Tayyip Erdoğan, Menderes’in idamından giriyor, Atatürk döneminde “Dersim dağlarının bombalanması”ndan çıkıyor. Dersim isyanını Fransa gizli servisi planlamıştı. Kendisi o dönemde başbakan olsaydı ne yapacaktı? Bugün Cudi dağını, Gabar dağını kendisi bombalatmıyor mu?
Biraz daha zorlasa, Kabakçı Mustafa’nın hesabını da CHP ve MHP’den soracak ama neyse ki onu kimse hatırlamıyor!
Erdoğan, MHP’nin referandum kampanyasında etkili olmaya başladığını görünce, Dörtyol olayının sorumluluğunu MHP’ye yıkarak “İşte onun için milliyetçisini de, milliyetçi olmayanını da veya ırk milliyetçilerini de, kafatası milliyetçilerini de iyi tanıyalım, bunları iyi anlayalım” dedi.
Kim taşeron örgütle işbirliği yapmışsa ortaya çıkarılsın ve en ağır cezaya çarptırılsın. Fakat Habur’da seyyar mahkeme kurulup karşılanan PKK’lıların gelişini kim sağladı acaba? Bu organizasyonda PKK ile bir işbirliği yok muydu? Habur işbirliğinin hesabını kim soracak?
Yine Tayyip Erdoğan devam eden soruşturmaları siyasi malzeme olarak kullanıyor, mahkemeleri etkileyecek sözler sarfediyor. Oysa özel yetkili savcılık, bu konuda mahkeme kararlarını alıntı olarak kullanan gazeteciler hakkında bile şikâyetçi oluyor ve hepsine yargılamayı etkilemekten dava açılıyor.

* * *

Erdoğan, Anayasa değişikliğine CHP, MHP ve BDP’nin karşı olduğunu öne sürerek “Bunlar nasıl oldu da bir araya geldi? Bunlar ruh üçüzü oldular” diye konuşmaya devam ediyor.
Peki, daha Başbakan olmadan ABD ile AB ile halvet olan kimdir? Amerika’da Yahudi lobisi ile gizli pazarlık yürüten kimdir? Yahudi lobisinden cesaret ödülü alan kimdir? Obama’nın TBMM’de yaptığı konuşmadaki taleplerini birer talimat gibi algılayarak tek tek yerine getirmeye çalışan kimdir? Akdamar’ı, Sümela’yı Hıristiyan ibaretine açtıran kimdir?
Erdoğan, “Bizim kitabımızda kafatasçılık yok, ırkçılık yok. Kimisi kafatasçılık yapıyor, kimisi de ırkçılık yapıyor. Bunların hepsi aynı” diyebiliyor. Oysa kendisi, her konuşmasında etnik ırkçılık yapıyor. Bütün etnik kökenleri telaffuz ederek, milletin genel adı olan Türk kavramı ile etnik unsurları karşı karşıya getirmek istiyor. İşte ırkçılığın daniskası budur! Bu anlayış, insanlığın ulaştığı son aşama olan millet anlayışını hazmedememekten kaynaklanıyor.
MHP veya CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine uygun bir milliyetçilik çizgisini savunuyor. Bu da “Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk Milleti denilir”  kabulüdür.
Tayyip Erdoğan’ın kavgası da kuruluş felsefesi iledir. Dolayısıyla MHP’yi her zaman düşman gibi görmesinin sebebi budur! Yani Erdoğan’ın asıl kavgası MHP ile değil, MHP’nin de savunduğu Türk kavramı iledir.

* * *

Nitekim Devlet Bahçeli de son konuşmasında “Duruyor, duruyor 36 etnik unsurdan bahsediyor. Saysa saysa aklına 5-6 tane geliyor. Gerisinin de ne olduğunu kendisi de bilmiyor. Ülkedeki kardeşliği 36 etnik gruba niye ayırıyorsun?” diye sordu. .
Erdoğan’ın 13 Kasım 2009’da meclisteki bir konuşmasında  “Türkiye 7 siyasi bölgedir”  dediğini de hatırlatan Bahçeli,  “inşallah dili sürçmüştür”  diyor ama bütün bu ayırımları yapan kişinin Türkiye’yi etnik kökene göre eyaletlere bölünmüş bir ülke olarak tasarladığı apaçık ortadadır. MHP’ye oy veren kitleler, bu Amerikan projesinin önündeki en büyük engeldir. Erdoğan, bu sebeple MHP’ye yükleniyor!