Ekrem İmamoğlu: "Bir yozlaşma süreci var"

Ekrem İmamoğlu: "Bir yozlaşma süreci var"
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Dünya Çapındaki İtalyan Girişimciler (C.I.I.M) Konfederasyonu” ile bir araya gelerek, “çalışma ve diyalog toplantısı” gerçekleştirdi.

Beşiktaş’ta bir otelde gerçekleştirilen toplantıda ilk konuşmayı, C.I.I.M Dünya Teşkilatı Başkan Yardımcısı ve C.I.I.M Avrasya Akdeniz Bölge Teşkilatı Başkanı Aldo Kaslowski yaptı.

Kaslowski, Türk ve İtalyan yatırımcılardan oluşan yaklaşık 80 yatırımcıya, İmamoğlu ile bilgiler verdi. Kaslowski’nin ardından mikrofonu alan İmamoğlu, “Kadim İstanbul kentinin keyfini yaşarken, sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Tüm korumacı duygularımızla da geleceğe bu şehrin tüm değerlerini aktarabilme yeteneğini ortaya koymalıyız. İstanbul’da yaşamanın en önemli bedeli, burada sorumluluk duygusu. Kendinizi sorumlu kabul edeceksiniz ve bu şehrin tüm yükünü, tüm ağırlığını taşıyarak hayatınızı devam ettireceksiniz. Bunun tek başına bir belediye başkanına ait sorumluluk olmadığını, 16 milyon insanının, yaşayanının bir sorumluluğu haline gelmesini sağlamak, onların aidiyet duygusuyla bu süreci beslemek gerçekten İstanbul’da yaşamayı hak etmeyle paralel bir çaba” dedi.

“KENDİMİ DÜNYANIN EN ŞANSLI İNSANI OLARAK GÖRÜYORUM”

Kendisini dünyanın en şanslı insanlarından birisi olarak gördüğünü ifade eden İmamoğlu, “Böyle bir kentte yaşıyorum. Daha da ötesi, böyle bir kente belediye başkanlığı yapıyorum. Ama bir o kadar da kendimi sorumluluk sahibi hissediyorum. Çünkü, İstanbul’da belediye başkanı olmanın sorumluluğunun bir boyutu da şu: Bazı kentler, bazı yaşam alanları vardır ki, evet bugün biz bu şehrin bekçileriyiz, yaşamsal sürecin bu bölümünde ev sahibiyiz. Bu, aynı zamanda dünyaya karşı da sorumluluğunuz olan bir ev sahipliği. Çünkü, İstanbul bize, dünya tarihinin bir emanetidir. Bunu yaşamak ve hissetmek lazım. 10 bin yıllık bir kentin bugününe dair hangi kurguyu, hangi hesabı, hangi tavır ve davranışı ortaya koyuyorsanız, o derinliğinden gelen bütün sorumluluğu hissederek uygulamalarınızı hayata geçirmelisiniz. Tümüyle bunu hissederek görevimi yapmaya çalışacağım ve çalışıyorum. Bunu destekleyen önemli faktörler ama en değerlisi, gerçekten bu şehrin insanları” diye konuştu.

“BİR YOZLAŞMA SÜRECİ VAR”

Yeni nesil siyaset, demokrasi ve yerel yönetim anlayışını geliştireceklerini belirten İmamoğlu, “Farklılık yaratmalıyız. Bunu daha büyük fırsatlara dönüştürmeliyiz. Dünyada en cesur demokrasiyi biz yaşatmalıyız. Yaşamla ilgili atacağımız her adımda, insanların bütünün bir parçası olduklarını hissettirmeliyiz. Bu yönetim sürecine katkı sunmanın, gerektiğinde hesap sormanın, gerektiğinde hiç kimsenin aklına gelmeyen bir fikri ortaya koyarak başarının önemli parçası olmanın keyfini yaşamalıyız. Yapabilir miyiz? Kesinlikle yapabiliriz. Tam da bu fırsatı yakalamışken, tam da bu demokrasi coşkusunu yakalamışken bunu yapmalıyız” dedi.

Kamu yönetiminin ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde ivme kaybettiğine vurgu yapan İmamoğlu, “Hatta bir yozlaşma süreci var. Kamu yönetiminin anlamı değer kaybediyor. ‘İnsanlar kamu yönetiminden ne anlıyor’ diye sorduğunuzda hiç de iyi şeyler anlamıyorlar. Kamu yönetiminde olan, kamuda çalışan, hatta o sürece hizmet eden siyasiler, kişiler, kurumlar ve o kurumlardaki insanlar ne yazık ki itibarsız bir şekilde anılıyor. Bizim bunu tersine çevirmemiz lazım. Kamu yönetimi bir fedakarlık ister, idealist anlayış ister. Eğer o alanı seçmişseniz, bu ruha uygun hareket etmelisiniz. Kamu bütüne hitap eder. Bir şehrin tüm yaşayanlarına hizmet eder bir belediye mesela. Ya da bir ülkenin tümüne, 82 milyon insana bu ülkenin hükümeti hizmet eder. İşte orada bütün hassasiyetlerine uymak lazım; atanmışlarıyla, seçilmişleriyle. Onun için biz, ’16 milyon insanımız, bizim insanımız’ dedik. ‘Bazı kavramları reddediyoruz’ dedik. Örneğin, azınlık diye bir kavram asla konuşmayacağız bu şehirde. Böyle bir kavramın dünya literatüründen kalkması lazım. O şehrin insanlarını kategorize etmek kadar kötü bir tanım olamaz” şeklinde konuştu.