"Er ve erbaşları linç edemez, öldüremezsiniz"

"Er ve erbaşları linç edemez, öldüremezsiniz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısı'nda konuşuyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

15 Temmuz günü THY'nin 21:50 uçağıyla İstanbul'a gittik. Biz İstanbul'da dış politkaya ilişkin stratejimizi akedemisyenlerle görüşecektik. Hayati Bey'de bu darbe girişimine inanmadı. Karşı çıktığımızıda belirttik. Ben diğer arkadaşlara Ankara'ya dönmemiz gerektiğini söyledim. Köprülerin kapalı olması nedeniyle Sabiha Göçmen Havalimanı'na gidemedik. Hayati Bey de bir an önce Ankara'ya gitmek için çaba sarf ediyordu. Havalimanından çıktığımızda tankları yollarda gördük. Otelde kalmamız sakıncalı olduğu için Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde kaldık.  

"CUMHURİYET BİZE ALTIN TEPSİYLE VERİLMEDİ"

Hangi gerekçeyle sizler darbe yapıyorsunuz. Bir sorun varsa Parlamenter sistemde bunu çözmeye hazırız. Parlamenter sisteme bir darbe girşimi vardı. Ordu içindeki cunta bunu yapmak için hareket etmiştir. 15 Temmuz gecesi buraya gelen arkadaşlarıma ve milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Demokrasiyi savunmak bizim temel görevimizdir. Biz demokrassiyi kanla kurduk. Cumhuriyet bize altın tepsi içinde verilmedi. Cumhuriyeti kuranların en büyük hedefi demokrasiyle taçlandırmaktır. 

"DAYATMAYI DEĞİL, İSTİŞARA YAPMAYI BİLECEKSİNİZ"

Belki çoğu vatandaşımızın birçoğu bilmez. Cumhuriyet kurulduğunda okuma-yazma oranı erkeklerde yüzde 8 kadınlarda binde 8'dir. O insanlar mektepleri açarak, okuma-yazma seferberliğini başlattılar. Demokrat demekle demokrat olunmuyor. İlk önce evde, sokakta olacaksınız. Dayatmayı değil, isitşare yapmayı bileceksiniz. Demokrasi sıradan bir olay değildir. İnsanlar ağır bedeller ödedi. Diktaya, sultana, padişaha karşı... Özgürlük mücadelesi verenler demokrasiyi geliştirmiştir.

"DARBELERDE EN AĞIR FATURAYI CHP ÖDEDİ"

Türkiye Cumhuriyeti demokrasi yolunda ağır bedeller ödemiştir. İdam masaları kurulmuştur. Her darbe sonrası en ağır bedeli Cumhuriyet Halk Partisi ödemiştir. Arşivlerimize el konulmuş ve yöneticilerimiz gözaltına alınmıştır. Demokrasiyi ve cumhuriyeti savunmayacaksak neyi savunacağız. Parlamenter demokrasiden bahsediyoruz. Bütün bu olayların önünde geçmek için bu kavramı söylüyoruz. O kadar ki bü ülkenin Anayasa'sına değiştirilemesi dahi teklif edilemeyecek maddeyi koyduk. Demokrasiyi geliştirme söz verdik. Hepimizin savunması gerekn bir kavramdır demokrasi. Türkiye'nin gelişmesi demokrasiye bağlıdır. Bir ülkede demokrasi yoksa bir kişinin düşüncesi, sözü geçer. Demokraside çok seslilik vardır. Herkes düşüncesini rahatça ifade eder.

"DEMOKRASİ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DEMEKTİR"

Demokrasi bir ahlaki yapıdır. Eğer uygar dünyanın bir parçası olacaksanız demokrasinin bir parçası olacaksınız. Seçimden seçime oy kullanmak demokrasinin sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Ayrıca demokrasi düşünce özgürlüğü demektir. Demokrasi aynı zamanda kadın-erkek eşitliği demektir. Demokrasi aynı zamanda eşit yurttaşlıktır. Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan vatandaşlar eşit haklara sahiptir. Demokrasi aynı zamanda güçler ayrılığı demektir. Demokrasi aynı zamanda hukuku katledenlere karşı direnme hakkını kullanmak demektir.

"ÇOCUKLARIMIZA YAŞANACAK BİR TÜRKİYE BIRAKMAK NAMUS BORCUMUZDUR"

Sevgili vatandaşlarım farklı görüşlerimiz olabilir. Ama hepimiz demokrasi paydasında bir arada olmak zorundayız. Biz, çocuklarımıza yaşanacak bir Türkiye bırakmak zorundayız. Bunun tek bir yolu var. Tam demokrasinin uygulandığı Türkiye'dir. Çocuklarımıza biz yaşanacak bir Türkiye bırakmak zorundayız. Bu namus borcumuzdur.

"ANAYASAYA DÖRDÜNCÜ GÜÇ OLARAK MEDYAYI YAZALIM"

Medya, halkın direnme hakkını kullanmasında önemli bir araç olmuştur. Dördüncü güç medyadır. Anayasaya dördüncü güç olarak medyayı yazalım. Tehlikeli olan medyanın hükümeti övmesidir. O zaman doğru yolu bulamaz. 'Benim dediğim olur' dediğiniz zaman en tehlikeli sonuç ortaya çıkar. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. İşin özü ilk önce demokrasinin savunulması sonra görüşlerin savunulması yatıyor.

Devlet yönetiminde kin, öfke ve önyargı olmaz. Sağduyulu ve bilgili omak lazım. Bunlara göre devlet yönetilir. Her vatandaşın sesine kulak veren bir devlet olması lazım. Belli bir etknik gruptan insanları alırsanız, Liyakat Sistemini çökertirsiniz. Bunu rahmetli Bülen Ecevit getirmiştir. Bu sistemin gerçeli olduğu devlette kişi görevini bilecektir. İşi en iyi bilene vereceksin. Yönetimde sorunların bu sayede önüne geçilir.

TBMM Başkanı ve 4 siyasi parti bir araya gelerek bir bildiri yayınlıyor. Biz buna siyasi manifesto diyoruz. Bundan asla sapma olmayacaktır. Hukuk içinde yargılamalar yapılacaktır. Siz, er ve erbaş linç edemez, öldüremezsiniz. Ne günahı var onların. Biz o çocuklarımızı ellerine kına yakarak askere gönderdi. İşkence yapanların darbecilerden ne farkı var. Bir şeyden kaçınmalyız. Ordu düşmalığından kaçınmalıyız. Biz, orduya 'Peygamber Ocağı' diyoruz. Türkiye'nin bu bölgede gücü olacaksa ancak güçlü bir ordu ile olur.