'Ekonomide Derin Göçük'

'Ekonomide Derin Göçük'

Hocaların hocası, eski milletvekili, gazetemizin yazarı Prof. Dr. Esfender Korkmaz''ın, Türkiye''yi yöneten ve yönetmeye talip olan herkesin elinin altında bulunduracağı iki kitabı çıktı: "Demokrasi ve Kalkınmada Zor Geçit" ve "Ekonomide Derin Göçük" (AsyaŞafak Yayınları).

Hocamız "Demokrasi ve Kalkınmada Zor Geçit" kitabında "Diktatörler neden Diktatördür?" başlığı açıyor. Şu zamanda altı çizilecek tespitlerini vereceğim:

"Diktatörlerin bir kısmı darbelerle gelmiştir. Ancak güce tapma veya aldanma suretiyle diktatörleri genellikle halk yaratmıştır. / Dünyada heykeli ayakta kalmış hiçbir diktatör yoktur. Hepsinin sonu kötü olmuştur. Eceliyle ölen diktatör sayısı çok azdır. / Önceki diktatörlerin sonu sonraki diktatörlere ders olmuyor mu? / Dünyada neden yeni diktatörler çıkıyor? / Bu sorulara en iyi cevabı, duayen bir gazeteci veriyor. Türkiye''de 1950-1990 yılları arasında tam 40 yıl boyunca basında en büyük söz sahibi olduğu bilinen Haldun Simavi: ''Diktatörler hep doğru yaptıklarını sanıyorlar. Doğru yaptıklarında o kadar takıntılı oluyorlar ki tarihe dönüp bakmak gereği bile duymuyorlar.'' diyordu. / Tarihin en acımasız diktatörlerini cezalandıran halklar çektiklerini aynı acımasız çizgide göstermiştir." (s. 69)

Burada "diktatör" meselesini bir tarafa bırakacağım, "inatçı politikacı" örneğinden hareket edeceğim: İnatçılık, etrafını görmemek, karşısındakini devamlı suçlamak, açıklarını bir bir sıraladıkları hâlde hiçbirini cevaplandırma gereği duymamak, koruyup kolladıklarının "suç" işlediklerini bildiği hâlde bir harekette bulunmamak da hayra alâmet değildir.

Ülkemizde maalesef, İstanbul Kanalı tartışmalarında, aklı başında herkes yanlışlığı gösteriyor; ancak, yetkiyi ellerinde tutanların, "İnadına yapacağız... İsteseniz de istemeseniz de yapacağız... Hayırdan başka laf, kargadan başka kuş bilmeyen bu kifayetsizler ..." sözleri doğruyu bilmekle mi ilgili, yoksa?...

Neyse... Hocamıza yazdıklarına dönelim. "Diktatör Hırsız İse Bunlara Diktatör Demek Bile Fazla Gelir" başlığı altında "Nereden bakarsak bakalım, diktatörler beklenmedik bir sebeple gidiyor." dedikten sonra ABD''nin Yale Üniversitesi öğretim üyelerinden Milan Svolik''in araştırmasından şu sözleri alıntılıyor:

"1945-2002 yılları arasında iktidara gelen ve sonra iktidardan gitmek durumunda kalan 316 baskıcı liderden 32''si halk ayaklanmasıyla, 2005''i ise kendi içlerinden çıkan muhaliflerce devrilmiş. / Svolik şöyle diyor: / ''Seçmenler genel olarak iki sorun arasında seçim yapar: Demokrasi-Partizan Çıkarlar. Chavez, Orbán ve Erdoğan tam olarak bu ikilemden yararlanma konusunda başarılı oldular. Her biri, ülkenin gizli toplumsal gerginliklerini akut siyasi çatışma eksenlerine dönüştürmeyi başardı. (Milan W. Slovik, Demokrasiye Karşı Kutuplaşma: Journal of Democracy, s. 20-32, July 2019)" (s. 75)

Prof. Dr. Esfender Korkmaz, isimler vererek ayrıntılara giriyor. "Demokrasi ve Kalkınmada Zor Geçit" kitabı bizi uyandırıyor, desem yeridir.

Hocamızın, geçen ay çıkan diğer kitabı "Ekonomide Derin Göçük" Ak Parti iktidarının iktisat politikasını masaya yatırıyor. Sonuç itibarıyla: "Çıkış zordur ve zaman alır. Bugünkü iktidarın bu kitapta önerilen çözümler ve buna benzer çözümler için politika üretme ve uygulama şansı hiç yoktur. Çünkü AKP''nin kendi yıktıklarını yeniden yapması için, bugünkü sonu getiren sistemi değiştirmesi ve 20 yıl geriye gitmesi gerekir." diyor (s. 270).

Okumak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları