Ekrem İmamoğlu Yunanlı Mı? Hayır / Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar

Ekrem İmamoğlu Yunanlı Mı? Hayır / Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar

Daha önce çeşitli vesilelerle ve bugün de Ekrem İmamoğlu vesilesiyle, özellikle Trabzonlular ve genelde Karadenizliler Pontuslukla veya Yunanlı olmakla itham ediliyorlar. Bunun tarihi hiç bir doğruluğu yoktur. Bu iddia ve ithamın kaynağı, misyonerlerdir. 1840’lı yıllarda Rize ve Trabzon bölgelerine gelen Alman misyonerler, yöre halkına ve özellikle de Lazlara, kendilerinin aslen Yunanlı ve Hıristiyan olduklarını aşılamaya çalışıyorlardı. Daha sonra diğer batılı misyonerler ve özellikle son zamanlarda Yunanlı misyonerler Alman misyonerlere katılarak tarihen yanlış olan bu iddiaları hep gündemde tutmuşlardır ve tutmaktadırlar. Hatta bölgeden bazı gençleri kandırarak Yunanistan’a eğitim için götürdükleri de bilinmektedir. Ekrem İmamoğluna  Yunanlı diyen bazı kişler,  böylece bilerek veya bilmeyerek maalesef misyonerlerin  ve yunanlıların ekmeğine yağ sürmektedirler.

         Pontus veya Pontos adı, her şeyden önce etnik veya ırksal  bir ad değildir; coğraf bir addır. söz konusu bu ada ilk defa Homeros’un eserlerinde rastlıyoruz; o adı, “deniz” anlamında kullanmıştır. Daha sonra Ksenophon, Pers ülkesine giden Yunan ordularını Trabzon bölgesi üzerinden MÖ. 400 yılında geri döüşlerini anlattığı Anabasis adlı eserinde Karadenize ilk defa  Pontus demiştir. Daha sonra Karadenize ve havzasına Pontus demek yaygınlık kazanmıştır. Bilindiği gibi Karadenizin aslı Sakaca ve Persçe olan  daha önceki adları da verdır. Hatta Theokritus (MÖ. 3.yy.) ve Seneca gibi Yunanlı yazarlar Karadenize Pontus deme yerine  “Saka Denzi” demeyi  sürdürmüşlerdir. Çünkü Karadeniz yöresinin en eski halkı Sakalardı ; hatta Trabzon ilinin güney batısındaki yüksek kayalık dağa  da  “Saka Dağı” deniyordu. Daha sonraki tarihlerde bölge halkına genel bir adla Karadenzller anlamında   “Pontuslular” denmeye başlanmıştır. Kendisi Yunan olan  ve Amasya’da doğan meşhur coğrafyacı Strabo (Strabon, MÖ.63-MS. 23)) Pontus’ta oturan  adlarını verdiği altı-yedi Pontusludan  bahseder ve hiçbirisini Yunanlı veya Rum göstermemiştir ve verdiği adlar da Yunanca değildir. Said Paşa ve Hüseyin Hüsameddin gibi son dönem Osmanlı tarihçileri, başta Haldiler olmak üzere Strabo’nun adlarını verdiği Pontus halklarından hemen hepisinin Türkler veya Türk soylu halklar olduğunu göstermişlerdir. Hatta bölgeye Canik denmesini, Hüseyin Hüsameddin Makronlara Çan denmesinden ve bu Çan adının zamanla bozularak Canik veya Çanik şeklini aldığını anlatır.

