluk garanti imiş gibi algılama yanlışına da dur denilecek olmasıdır. Şimdi hesaplar biraz daha aşağı çekilmiştir. Ama Newton ile aşağıdan yukarıya tırmanma ihtimalinin de hiç olmadığını kimse söyleyemez. Hiç değilse aşağıdan yukarı çıkacaktır. Yukarıda aşağıya inmeyecektir. Bunun için bu aşama Trabzonspor'da Newton tercihi doğrudur.
