Eldiven fırlatarak maç kazanılmaz!

Dört maçtır gol atamayan bir takım. Şampiyonlar Ligi'nin en az koşan ekibi. Hem sahada hem saha kenarında kötü bir oluşum. Galatasaray'dan söz ettiğimi anlamışsınızdır. Bunlar tüm aklı başında yorumcuların üstünde birleştiği tespitler. Lig cezalılarınızı da sahaya sürdüğünüz maçta sıfır puanlı "demode Lokomotif"e de yeniliyorsanız hedef değiştirmeye çalışmayacaksınız.

Ortaya konulan futbol ve bunu sergileyen oyuncuları tek tek inceleyin. Genç Ozan ve Donk dışında ter döken kimse var mıydı? Bir de İmparator'dan "eldiven fırlatma şov." Sanki 17. yüzyıl Fransa'sında da düelloya davet ediyor. Hele maç sonu toplantısındaki "arkasına sığınmıyorum ama" diye başlayan "23 derecelik sıcaklık farkından söz etmek" Terim'in yanlışlarına yama olmaz.

İki hata daha

Kulüpler Birliği'nin kimin hazırladığı çözülemeyen bildirisinin maçtan önce yayını hataydı. Fakat bunu fazla ciddiye alıp "olası yenilginin nedenleri arasına dâhil etmek" daha büyük yanlıştı. Başkan Mustafa Cengiz'de bir şeyi yeni fark etmeye başladık. Fazla konuşuyor. Gerekli gereksiz. Her konunun üstüne atlıyor.

Camianın ondan beklediği, imkân yaratıp ara transferde ihtiyaç duyulan isimleri almak. Sonunda teknik direktörünü dahi patlattığını artık fark etmeli.

***

Abartılan gülme efekti

Ata Demirer'li 40, bu programlar içinde en kötüsü oldu. Sebebi çok basitti: "Ata'nın Buket'in her sorusuna espri yapma çabası." Buna ilave olarak doğal seslerle kesintisiz gülme efekti yapmasıydı. İkili bir yerde bunu, kapanışa kadar devam ettirdi.

Demirer için hazırlanan sorularda eksiklik yoktu. Yöneltilmeyen tek konu ise Ata'nın kendi ağzıyla dillendirildi: "Ben müzikal komedyenim." Gerçekten, çıkışını sağlayan Türk Sanat Müziği yorumculuğuydu. En başta da Bülent Ersoy'u rol model seçişiydi.

Bu şöhreti getirdi. Neticede doğal yeteneği ve buna konservatuvarlı olmanın artısı eklenince bugünlere ulaştı. Dikkat etmişsinizdir, her "stand up" ve filmlerinde bu unsuru kullanmayı sürdürmekte.

Doğruları

Ata Demirer'in, kulvarındaki isimleri eleştirirken dikkatli davrandığını söyleyebiliriz. Adını vermeden Şahan Gökbakar "kaba komedi" yapmakla suçladı. Cem Yılmaz için "saatlerce sahnede kalabilmesi önemli" itirafında bulundu. Dün sabah Kanal D'nin 2. Sayfa kızları bunun tam tersini söyleyip "Kendine Cem'i idol seçti" diyerek zırvaladılar. Demek ki CNNTURK'ü izlememişler.

Oysa Ata, en beğendiği isimleri sıralarken Şener Şen ile Metin Akpınar'ı zirveye oturttu.

Bir gözlemi de biz yapalım; "Demirer her nedense çok bıkkın görünüyor." Kendi söylemese bile suratından ve tavrından çok net anlaşılıyor.

***

Sunucu öne çıktı

NTV'deki Benim Şehrim serisinin, kenti ikinci planda bırakan birini izledik. Oysa, her yönüyle zengin bir yer işlenmişti: Malatya. Tarihi, mutfağı, muhteşem kayısısı ve güzel insanlarıyla değil tek bölüm, seriye bağlanacak bir yer.

İki cumhurbaşkanı çıkarmış -İnönü, Özal- bir şehirden çok sunucu Seda Öğretir'in defilesi sergilendi. Eğer amacı sahne ve sinemaya atlamak ise, biraz geç kaldı sanırım.

Malatya'yı dikkatle seyredenlerdendim. Babamın geçici görevle gittiği dönem kalınabilecek tek otel Hacı Palas'tı. Bugün yedi yıldızlısı bile mevcut.

Her seçim konvoyunda uğradığımızda daha da modernleştiğini fark ediyorduk. İlk gidişimden aklımda kalan iki şey vardı; yediğimiz yemeklerle tek sineması. Burada annemle birlikte izlediğimiz Florence Nightingale isimli filmdi.

Benim Şehrim'de ilginç bir gerçeği de yakaladım. Kayseri ve son Malatya çekimlerinde yer alan Ak Parti'li belediye başkanları aday gösterilmedi. Demek ki, televizyon yayıncılığında malzemeyi fazla tutmayacaksınız.

***

Kurgu düzeldi

TRT Müzik'te, amaç tek olmalı. TSM hazırlıyorsanız sağa sola sapmayacaksınız. Kurgunuz THM ise aynı kuralı uygulayacaksınız. Araya yerleştirilen farklı yerlerden alıntılara hemen tepki gösteriliyor. Yakın zamana kadar bu yanlışlara sıkça rastlıyorduk. Mesela Akşam Sefası'nda pop müzik yayımlatılıyordu.

Şimdilerde uyarılar sonuç vermeye başladı. Formata daha sadık kalınıyor. Bu da arzulanan. Yeterli mi? Henüz değil. Arada bir tek girmeye hoş görü mümkün. Fazlasında ısrar yanlış. Bu da Umur Hazangil başta tüm TRT Müzik tutkunlarının talebi.

Kişisel olarak benim de bir isteğim var. İcra edilen eserlerin makamları ekrana mutlaka yazılmalı. Yalnız "kırmızı içine turuncu harflerle değil."

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan ancak düştüğünü fark ederse, ayağa kalkar. Alexis Carrel

Yazarın Diğer Yazıları