El Nusra’nın sağdıcı olduk..

Geçen Ağustos’ta Suriye’ye yapıldığı iddia edilen sarin gazı saldırısında Türkiye, suçun failini Esad olarak göstermek için adeta yırtınmıştı. Cumhurbaşkanı’ndan bir kadın Bakan’a kadar bu savaş suçunu, saçma sapan duygusal laflarla savunmuşlardı. Üstelik kadın Bakan Esad’a “Mezar taşı olmayacak” gibilerden anlamsız ve acayip bir tespitte bulunmuştu, ağlamaklı bir yüzle. Şimdi o Bakan, Gaziantep Belediye Başkanı.
Araya Rusya’nın uzaydan çekilen görüntüleri girdi, Türkiye muhalefeti girdi, Obama ve savaş meraklısı Kerry bu kirli ithamın yalan olduğuna boyun eğmek zorunda kaldılar. Üstelik Birleşmiş Milletler’den de 15 kişilik bir heyet gelip, bahsedilen yerde sarin gazı izleri bulmuşlar ama muhaliflerin tarafında olduğunu söylemişlerdi.
ABD’nin Pulitzer Ödüllü gazetecisi Seymour Hersh, ABD istihbaratından öğrendiği bilgileri şimdi, işte Napalm bombası gibi patlattı. Bunlar, Erdoğan onaylı diyor.

***

Daha bir hafta önce de Kılıçdaroğlu’ndan böyle bir şey duymuştuk. Baykal’a yapılan şantajda kasetin hazırlanışını ve Erdoğan tarafından kontrol edilişini gördüğünü söyledi. O gizli görüntüyü Kılıçdaroğlu’na göstermişler. Eski istihbaratçı Yılmazer de İlker Başbuğ’un tutuklanmasını Tayyip Bey’in onayıyla yaptıklarını söylemişti.
Reyhanlı patlamasından sonra Alevi gençleri toplayıp götürürlerken içim sızlamıştı. Failin El Kaide olduğunu herkes biliyor ama saklıyordu. Ne şeytani bir düzen. O patlamayı da El Kaide’nin yaptığını bir Türk yetkili açıkladı.
Nerenin taşları döşeniyor bilmem. Yavaş yavaş Türkiye’ye doğru geliyor döşenen taşlar. Bizimkiler ise Tarabya’daki yağmalanmaya hazırlanan arazi ile Antalya Belek’te yağmalanmış olan 30 dönüm arazinin peşinde koşuyorlar. Böyle durumlarda rahmetli annem “gözünü toprak doyursun” derdi.

***

Facia bu kadarla bitmiyor. 15 yaşında bir Suudi kız, seks cihadı yaptığına inandırılarak Suriye’ye yollanmış ve bin, Nusra militanıyla ilişkiye girmiş. Daha bitmedi. En son ilişki kurduğu adam da Nusra lideriymiş. Onunla İsrail’e gittiklerini söylüyor. İsrail’e, Suriye’ye saldırı planlarını görüşmek için gitmişler. Demin şeytani bir düzen dedim ya şeytani demek de yetmiyor. İnsana nefes aldırmıyor. Ne demek lazım bilmem. Ölen insanların, ziyan edilen kızların, gasp edilen toprakların vebalini nasıl ödeyecek bunlar. Üstelik ağızlarından, mahremiyet ve başörtüsü lafı düşmez. Dinimizi ne hale getirdiler. Tertemiz Türk ahlakını hatta Suudileri hatırlarsanız tertemiz İslam ahlakını, ruhunu ne hale getirdiler. Bunların, o kadın Bakan’ın dediği gibi mezar taşları bile olmayacak.
El Kaide’ye silah ve lojistik yardımı, sınırları açmak, tıbbi yardımdan başka bir de böyle vahşet manzaraları... Ve amaç, sözde Kürt devletine Lazkiye’den denize kapı açmak. Başaramadılar işte. Başaramayacaklar...

Yazarın Diğer Yazıları