        Bugün Pontus veya Pontos adının aslen Yunanca olup olmadığı da tartışma konusudur; bazı tarihçilere göre bu ad, Yunanlılara  kendileri de br Saka boyu olan Trakyalılardan geçmiştir. Hatta bazı batılı tarihçilere göre sono  “us” ile biten Yunanca şahıs ve yer adlarının Yunanca olmadığını söylerler. Sakalardan sonra bölgeye ve Anadolu’ya  yine Sakalardan olan Amzonlar (Sakaların asker kadınlar kolu) hakim olmuşlardır. Birçok batılı tarihçiye göre başta  Terme, Amasra, İzmir, Efes, Manisa  gibi kentleri ve ilçeleri Amazonlar kurmuşlardır. Hatta Pontusluların başkenti kabul edilen Trabzon kentinmizi de, Alman tarihçi Jakop  Ph. Fallmerayer’e göre Kafkaslardan gelen Türkler, Sakalar  MÖ. 2000 yılı civarında kurmuştur- bu tarihde  Anadolu’da ve bölgede Yunanlılar yoktu- çünkü Taurilerden Kırım Sakaları  aynı adla Kırım’da Trabzon adlı bir kent kurmuşlardı. Daha sonraki dönemlerde hemen hepisi Türk soylu olan halklar da gelmişlerdir;  Huriler, Hattiler veya Hititler gibi, Arsaklar veya Partlılar gibi, Subarlar gibi; daha da yakın zamanlarda Alanlar, Hunlular, Kumanlar (Kıpçaklar), Peçenekler ve Avarlar gibi. Bunun için de, bazı batılı bingiler Pontuslar denen yöre halkınaTuranlı derler. Bunlardan bazıları A. Leo Duggan ve Ch. Lebeau gibi tarihçilerdir.

       Anadolu, önce Romalıların ve daha sonra Bizanslıların elne geçence, Karadeniz havzası Türk halkı kültürel olarak Bizans etkisinde kalmışlardır ve  bir kısmı Hıristiyan olmuşlardır. Doğal olarak da bazı Bizanslılar başta Trabzon bölgesine yerleşmişlerdir. Pontus krallığı veya devleti adlı bir devletten bahsedilir; aslında böyle bir krallık yoktur. Pontus krallığı denen krallık, I.Mitridat’ın MÖ. 281 yılında kurduğu Mitridatlar (Mithradatlar) krallığıdır. Bazıları bunun bir Pers Kırallığı olduğunu söylerler ise, de bu doğru değildir . Söz konusu krallık bir Arsak Kallığıdır. Pers krallığı denmesinin nedeni, Persçe sanılan Midtridat adından kaynaklanır. Midridat, adı bilindiği gibi Güneş tanrı Mitridat’a tapanlar demektir.  Başta  Forlong gibi bazı dinler tarihçilerine göre Mithridat Turani bir sözcüktür ve ilk defa Hint Sakaları arasında bir din anlayışı olarak  ortaya çıkmıştır. Özellikle MÖ 3. yüzyıldan itibaren Yunanlıları, Romalıları ve Persleri çok etkilemiştir. Dolayısıyla Midritat kırallığını kıuran I.Mitradat, sanıldığı gibi Pers değil ; Arsak kökenli br  generaldir. Bilindiği gibi  Arsak krallarının bir kısmı da Mitridat adıyla adıyla anılır. Sonuçta Midridat krallığının  Yunanlılık, Pontusluk veya Perslikle bir ilgisi yoktur.

         Trabzon merkezli bir de, Rum Komnenos Krallığı verdır. Aleksios Komnenos tarafından 1204'te kuruldu. Samsun hariç Sinop’tan Rize’ye kadar olan bölge onların etki alanındaydı. Trabzonlular denice bugüun tarih bilmeyenler onların Bizanlı veya Rum olduklarını iddia ederler. Oysa sadece Komnenos’un idarecileri Bizanlıydı; halk  kesimi ise, yukarıda işaret etiğmiz gibi  çoğunlukla Türk soylu halktı. Komnenosların dini Hırisiyanlık olduğu için halktan bu dini kabul edenlerde oldu. Hıristiyanlığın dn dili Yunanca olduğu için özellikle din adamıları da Yunanca öğrenmişlerdir. Komnenos vatandaşlarının çoğunluğu Yunanca bilmiyorlardı. Komnenos hanedanlığı, 1461’de Fatih Sultan Mehmet tarafından yıkıldı. Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu’nun  bazılarının iddia ettikleri gibi Komnenoslukla, Bizanlılıkla ve Yunanlılıkla bir ilgisinin olduğunuı düşünmüyoruz,Trabzonlular da, böyledir. Sadece kendilerine Rumika diyen  ve  sayıları oldukça az olan bazı aileler veya kişiler Komnenoslu olabilirler.

        Not: Yargılarımızın hepsinin batılı kaynaklardan dipnotu vardır; bu bir gazete yazısı olduğu için kaynakları gösterilmemiştir. Yazmakta olduğumuz “Atatürk’ün Yazılmasını Beklediği Türk Tarihi” alt başlıklı esermizin Pontusluk konulu alt bölümünde dipnotlarda kaynaklar verilmişir.