Enflasyon düştü ama zamlara devam!

"Devamlı seçim oluyor, 9 yılda 9 defa sandığa gittik" diye söyleniyorduk ya. Acaba seçimlerden yakınmakla hata mı ettik? Daha çok seçim mi olsa? En azından zammış cezaymış uygulanmıyor, cebimizden daha az para çıkıyordu.

İşte, art arda gelen zamlar sonunda aklımıza böyle düşünceleri bile getirdi.

Ee, haksız mıyız mı peki?

Mesela elektrik…

2016 yılı başından geçtiğimiz yıl yapılan 24 Haziran seçimlerine kadar neredeyse hiç zam yapılmadı. 24 Haziran'dan sonra yüzde 9'luk üç zam yapılsa da 31 Mart yerel seçimleri için 2019 yılının başında indirim bile yapıldı. Ancak İstanbul seçimlerini sonuçlandırdıktan sonra yakın gelecekte herhangi bir seçim de kalmayınca zam silsilesi başladı ve elektriğe yüzde 37'lik zam yapıldı.

Doğalgaza zam yapıldı.

Çaya, şekere zamlar yapıldı.

Köprü ve otoyol ücretlerine zam geldi.

Son olarak dün, hızlı tren ve posta ücretleri de zamlandı.

Akaryakıt zaten her hafta zamlanıyor.

Aklınıza ne geliyorsa hepsine zam geldi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak çıktı, "Ekonomideki her iyileşmeyi vatandaşımıza yansıtıyoruz" dedi.

Üstüne elektriğe tekrar zam yapıldı.

Geçtiğimiz haftanın başında yeni ekonomi programı açıklandı. Sloganları "Değişim başlıyor"du, değişimi başlattıktan sonra hemen hemen beş zam daha yapıldı.

Vatandaş kemer sıkmaktan nefes alamaz hale geldi, hala 'enflasyon tek haneye düştü' diyorlar.

Zamlar artıyor, fiyatlar yükseliyor ama enflasyon düşüşte!

Enflasyon rakamları doğruysa şu zamları da geri çekseler ya!

Hepimiz biliyoruz ki açıklanan oranlar gerçek ve kalıcı değil.

Hayat pahalılığı yiyecek, giyecek gibi kalemlerin pahalı olması anlamına geliyor. Bu ürünlerin fiyatının yüksekliği ise bizim alım gücümüzü belirliyor.

Normal şartlarda enflasyonun düşmesi, bizim alım gücümüzü arttıracak bir parametre.

Ama şu sıralar sistem böyle yürümüyor. Atılan yanlış adımlar, gösterilen gerçek dışı rakamlar, yükselen kur ile de birleşince elektrikten doğalgaza, ulaşımdan markete kadar tüm faturalarımız şiştikçe şişiyor.

Önceden 100 TL'lik market alışverişinden sonra 4 torba ile eve dönmenize rağmen, şimdi 2 torba ile dönüyor, almanız gerekenleri azaltabilmek için kafa patlatıyorsanız hayat pahalılığı sizi vurmuş demektir.

Yapılan her zamla da bir önceki günden daha fakir oluyorsunuz.

Açıklanan programda yazdığına göre, ücret artışları beklenen enflasyon oranları üzerinden belirlenecekmiş ama zamlar beklenen enflasyona göre değil kafalarına göre belirleniyor. Bu da yılbaşından sonra alım gücümüzün daha da düşeceğine işaret ediyor.

Üreticinin hali daha da yaman. Maliyetler arttı, dolayısıyla üretimin azalması söz konusu olacak. Dahası işten çıkarımlar kaçınılmaz olacak. İşsizlik oranları daha da artacak.

Özetle, zamlar artıyor, fiyatlar artıyor, alım gücü düşüyor, yoksulluk artıyor, işsizlik artıyor, yoksulluk daha da artıyor… Ama olsun enflasyon kâğıt üzerinde tek haneye düştü ya, önemli olan o!

 

Yazarın Diğer Yazıları