YSK’nın kararı sonrası mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran’da yapılacak seçim öncesi kendisi hakkında atılan iftiralara tepki göstererek” Şaşkınlar, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Saldırabilirler, dedikodu, iftira üretebilirler. Akla hayale gelmeyecek şeyler söyleyebilirler. Hiçbiri umurumuzda değil. Benim hiç değil, sizin de olmasın. Bu cahil cühela işleriyle uğraşacak ne vaktim var ne de hevesim var” şeklinde konuştu.
Sandık Görevlileri Buluşması’nda konuşan Ekrem İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
”Arkadaşlarım bana dediler ki, ‘Yarın için dinlenmen lazım. Cumayı, cumartesiyi boşatalım.’ Dedim, ‘Arkadaşlar, ben, dinlendiğim zaman yoruluyorum.’ Ben, çalışma arkadaşlarımla, İstanbul halkıyla buluştuğum zaman enerjim artıyor. Canlanıyorum. Sizlerden enerji almaya geldim. Ben, size enerji vermeyeceğim. Ben, sizin beni motive etmeniz için buradayım. Onu söyleyeyim. Sizin motivasyona ihtiyacınız yok. Ancak şunu yapmanızı istiyorum. Sorumluluk sahibi genç arkadaşlarım, okullarındaki mesuliyetlerinizi en iyi şekilde yerine getirilmesi adına yapmanız gerekenleri lütfen harfi harfine yerine getirmenizi istiyorum. Bu çok önemli. Hiçbir kelimesini ıskalamayın.”
”BUGÜN DAHA GÜÇLÜYÜZ”
”Biz, 31 Mart öncesinde çok güzel çalıştık. 31 Mart günü de olağanüstü çalıştık. Bugün daha güçlüyüz, onu söyleyeyim. (Hak, hukuk, adalet.) Ama hatırlatmak istediğim şey, hiçbir zaman da aklınızdan çıkarmayın ki, Güçlü olduğumuz kadar da haklıyız arkadaşlar. Bir avuç insanın yarattığı tahribat, ülkemizi soktuğu sıkıntı, bizi uğrattığı zarardan kurtulma günüyle ilgili, tüm arkadaşlarımızın katılımı kadar, arkadaşlığa olan katılımı arttırmanız da önemli. En yoğun bir şekilde okullardaki görevlerimizi yerine getirirken, temel prensibinizin, Bize atılan her oyun sağlıklı bir şekilde tutanağa kaydı kadar, rakibe atılan her oyun da sağlıklı bir şekilde tutanağa kaydı da çok önemli. Bunun adı şu: Hak yemeyiz ama hakkımızı da yedirmeyiz. Bunun adı bu.”
”NE YAPACAKLARINI ŞAŞIRMIŞ DURUMDALAR”
”Şaşkınlar, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Saldırabilirler, dedikodu, iftira üretebilirler. Akla hayale gelmeyecek şeyler söyleyebilirler. Hiçbiri umurumuzda değil. Benim hiç değil, sizin de olmasın. Bu cahil cühela işleriyle uğraşacak ne vaktim var ne de hevesim var. Zihnimi hiç meşgul etmiyorum. Diyorum ki, ‘Kötü söz sahibine aittir.’ Alsın başına çalsın. Büyük işler başaracağız. Milletimiz adına büyük işler başaracağız. Göreceksiniz özgür, eşit, paylaşabilen, bir araya gelebilen, barış ve mutluluk içerisinde, hak, hukuk, adalet prensipleriyle yaşayabilecekleri bir şehir var edeceğiz. Bunu başaracağız. Hangi duygumuzla? Özellikle adil yönetici duygumuzla. Hiç görmedikleri kadar şeffaf, katılımcı, adil ve aynı zamanda kararlı, insanlarına inanan, eş, dost, akraba değil milletime güvenen, milletimle iş üreten 16 milyon insanın hiç birisini birbirinden ayırt etmeyen bir ahlakla şehri yöneteceğiz."
