Su Forumu’ndaFırat ve Dicle’nin uluslararası konsorsiyumun yönetimine devredilmesini sağlamak amacıyla bir zemin oluşturuluyor
Su kaynakları üzerinde egemenlik kurmak isteyen küresel tekellerin zirve toplantısı olarak bilinen “Dünya Su Forumu” İstanbul’da başladı. 22 Mart tarihine kadar sürecek forum nedeniyle çeşitli ülkelerden devlet başkanları, bakan ve milletvekilleri ile yerel yönetici ve akademisyenler Türkiye’ye geldi.
Bugüne kadar dört kez düzenlenen Dünya Su Forumu fikrini ortaya atanlar, suyu ticari bir meta olarak kullanan dev şirketlerin yöneticileri... Kendilerini “Dünya Su Ailesi” olarak tanıtan bu şirketler arasında, dünya devleri Suez, RTW ve Viole gibi firmalar ile yerel ortakları göze çarpıyor.
Dolayısıyla su forumlarında temel amaç, bir ülkenin su kaynaklarının özel sektöre devredilmesi için tavsiye ve öneri kararları almak... Zaten bugüne kadar düzenlenen dört forumun “sonuç” bildirgelerinde de dünyadaki tüm su kaynaklarının paylaşılması, fiyatlandırılması ve suyun küresel aktörler tarafından yönetilmesi hususları yer alıyordu.
Dünya Su Forumları’nda alınan tavsiye kararları arasında, öncelikle su havzalarını kamunun denetiminden çıkararak özel sektöre devredebilmek amacıyla hazırlanmış yasa tasarıları yer alıyor. Su hizmetlerinin devlet eliyle değil, özel sektörler tarafından yerine getirilmesinin ne gibi avantajları olacağı hususunda görüş bildiriliyor. Bahis konusu su kaynakları arasında nehir, göl, yer altı suları ve hatta denizler de bulunuyor. Forumcular, bulundukları ülkelerde Su Bakanlığı kurulması önerisini getirirken, bu bakanlığa su şirketlerinin koordinasyonu gibi spesifik ve stratejik konularda yetki verilmesini tavsiye ediyor.
Forumu CEO’lar düzenliyor
Bütün bunlar göz önüne alındığında, İstanbul’da toplanan Dünya Su Forumu’nun Türkiye’de suyun özelleştirilmesi sürecinde önemli bir dönüm noktası olacağı açıkça ortaya çıkıyor. Tek sorun, bunun nasıl yapılacağı... Genis katılımlı 17,5 milyon avro bütçeli forumunun sponsorluğunu Dünya Su Forumu, DSİ, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ üstleniyor. Yerel idareler ve su ilişkisi konusunun da ele alınacağı forumun bir diğer özelliği ise “İstanbul Su Mutabakatı” nın da imzaya açılacak olması... İstanbul Su Mutabakatı, Lyon, Marsilya, Paris, Rotterdam, Strasbourg, Stuttgart, Viyana, Zaragoza, Brisbane ve İstanbul tarafından kabul edilecek.
Görüntüde “insancıl ve masum” bir organizasyon gibi algılanan, medya tarafından kamuoyuna bu şekilde yansıtılan forumun gerçek amacı; Türk sularının küresel kullanıma açılması, su kaynaklarının özelleştirilmesi ve suyun halka “kâr” karşılığında satılması... “İnsani” amaçlarla düzenlenen forumun düzenleyicileri ise çok uluslu şirketlerin CEO’ları...
Hırsıza ev teslim edilir mi?
Su, 1992 yılında Dublin’de düzenlenen Su ve Çevre Konferansı’ndan bu yana küresel piyasa aktörleri tarafından ekonomik bir mal olarak tanımlanıyor. Suyun üretiminden dağıtımına kadar, bununla ilgili tüm sürecin liberal piyasa mantığıyla yönetilmesi gerektiğini düşünen sermaye çevresi, dünya ülkelerindeki su yönetimlerini değiştirmek amacıyla bu tarihlerde harekete geçti. Bu operasyon kapsamında, bugün neredeyse dünyanın en önemli su kaynaklarına ev sahipliği yapan ülkelerde su özelleştirildi ya da özelleştirme sürecine doğru yönlendirildi. Ancak bunun ölümcül sonuçları, Meksika örneğinde olduğu gibi, hatta Bolivya, Hindistan ve Filipinler’de de çok geçmeden ortaya çıktı. Bu ülkelerde yaşayan sabit gelirli vatandaşlar, kendi yaşadıkları bölgelerden çıkan su kaynaklarını ellerinden yitirmekle kalmayıp, zaman içinde sağlıklı içme suyuna dahi erişememeye başladılar.
Meksika tezgaha geldi, halk perişan
Su forumunun Fırat ve Dicle’nin uluslararası konsorsiyumun yönetimine devredilmesini sağlamak amacıyla bir zemin oluşturma gayreti olduğunu savunan Türkiye’deki akademik çevreler, Türk sularının özelleştirilmesi ve dev şirketlere peşkeş çekilmesine karşı tavır geliştirdiler.
Dünya Su Forumları’nın ilki 1997 yılında Fas’ın Marakeş kentinde düzenlendi. İkinci forum, Hollanda-Lahey’de, üçüncüsü ise Japonya-Kyoto’da yapıldı. Dördüncü ve en son su forumu Meksika’da düzenlendi. Meksika’daki toplantıda, bu ülkenin su kaynakları ile su hizmetlerinin özelleştirilmesi durumunda, israfın önüne geçilebileceği vurgusu yapıldı. 2006 yılında düzenlenen 4. Dünya Su Forumu’nun ardından Meksika’da su özelleştirme uygulamaları başladı. Sıradan vatandaşların ev, işyeri ve tarlalarına ulaştırılan suyun tarife bedeli giderek artış gösteriyordu. Özelleştirmenin sonuçlarından ilk etkilenenler Meksikalı yoksul halk oldu. Küresel su CEO’ları verdikleri yatırım taahhütlerini yerine getirmedikleri gibi, halkın içme ve sulama suyunda gerekli arıtma işlemlerini yapmayarak suyun kalitesini de düşürmeye başlamıştı.
YARIN: TÜSİAD özelleştirme istiyor