“Eğer size bir fasık bir haber getirirse!”

Suriye ile ilgili bir haber, Katar kaynaklı ise üstelik İngiliz istihbaratının bir yan kuruluşu ve Suudi Arabistan ve Türkiye’deki AKP iktidarı ile ona bağlı kurumlar tarafından kampanya ile destekleniyorsa, haber Cenevre görüşmelerinden iki gün önce, CNN, Guardian, Anadolu Ajansı tarafından sanki özel yetkili bir savcılıktan alınmış gibi eş zamanlı olarak yayınlanıyorsa, o haberin masa üstünde üretildiğinden emin olabilirsiniz. 

***

Onur Öymen diyor ki, “CNN yayınında Christian Amanpour uluslararası ceza mahkemesinin savcılarıyla bir adli tıp uzmanını konuşturdu. Hepsi bu cinayetleri Esad yönetiminin işlettiği konusunda görüş birliği içinde. Ancak bazı ayrıntılar da ortaya çıktı. Fotoğrafları çeken ‘Sezar’ kod adlı şahıs Suriye ordusunda görevliyken bir süre önce silahlı muhaliflerin safına geçmiş! 
Bu insanların nerede kimler tarafından işkenceye maruz kaldıklarını ve öldürüldüklerini görmemiş! Kimliklerini de bilmiyor! 
Ancak bu cesetlerin devlete ait bir merkeze getirildiğini ve kendisinin de orada bunları görüntülediğini söylemiş! Amanpour bu iddianın tahkiki işini kimin finanse ettiğini sordu. Cevap: Katar Hükümeti. Peki, silahlı muhaliflerin işledikleri insanlık dışı cinayetlerle ilgili olarak pek çok resim ve video yayınlandı. Onların da araştırılıp araştırılmadığını sordu mu? Hayır sormadı.
Suriye’de kimyasal silahların kullanılması sonucunda binden fazla insanın öldüğüne ilişkin iddialar ortaya atıldığında da bazı uzmanlar bunun Esad yönetiminin işi olduğunu söylemişlerdi. Bu yüzden neredeyse Amerika, Suriye’ye silahlı müdahalede bulunacaktı. Rusya’nın diplomatik girişimi sonucunda bu önlendi ve kimyasal silahların imhası konusunda Suriye Hükümetiyle uzlaşmaya varıldı. Ancak muhaliflerin de kimyasal silah kullandığı yolunda bazı Birleşmiş Milletler yetkililerinin beyanlarına itibar eden olmadı.
Dünya kamuoyunu galeyana getirebilecek ve siyasi sonuçlar da doğurabilecek bu gibi iddiaların mutlaka birkaç kaynaktan doğrulanması ve tarafsız kişilerce irdelenmesi gerekiyor.” 

***

Suriye’ye silah yüklü TIR’lar sevk eden bir hükümetin Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu ise “Suriye’de sözün bittiğini bir kez daha gördük. Eğer insanlık vicdanı diye bir şeyden bahsedeceksek, 21. yüzyılın en büyük katliamına daha fazla sessiz kalınamaz” dedi. 
Peki AKP iktidarının katkıları ile Irak’ta 1.5 milyon insan öldürülürken insanlık vicdanı neredeydi? İngiltere’nin, Katar’ın, Suudi Arabistan’ın, Türkiye’nin ve özelde Ahmet Davutoğlu’nun vicdanı neredeydi? 
Türkiye’den gönderdiği silahlarla Suriyeliler öldürülürken, Davutoğlu’nun vicdanı neredeydi?
“Suriye ordusunun yaptığı işkencelerde ölenlerin fotoğrafları” deniliyor! Diyen kim? Yalanları ile Arap Baharı’nı kışkırtan, Tunus’u, Mısır’ı, Libya’yı, Suriye’yi, Bahreyn’i yaşanmaz hale getiren kukla bir ülke ile İslam dünyasında yüzyıllardır operasyonlar yapan İngiltere’nin bir kurumu! 
Fotoğrafların, Irak’ta işkence ile öldürülen Müslümanlara veya Suriye’de teröristlerin öldürdüğü masum insanlara ait olmadığı ne malum? 
Üstelik Irak’ın işgali de “kimyasal silah var” diyen İngiliz istihbaratına dayalı olarak meşrulaştırılmıştı. Sonunda bu bilginin yalan olduğu anlaşılınca dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair, İngiliz gazetelerinde ABD Başkanı George W. Bush’un fino köpeği olarak gösterilmişti. 
Dolayısıyla İngiltere’nin veya Katar’ın Suriye ile ilgili haberlerine güvenilemez. Hem sonra Türkiye’nin medya Müslümanları, Hucurat suresinin altıncı ayetini hiç mi okumadılar: 
“Ey iman edenler, eğer size bir fasık bir haber getirirse onu iyice araştırın, sonra bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.”

Yazarın Diğer Yazıları