Ekonomide, siyasette dinde kayıt dışılık

Birçok hukukçu "Tek Adam Rejimi"nin açıklarını bir bir ortaya döküyor.
Allah rızası için, Saray ve Saray''a merbut (bağlı) çevre, küfretmeden, saldırmadan medenîce tartışsın, desin ki, yanlışınız var. Hukukun üstünlüğü bizde esastır ve işte ispatı...
Tenkitlere gözler yumuk, kulaklar tıkalı, kaşlar çatık...
Bu ülke hepimizin ve herkesin söz söyleme hakkı var.
Bir Allah''ın kulu çıksın, lafı dolandırmadan, saldırmadan Kemal Kılıçdaroğlu''nun tenkitlerine cevap versin. Daha üç gün önce Halk TV''de, gazetecilerin karşısında Türkiye''nin idare edilemediğinden bahsetti. Saray için o kadar ağır ifadeler kullandı ki, gazeteciler bile şaşırdılar, "Dava açmasınlar sonra?" demek mecburiyetinde kaldılar.
Dava açmak rutin. En ufak söz, en ufak ima, sizi savcının karşısına çıkartıyor.
Önceki gün, eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk''la uzun bir sohbetimiz oldu. Zaman zaman konuşuyor, bilgi ve tecrübelerinden istifade ediyorum. Fikir hürriyeti üzerine birçok örnek verdi. Bir örnek, İkinci Dünya Savaşı''nda Fransa''yı "kurtaran" diyeceğim, General De Gaulle''la ilgiliydi. De Gaulle''un 1958''de tekrar cumhurbaşkanı seçilişi bizdeki yeni rejimle kıyaslanabilir. De Gaulle, Fransa''da 5. Cumhuriyet''in kurucusu ve onun parlamenter sistemle de arası pek hoş değil.
Sami Selçuk Hocamız, "O sıra Fransa''daydım." dedi, "De Gaulle birçok kişinin hedefindeydi. Çok ağır ifadelerle suçluyorlardı. O ise hiçbir dava açmadı." Söz Türkiye''ye geldi. Biliyorsunuz... Binlerce dava ve binlerce hüküm...
Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV''de yine "rüşvet" ve "büyükelçi" bağlantılarını anlattı. Bu bağlantıları o kadar sık dile getirdi ki, kimse çıkıp "Olur mu öyle şey!" demedi, diyemedi.
Hukuk devletinde, sorular, ithamlar askıda kalabilir mi?!
Her sorunun bir cevabı, her ithamın bir açıklaması olmalıdır.
"Mafya" tartışmalarına girmiyorum. "Devlet"le "mafya" iç içe?!!
Daha yakın zamana kadar "devlet"in itibar ettiği "mafya lideri" diye anılan bir zat, yurt dışında, devlet kademelerinde görev almışları, hâlen görevde olanları suçladığı videoları yayınlıyor.
Cemil Çiçek''in sözlerini hatırlatacağım sadece:
"Binde biri bile doğruysa felaket ve sıkıntıdır. Binde birken önünü alamazsanız, bu yüzde bir, sonra onda bir olur sonra bir bakarsınız ki bütün vücudu kaplamış. Türkiye bu konuda yeteri kadar geçmişte tecrübe sahibi oldu. Gerekli ders çıkartılarak gereğinin yapılması lâzım. / Videoları seyreden, gazetede okuyan ilgili savcı ya da savcıların harekete geçip gereğini yapmaları lâzım. Devlete güveni sağlamak açısından bu gereklidir." (Röp. Değer Akel, Deutsche Welle Türkçe, 12 Mayıs 2021)
Cemil Çiçek, Saray''ın içindeki bir isim. Herkes mafya meselesine takıldı. Daha önemli bir şey söylüyor:
"Şeffaflık yoksa yeteri kadar demokrasi de olmaz. Çünkü şeffaflığın olmadığı yerde ekonomide, siyasette ve dinde kayıt dışılık olur. Kayıt dışılığın olduğu yerde adaleti ve güveni yeteri kadar tesis edemezsiniz. Türkiye''de en büyük sorunlardan birisi aslında devlet sorunlarına partici gözüyle bakılmasından kaynaklanıyor."
Cemil Çiçek çürümüşlüğe çare gösteriyor ama çok geç kalındı.

Yazarın Diğer Yazıları