Erdoğan mı? İmamoğlu mu?

İstanbul''da, büyükşehir belediye başkanlığından cumhurbaşkanlığına giden yolu en iyi bilen tek kişi Recep Tayyip Erdoğan''dır.

Lafı evirip çevirmeden peşinen söyleyeyim Erdoğan, İmamoğlu''ndan korkuyor.

Çünkü Erdoğan, İmamoğlu''nun sadece İstanbulluların değil Türk halkının da beğenisini kazandığını ve anketlerde yüksek oy oranları aldığını görüyor ve rahatsız oluyor.

Erdoğan, Kanal İstanbul hayalinin karşısında dimdik duran ve başlattığı kampanyalarla İstanbulluları etkilediğini görüyor.

İstanbul''a astığı, "Ya Kanal, Ya İstanbul" afişlerini yargı kararı olmadan İstanbul Valisi''nin toplatma kararı alması da İmamoğlu''ndan korktuklarının ve yükselişini engellemenin en önemli delilidir.

"İstanbul çöp, çukur, çamur içinde" diye eleştiren Erdoğan, anlaşılan o ki İmamoğlu''nun oylarının artışını durdurmak istiyor.

Askıda fatura kampanyası ile ihtiyaç sahibi İstanbulluların ödenemeyen 178 bin 807 faturasına yardımseverler toplam 24 milyon 516 bin 328 lira ödeyerek yüklerini müthiş bir sosyal yardımlaşmaya imza attı İmamoğlu.

Özellikle Covid 19 salgınında, Başkan Ekrem İmamoğlu''nun tüm engellemelere rağmen ihtiyaç sahiplerine yaptığı yardımlar da büyük beğeni kazanmıştı.

Değerli okurlarım,

Optimar şirketinin "Cumhurbaşkanı adayları" anket sonuçları çok çarpıcı çıktı.

·     Erdoğan''a oy vereceğini söyleyenler yüzde 40,1

·     Erdoğan''a oy vermeyeceğini söyleyenler yüzde 45,1

·     Kararsızlar ise yüzde 14,8

Optimar, Erdoğan''ın farklı rakiplerle ikinci tura kalması durumundaki oy dağılımını da şöyle açıkladı.

·     Erdoğan''ın yüzde 45,1,

·     İmamoğlu''nun yüzde 36,8

·     Kararsız kalanlar yüzde 18,1.

Aslında Erdoğan yüzde 5 kaybeder, İmamoğlu o yüzde 5''i alırsa, Erdoğan seçilemiyor.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda aldığı yüzde 36,7 oy oranı ile dikkat çekiyor.

Rakibi Yavaş olduğu takdirde Erdoğan oyların ancak yüzde 44,5''ini alıyor.

Erdoğan-Yavaş anketinde kararsızlar ise yüzde 18,8 oranında.

Değerli okurlarım,

Bu tabloyu elbette Erdoğan da biliyor ki, şu sözleriyle Ekrem İmamoğlu''nu hedef aldı:

"Düne kadar yunusların gezdiği Haliç''i bugün ne hale getirdiler. Toplanmayan çöpler, akmayan sular, bir türlü durağa gelmeyen otobüslerle gündem oluyor."

Sanki cumhurbaşkanı değil, AKP''nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı.

Başkan Ekrem İmamoğlu da isim vermeden şöyle yanıt verdi:

"Haliç''te yunuslar yüzüyor, çocuklar ücretsiz süt içip kreşe başlıyor. Öğrenciler burs alıyor, durmuş metrolar harekete geçiyor. İstihdam ofisleri iş buluyor, yeşil alanlar halka açılıyor. Ama bu hayat pahalılığında milletin parası nedense Kanal İstanbul''a harcanmak isteniyor."

Diyeceksiniz ki,

"Hükümetin başı cumhurbaşkanı, Türkiye''nin bu kadar büyük sorunları varken bir belediye başkanını eleştirir mi?"

Siyasi hırsı o kadar fazla ki, Erdoğan, elinden gelse İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da olmak ister.

Değerli okurlarım,

Merhum Turgut Özal''ın başbakanlığında ve cumhurbaşkanlığında basın baş danışmanlığı yapan duayen gazeteci ağabeyim Can Pulak, Gazeteciler Cemiyetinin 24 Saat gazetesinde köşe yazarlığını sürdürüyor.

Geçenlerde yazısında o kadar güzel yazdı ki sizlerle paylaşmak istedim:

Pulak, özetle diyor ki;

"Askerimiz Suriye''de, Irak''ta Libya''da dövüşüyor.

PKK ile ciddi biçimde mücadele ediyor, karargâhlarını ve cephaneliklerini bombalıyor.

Donanmamız Güney''de şımarık Yunanlılarla kapışmak üzere.

Müttefikimiz Amerika tam düşmanımız gibi davranıyor, teröristlerle işbirliği yapıyor, burnumuzun dibinde onlarla müşterek yeni üsler kuruyor.

Avrupa Birliği açıkça Yunanistan''ı destekliyor.

Amerika, Kıbrıs açıklarındaki sondaj aramalarımızı engellemek için en büyük gemisini yola çıkarıyor.

18 adamızı gözümüzün içine baka baka topraklarına katan komşumuza sesimizi bile çıkaramıyoruz.

Rusya, Suriye ile kolkola, Lazkiye''de deniz üssünü kurdu bile.

Ne oluyor, neler oluyor?

Türk milleti olarak bilemiyoruz.

Millete ve Parlamento''ya bilgi verilmiyor.

Yönetimin akıl almaz bir sorumsuzluğu ile karşı karşıyayız.

Bu sorumsuzluk ve Başkanlık sistemi, Türkiye''yi felakete götürecek.

Bundan derhal vazgeçmeli, hemen Parlamenter sisteme dönmeliyiz.

Bir yandan geçim sıkıntısı, diğer yanda işsizlik ve umutsuzluk belini büküyor milletin.

Yönetim hala durumdaki vahametin farkında değil.

Görüyorum ki, mevcut sistem ve sorumsuz uygulamalarla Türkiye 2023 seçimlerine kadar sağlıklı bir şekilde gidemez."

Değerli okurlarım,

Canım ağabeyim Can Pulak çekirdekten yetişme alaylı ve deneyimli müthiş bir gazetecidir.

Yıllardır yaşadığı Bodrum''dan, Türkiye''yi ve AKP hükümetini o da işte böyle değerlendiriyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları