Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Emine Işınsu'nun Eyvallahı...

İnsan derin duygularla dolu olunca kelimeleri güzel dizemez derler. Bu durumda en güzeli özgür bırakmaktır hıçkırıklarla, göz yaşlarını. Katıla katıla ağlayıp "40 yıl sonra aynı gerekçelerle eyvallah" diyebilme özgürlüğünü tercih etmek, aynada yüzleşmek gibi olmaz mı?
Köy Enstitüsünden mezun olan İlkokul öğretmenim merhum Ali Kemal Gözükara okuma-yazma konusunda açmıştı yolumu. Düşünce hayatımın baş köşesindeki "Töre Dergisi" yazarlık konusunda zehirledi beni çocukluk-gençlik çağlarımda. İçimizdeki "Sancı"lardan "Ak Topraklar", "Azap Toprakları"nda "Çiçekler Büyüten" Emine Işınsu, Ufuk Çizgimizin "Kutbu" oldu. Gece sabaha kadar, gözlerim kanayana kadar okuduğum "Sancı"dan sonraki bireysel eyleme başladığımda ortaokul öğrencisiydim. Günün birinde "Töre"de yazma idealim için öylesine girişimlerim oldu ki roman olur. Askerî okul şartlarında bile "Töre"nin takipçisi olmaya devam ettim. Hafta sonları gizlice sivil elbise giyip "Töre Dergisi"nin idarehanesini su yolu yapmıştım. Emine Işınsu''nun dikkatini çekmek için ne maceralar yaşadım. Başardım da... Kafasında her kavak yeli esen Türk genci gibi kendimi şair sandığım sıralarda şiirden nesire yönlendirenlerin başında Işınsu Öksüz vardır. Bir de Kuleli''deki edebiyat öğretmenim Ahmet Eröz... Geçtiğimiz hafta korona belasından kaybettiğimiz Tarih hocalarımdan Yusuf Çam...
Bizim kuşağımızın en önemli kilometre taşı "Töre"nin kapatılışında öksüz ve yetim hissetmiştik kendimizi. Yüreğimizi kanatan taraf ise "Eyvallah" yazısı idi. İskender Hocamın "Işınsu''yu kaybettik" mesajını alıp yangına düşünce ellerim kaleme uzanamadı. Sağolsun Selcan Taşçı: "Ol dem anladı çocuk, ak topraklar, öksüzdür" başlıklı yazısında "Töre" yolculuğunun başlangıç ve sonu ile "Eyvallah"ı öylesine güzel kaleme aldı ki "Işınsu"nun izinde O''nun boşluğunu doldurabileceğini kanıtladı.
Meğerse bizim camiada 40 yılda değişen pek bir şey yokmuş. Işınsu Öksüz; 40 yıl önce:
"İç kemirgenler de vardır; dedikodu makineleri. Sol veya sağ yobazın ithamlarını sıraladığını hiç fark edemeden, daha kendi kafasında bile tam belirlenmemiş hakikatlar uğruna sizi çalışır... Sonra "Yeni olanı" tercih ederler...
...
"On yıllık hatıralar içinde canlanıp kımıldanan ıstıraplara, eyvallah...
...
"Akıl verip de, hizmet vermeyenler, başlayıp da yolda bırakanlara...
...
"Meğer testiyi kıran da bir, suyu getiren de birmiş" diyenlere...
...
"Günahlarımız için, boynumuz kıldan ince. Sevap işlediysek, işletenden"dir. Eyvallah...
40 yıl önce kırgınlıklarını "Eyvallah" ile dillendiren Işınsu Öksüz gibi 40 yıl boyunca kaç "Eyvallah"ımız oldu? Belki binlerce, milyonlarca... Her şeye rağmen Öksüz ailesi bir kenara çekilmeyi düşünmedi bile. Işınsu, Türk Edebiyatına ölümsüz eserler bırakarak düşünce hayatımıza ışık tutmaya devam etti. İskender Hocam da kısırlaştırılmış fikir dünyamıza katkılar sağlamaya halen devam ediyor.
Sanırım 4 yıl önce Sevgili Nihat Genç ile konukları olduk Öksüzlerin. "Töre"li günlerin anılarını paylaştık. Son iki yılı üzücü idi. Prof. Dr. İskender Öksüz bebek gibi baktı Işınsu''suna... Son bir yıl komşu olmamıza rağmen salgın koşulları yüzünden kucaklaşamadan el salladık birbirimize. Kütüphanemdeki Emine Işınsu kitaplarını çıkarıp masanın üzerine dizdim. Bir ömre çok az insan bunca ölümsüz eserler sığdırabilir. Kitapları tek tek okşarken aklıma Yağmur Tunalı geldi. Öksüz ailesinin ferdi gibidir. "Gidenlerin Ardından"en güzel yazıları kaleme alan Tunalı''dan "Işınsu Ablası" için yazacaklarını şimdiden merak ediyorum. Bir de Bahadır Dinçarlan''dan "Avşar Ağıdı"nı... Başta İskender Hocam olmak üzere, Öksüz ailesine ve Türk Milletine baş sağlığı diliyorum. Unutursak kalbimiz kurusun...

Yazarın Diğer Yazıları