"En ümitsiz anda millete güvenin!"

Turgut Özakman,  “Diriliş, Çanakkale 1915” i yazdı! Yine Bilgi Yayınevi’nden çıktı. Bugüne kadar yazılanlardan farkı şu ki senaryo yazarak geliştirdiği bir alışkanlıkla, Çanakkale’de cereyan eden tarihi olayları anlatırken, Ermeni meselesi ne şekil almıştır, İstanbul’daki kadın hareketi nasıl başlamıştır gibi bir yaklaşımla eş zamanlı olayları aynı anda işlemekte ve meseleyi gerçekçi bir zemine oturtmaktadır.

* * *

Çanakkale’de savaşan askerlerin psikolojik ve sosyal durumu nasıldı? 27. Alay, 3. Taburun takım komutanlarından Asteğmen Mucip Kemalyeri, anı defterinde anlatıyor:
 “Bugün, Tabur Komutanımız Yüzbaşı Halis Bey, bölük ve takım komutanlarını topladı, kolordunun hazırladığı savunma planını açıkladı. Alay komutanımızın emrini okudu. Kendi de bazı öğütlerde bulundu. Hepimize sevgiyle bakarak, ’Size fazla bir şey söylemeye gerek yok’ dedi; ’Asker bugünkü ruhu korusun, yeter!’
O ruhu kazandırmak için çok çalışmıştık.
Köylü, askere düzgün yürümeyi, hele koşmayı bilmeden geliyor. Görünüşleri hiç güven vermiyor. Okuma yazma bilen yok. Şaşılacak kadar bilgisizler. Çünkü devlet bu talihsizleri ancak askere ihtiyacı olunca hatırlıyor.
Biz yalnız bedenlerini değil ruhlarını ve beyinlerini de çalıştırdık. Kafaları hurafe doluydu. Dinimizin güzel kurallarını açıklayarak kafalarını hurafelerden temizledik. Milletimizin büyüklüğünü, tarihimizin zenginliğini anlattık. Çoğu, vatan, Türkiye, millet, sancak, bağımsızlık gibi sözcükleri ilk defa duydu, ne olduklarını öğrendi. Günümüz kurallarına göre savaşmayı da öğrettik.
Anadolu çocuklarına karavana çok yarıyor.
O gösterişsiz, yoksul, hasta gibi duran köylüler doğruldular, dikildiler, kıvraklaştılar, hızlandılar. Demir gibi imanları ile yeni kazandıkları milli duygu kaynaştı, bilgiyle birleşti, yenilmez, yılmaz bir ruh yarattı. Şimdi askerin öyle babayiğit, öyle kendinden emin, öyle farklı bir duruşu var ki hepimiz iftihar ediyoruz. Tatbikatlarda bir tepeden öbür tepeye rüzgar gibi koştuklarını görmek insanı heyecanlandırıyor.
Evelallah sömürgecileri yeneceğiz.”

* * *

Bugün de yeniden ortalığı hurafeler kapladı. Çalışmadan yaşamak isteyenler, vatan satılırken bir ton kömür veya bir çuval erzaka kananlar var. Türk olduğu halde Türklük duygusu zayıflatılanlar var.
Fakat ümit yok mu? Var elbette! Turgut Özakman,  “Diriliş” te Mustafa Kemal’in sözlerinihatırlatıyor:
Savaş henüz başlamamıştır. 19. Tümen Komutanı, Yarbay Mustafa Kemal, çıkarma yapılması muhtemel bölgeleri gezmektedir. 26. Alay Komutanı Kadri Bey ile Seddülbahir’e indi, çevreyi inceledi, gereken talimatları verdi. Oradan Kabatepe’ye geldi. Burada, 27’nci Alay’ın 3. Taburu vardı. Alay Komutanı Yarbay Şefik Aker ve Tabur KomutanıYüzbaşı Halis Ataksor ile Kabatepe’ye çıkarak çevreyi seyretti.
Öğle yemeğini tabur subayları ile yedi. Yemeğin sonunda kısa bir konuşma yaparak dedi ki:
 “Uzun zamandır bizi ’hasta adam’ diye niteliyorlar. Gerçekten hastaydık. Balkan Savaşı, ağır hasta olduğumuzu ispatlamıştır. Savaştan koma halinde çıktık. Denilebilir ki birçokları, yaşama kabiliyetimiz kalmadığını düşündü. Ama bakınız, kısa zamanda toparlandık., kendimize geldik. Yeni bir savaşa bile hazırız. Bunun anlamı ne? Milletimizin tarihine bakınca şunu görüyoruz: Birçok engele, soruna, felakete rağmen, hiç bitmeyen, tükenmeyen, kendiliğinden çoğalan bir yaşama kabiliyetimiz var. Devlet yenilse bile millet yenilmiyor. Milletimizin yaşama kabiliyetine güvenin! Bu güven, en ümitsiz anda bile size güç verecektir.”

* * *


Bugün de sömürgecileri yeneceğiz evelallah! Fakat, milletin zihnine yerleştirilen hurafeleri yok etmek ve herkesi Çanakkale dirilişi gibi milli hedeflerde buluşturmak kaydıyla!

Yazarın Diğer Yazıları