En önemli mesele yansız olabilmek...

Haber kanalları başta, radyolara varıncaya kadar taraflılıklar ortaya konulmaya başlandı. Düşünün grafik ekiplerinden ses mühendislerine kadar "aynı takımın oyuncuları." Hatta "kamu yararına" denilen tanıtımlarda dahi bu organizasyonu görüyorsunuz.

Güzel düşünce ama "sıfır atık"ta rol alan ünlülere bakıyorsunuz tanıdık isimler. "Klarnetçi çocuk", Serkan Çağrı'dan Dombrayı yürütüp seçim şarkısı yapan Uğur Işılak'a kadar hep aşina yüzler. Ne diyelim "Koruyup kollananlar" bağlılıklarının karşılığını görüyorlar. Araya yanlışlıkla bir muhalif sanatçı karışsa, inanın şaşıracağız.

Dikkat edin şu ana kadar Ak Parti reklamlarından söz etmedim. Hani şu Şinanay'daki gibi "Simitçi, kahveci, gazozcu" nakaratına itfaiyeci, çöpçü gibi meslekler eklemedim. Nasılsa bunlar ve tüm araç, ekipmanlar partili belediyeden.

Ölçüsü yok

En alt kademeden, en tepeye kadar ne kadar devlet büyüğümüz varsa "ceee" deseler tüm ekranlar canlı yayına geçiyor. İnanmayan elindeki kumanda aleti ile en küçük numaradan, en yukarıya kadar deneme yapabilir.

Hepsi "sahibinin sesi" blokundalar. Bu da yetmiyor. Akışı müzik kanallarının haberlerinde de yakalıyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la giriliyor, Hazine ve Maliye Bakanı'na geliniyor. Daha sonra tüm bakanların icraatlarını dinliyorsunuz.

Bu haber bültenlerinde Meral Akşener veya Temel Karamollaoğlu'nun adlarının geçmesi mümkün mü? Eğer baz olarak oy oranı ve milletvekili sayısını ölçüt yapıyorsanız, BBP başkanının ne işi var?

Yetkililer

Devlet bankalarının kredisi ile satın alınan Doğan Grubu'nun şu andaki durumunu anlatmak istiyorum. Örneğin bu blokun tek haber kanalının AKCNN hâline gelmesinden başlayayım. Tıpkı "Yarı Resmî El Ahram" gibi

Haklarını yemeyeyim arada Devlet Bahçeli ile Nazif Okumuş'un en sevdiği Semih Yalçın'ı asla ihmal etmiyorlar. "MHP'nin gizli lideri"nin Demirören Medya'daki etkisi bildiğiniz gibi değil. Ercan Gürses'in yönettiği tartışmalara müdahil olabiliyor. "Falanı çıkartmayın" ya da "filanı mutlaka konuk alın" ricalarında bulunabiliyor.

Seçim Turu

Tescilli adıyla CNNTURK'ta araya "İcraatın İçinden" tanıtımlarının serpiştirilmesini kanıksadık. Son yenilik haber kuşaklarına eklenen "Seçim Turu" bölümü. Arada kısa kısa büyükşehir adayı CHP'liler jet hızıyla geçiştiriliyor. Kalan sürenin tamamı Cumhur İttifakı'nın adaylarına ait. Bu montajlardan birinde İBB'ye vekalet eden Mevlüt Uysal'a yer verilmişti. Göl kenarında dolaşıp konuşuyordu; "Büyükçekmece'yi çamurdan kurtaracağım."

20 yıldan beri bu bölgede ikamet ediyorum. Ayağımın çamura bulaştığı tek gün hatırlamıyorum. Aklı Başakşehir'de kalmasın?

Uysal'ın yandaş medya ve bunun tetikçi muhabirlerinin bipleme çabalarını gördükçe gerçekten üzülüyorum.

Acı olan iki seçimden beri pompalanan aynı karalamanın geldiği nokta. Bu takım"siyasi baskılarla" sonunda soruşturmayı açtırdı. Sevinç çığlıkları atıyorlar. Hiçbir olumsuzluk çıkmayacak bir işe neticede "yetkisizlik" kararı verilecek. Ömrüm yeterse, iki seçim sonrası da aynı senaryonun ısıtılıp önümüze konulduğuna tanık olurum...

***

Müzikle terapi

TRT Müzik ekranı ve TRT Nağme'nin bağımlısı olduğumu herkes öğrendi. Cumartesi akşamı Kilim'in Dili'ni izlerken, bunda en önemli yanın Türk müziği ve icracıların olduğuna inandım.

Bunlar arasında epey isim var. Mesela Fatih Kısaparmak. Bestekâr-yorumcu ve şairliği bir yana diğer artısı insanlığı. Öncelikle belediyelerin basın müşavirleri içinde duayen sıfatını kazanmış Mustafa Holoğlu'na teşekkür edeceğim; bizi tanıştırdığı için.

Yıllar içinde Türkü Baba hâline gelen Fatih kardeşimin vefasını anlatmaya kelimeler yetmez. Çok sık değil ama öyle bir zamanda arar ki, size hayat verir.

Çok özel beste

Rahmetli babamı her hatırladığımda onun şarkısını mırıldanırım; "O benim babam." Analar için yapılmış, onlarca besteyi hatırlarız. Babalar için öyle mi? Kısaparmak'ın tarif ettiği sekiz köşeli kasketi ve içtiği filtresiz sigarası bile aynıydı. Her ikisine de rahmet.

Bir de daha sonra eşi olacak Şebnem'in TRT'de Fatih'le yaptığı röportajı hiç unutmam. İki aslan gibi evlatla evliliklerini zenginleştirdiler. Yeri geldi Ozan'a da acil şifalar dileklerimi tekrarlıyorum.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Özgürlük ot değil ki; yerden bitsin! Schiller

Yazarın Diğer Yazıları