Emekliye "ölün de kurtulalım" zammı

TÜİK'teki ayarlamalarla istedikleri sonu hazırladılar. "Ha babam zam, de babam zam"ma rağmen enflasyon düşürüldü. Her hâlde bu ayarlamaları yapan takıma sihirbaz Abrakadabra da alındı.

Yıllık enflasyonu da TÜFE'de yüzde 20,30, ÜFE'de ise yüzde 33,64'te karara bağladılar. Neticede emekliye verilen zam yüzde 10,19 oldu. Gerçek enflasyonun dörtte biri.

Bu açıkça "Bir an önce ölün de, size para ödemekten kurtulalım" demektir. "Emeklilikte Yaşa Takılanlar"ın mucitlerinden başka bir şey beklemek zaten mümkün değildi.

Dikkat edin sözleşmelilerin durumunu da hatırlayan yok. Bu garibanlar altı ayda bir yüzde 4'lere talim etmeye mecbur bırakıldılar.

Emekli böyle, asgari ücretli de aynı şekilde. Aklıma "Allah bu milletin yardımcısı olsun!" demekten başka bir şey gelmiyor!

***

Konumuz yine poşet

Yaşar Usluer, güncel bir konuya değinmekte, poşet meselesi. Aslında konuyu aylar önce başlatan yine kendisi olmuştu. Bir yerde Sivas özlü sözündeki gibi "cırtına cırt" diyor:

"Saygıdeğer Burhan abi;

Okurlarınızdan Sedat Yıldız, benim -naylon poşet tümden yasaklansın, kese kağıdı, file ve bez torba kullanılsın- önerime karşı kendi çözümlerini sunmuş. İrdeleyelim.

'Plastik, geçmişte kağıt kullanımını azaltarak dünyayı ağaçsız kalmaktan kurtarmıştı. Kahramandı yani' diyor. Evet doğru ama bir şeyin zararları, faydalarından daha çok olduğunu fark edince, onu kullanmak intihar olur. Biz de 1962-1992 arası 30 yıl tütün ürettik. En az üç kere zehir (sigara yapımındaki katkı maddelerini saymıyorum) atmazsan tütün alamazsın. Bu yüzden hiç sigara içmedim. Siz içiyordunuz. Zararlarını gördükten sonra bıraktınız. Şimdi içmeye devam edebilir misiniz? Naylon poşet de aynen böyle.

Yıldız'ın orman konusundaki düşüncesi, başta Aytaç Durak 'keçiler ormanı yok ediyor' diyenlerden farksız. Oysa keçilerin ormanlara zararı değil, faydası vardır. Gezdiği yerlerde otlar büyümez. Hem beslenir, hem gübresini bırakır. Otlar ezildiği için de gübreye katkıdır. En küçük yangında benzin dökülmüş gibi yanmaz. Ağaçlar daha gür büyür. Keçi girmeyen ormanda otlar çok büyüdüğü için kuruyunca çok çabuk yanar. Daha önceleri milyonlarca keçi varken ormanlar nasıl büyüdü? Neden bu kadar yangın çıkmıyordu? Yörükleri yerleşik düzene zorlayan keçi düşmanları bunu hiç düşünmüş müdür?

Ne kullanacaktık?

Dünya ağaçsız kalmaz. Ormanlar her yıl peyderpey gençleştirilmezse, her canlı gibi ihtiyarlar ve ölür/kurur. Kesilen ormanlar da kağıt yapımında, kereste ve odun olarak kullanılır. Yıldız'a göre ne kullansaydık?

Çözüm çok net, geri dönüşüm. Plastik, metal, kâğıt, cam. Bu dört malzemenin geri dönüşümünü sağlamak çocuklarımızı bu bilinçle eğitmek, geri dönüşüm fabrikalarını artırmaktır, diyor. Ama zaten geri dönüşümün yapıldığından galiba habersiz. Sokaklarda her gün bu malzemeleri toplayanları hiç mi görmemiş? Biliyorsunuz Sayın Emine Erdoğan da 'sıfır atık' için çalışanlardan.

Sizin Kopenhag'da çöp imha tesisi örneğinizi uygulayan belediyeler artık var. İzmir bunları gübre yapıyor. Manisa yakıyor. Edirne de yakın zamanda enerjiye dönüştürmeye başladı."

...

Usluer'e özel not: Yolladığı diğer yazı için teşekkür ederim. Bizi anlamasını rica ediyorum. Hatırlayamadığı eski şirketin adı GAMEDA idi.

 

***

Olimpiyatlara kenetlendik

Güreş Federasyonu'nun, "2018 yılı değerlendirme toplantısı"ndan kaç kişinin haberi vardı? Anlı şanlı medyamızın gözleri futbolumuzun durumu ve adı büyük takımlarımızın hâlipürmelalinden başka şey görmüyor. Kovulanlar ile affedilenler her gün manşet.

Olimpiyatlardaki en büyük madalya kaynağımız güreş umurlarında değil. İyi ki Orhan Ayhan'la var. TRT Spor'daki bu program olmasa, güreşteki durumumuzu takip imkânı yok.

Federasyon Başkanı Musa Aydın "Yeniden doğuş"u anlattı. Müjdeler verdiği konuşmasını sevinerek dinledik. Düşünün 1923'ten bu yana uluslararası alanda 1605 madalya kazandığımız bir sporumuz var. Üstelik bunların 454'ü altın.

Yeni hedef

Serbest ve grekoromen dallarının yanında ecdat yadigârı yağlı ve karakucak alanlarımız mevcut. Hem de 657 yıllık geçmişi olan. Orhan Ayhan'ın dediği gibi "sabahtan akşama kadar güreş izleyenlerin sayısı futbol seyircisinin dörtle çarpımı."

Öte yandan Salih Bora, Yakup Topuz gibi efsaneleri görmek ve dinlemek güzeldi. Tabii iki kez dünya şampiyonu Yasemin Adar ile hocası Efraim Kahraman'ın umut veren konuşmalarını da beğendik. Şimdi hedef 2020 Tokyo Olimpiyatları. Kendi adıma, beklentilerim arttı...

GÜNÜN SÖZÜ

Kötü bir işin en güçlü tanığı, vicdanımızdır. Hz. Ömer

Yazarın Diğer Yazıları