Edebiyatımızın bilinmeyenlerinden İdris Sabih Gezmen

Edebiyatımızın bilinmeyenlerinden İdris Sabih Gezmen

Edebiyatımızın nisyana terk edilmiş isimleri o kadar çok ki... Türk Yurdu''nun, Dergâh''ın, Resimli Kitab''ın, Anadolu Mecmuası''nın, ki hepsini yeni harflere aktardık, biliyorsunuz. Unutulmuş nice güçlü kalemlerle karşılaştık. (Resimli kitab''ın üç cildi çıktı. Daha beş cildi yayınlanacak.)

İdris Sabih (1890-1950) de bunlardan biriydi.

Prof. Dr. Nâzım H. Polat''ın "İdris Sabih Gezmen-Ebedî Hâdimü''l-Harameyn" kitabı önüme gelince şaşırdım. (Karakum Yayınları, 399 s.) Birkaç yazısını, şiirini biliyordum o kadar. Bir yerde artık üretmemiş diye düşündüğümüz nice şairlerin, yazarların ne kadar üretken olduklarını, özel ilgiyle ancak öğrenebiliyoruz.

Şu satırlar bize bir fikir verecektir:

"İdris Sabih Gezmen (; bir edip, matbuat adamı, asker, hariciyeci... Zamanın gölgede bıraktığı destansı hayatıyla, şahsiyetiyle, eserleriyle gölgesinden büyük bir Türk... Medine Müdafii Fahrettin Paşa''nın sır kâtibi, Peygamber şairi, esir kamplarının yılmaz ve gür sesi, İstanbul''dan kıtalara yayılan, 28''i Hariciye''de geçen 60 yıllık bir ömür...

Nâzım H. Polat, otuz yıllık ''derin kazı çalışmacıyla'' İdris Sabih''i her cephesiyle gün yüzüne çıkarıyor..."

Nâzım H. Polat, "Önsöz"de kitabı ortaya koyarken nasıl zorluklarla karşılaştığını ve yılmaz mücadelesinin nasıl semere verdiğini anlatıyor.

Azim ve sebat... Her şeyin önü, arkası; ucu, sonu. Mutlaka bir neticeye varıyorsunuz.

Burada şaşırtıcı bir bilgiyle karşılaşıyoruz. 1919''da "Mustafa Kemal Paşa Anadolu''da Ne Yapıyor?" başlıklı yazısında Mustafa Kemal''den bahsediyor. Bu yazı bir vesikadır:

"İtalya ajansı dün, Mustafa Kemal Paşanın padişahı hal''etmek [tahttan indirmek] niyetinde olduğunu bildiriyordu. Bu şayia kâmilen doğru olmasa bile herhâlde ahvâlin kesb-i müşkilât ettiğini [durumun zora girdiğini], Şarkî ve Garbî Anadolu''da Mustafa Kemal ile rüfekası [arkadaşları] ve İstanbul''da da Kabine ile tarafdarânı beyninde [arasında] ihtilâfın tezâyüt ettiğine [gö­rüş ayrılığının arttığına] delâlet etmektedir. Mustafa Kemal Paşa İttihatçılardan ve bu cemiyetin erkânındandır. Enver, Talat, Cahit ve emsalinin padişah nezdinde hâiz-i hüküm ve nüfuz [hüküm ve nüfuz sahibi] oldukları bir zamanda müşarünileyh [o], şan ve şöhret sahibi olamamış idi.

Mustafa Kemal, Selanikli bir Türk''tür. Harb-i Umumi''de III. Kolordu Kumandanı idi. Mütareke akdinden sonra da III. Ordu Müfettişliğine tayin edilmiş ve İttihatçılar arasında Enver Paşanın şahsî hasmı olmakla maruf bulunmuş [tanınmış] idi.

İstanbul Hükümeti müşarünileyhi [onu], ordu işlerini teftiş etmek üzere Şarkî Anadolu''ya göndermiş idi. Oraya muva­salatında [vardığında] dağılmış olan İttihatçıları toplayarak İttihatçılarca yapılması icap eden işleri müzakere etmek üzere bir de meclis akdetti [topladı]. (...)

İstanbul Hükümeti, verdiği emirlere Mustafa Kemal Paşanın ittiba etmediğini [uymadığını] görünce cebren daire-i itaate ithali [itaat çemberine alınması] için kuvvet sevkini düşündü. Bunun üze­rine Mustafa Kemal Paşa, Sadrazama bir telgraf çekerek şayet hükümet tarafından üzerine bir kuvvet sevk edildiği takdirde Anadolu''da Cumhuriyet ilân edeceğini bildirdi. Bu telgrafı alan kabine derhâl bir meclis akd ederek [toplayarak] keyfiyeti müzakere etmiş ve müsellah kuvvet izamından [silahlı kuvvet gönderilmesinden] sarf-ı nazar eylemiştir." (s. 351-354)

Mustafa Kemal, daha 1919''da, Samsun''a yeni çıktığında demek ki, yeni bir devlet kurmaktan ve bu devletin cumhuriyet olacağından bahsetmiş.

Nice böyle yazarlarımız, şairlerimiz gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.

Yazarın Diğer Yazıları