Ekonomi bir yandan, siyaset diğer yandan vuracak, 2020 Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan için tabiri caiz ise kâbus yılı olacak.

Gerek tarım, gerek sanayi üretimi 2020 yılı için hiç ümit vermiyor. Enflasyon düşürülemiyor, piyasalardaki durgunluk aşılamıyor. Vatandaşın evinde tencere kaynamıyor ki Erdoğan'ı ve AKP'yi en fazla yıpratacak konuların başında ise hayat pahalılığı geliyor…

Emeklilikte yaşa takılanlar ile SGK'nın emekli maaş bağlama katsayısının düşürülmesi, asgari ücretin yetersizliği, 2020 yılında yeniden değerleme oranının yüzde 22.58 olarak belirlenmesi zam yağmuruna neden olacak.

Motorlu taşıtlar vergisi, pasaport harcı, ehliyet harcı, trafik cezaları 1 Ocak 2020'den itibaren yüzde 22.58 zamlanacak.

Bu zamlar doğal olarak vatandaşa ekmekten, süte, patatesten soğana, etten bakliyata akaryakıt fiyatlarına, doğalgaza ve elektriğe kadar her şeye yansıyacak.

Enflasyonun durdurulamaması, AKP'yi 2020'de bekleyen en büyük kabus ekonomide olacaktır.

Siyasi kâbus 

Değerli okurlarım,

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun, Ali Babacan'ın ve Rıfat Serdaroğlu'nun kuracağı partiler de 1 Ocak 2020'den itibaren siyaset hayatında olacaklar.

Erdoğan'ın ve AKP'nin karşısındaki siyasi cephe bu yeni partilerle daha da genişleyecek.

Gelin beraber bir siyasi tablo çizelim.

"Mezara kadar" gider mi bilinmez ama Cumhur İttifakı'nın iki kanadı AKP de MHP de hızla seçmen kaybediyor.

AKP'de 2020'de ilçe ve il kongreleri yapılacak ki yeni kurulacak partiler için önemli bir fırsat olacak.

Çünkü aday olup seçilemeyenler, görevden alınanlar ve AKP'nin küskünleri bu üç yeni partide siyasete devam etmek isteyecekler.

Aslında AKP teşkilatları da, genel merkezi de, seçmenleri de Davutoğlu ve Babacan'ın kuracağı partilere odaklanmış durumdalar.

Davutoğlu cephesi

Davutoğlu'na yakın kaynaklar Kasım ayı sonunda parti kuruluşunun tamamlanacağını vurguluyorlar.

Sadece AKP'den değil her partiden önemli katılımlar olacağının sinyalini veren ve Davutoğlu'na yakın olan AKP eski milletvekili şunları söyledi:

"İller ve ilçeler bazında çekirdek kadrolar belirlendi. Kasım sonu Aralık başında inşallah kuruluş işlemleri de tamamlanmış olacak. Türkiye genelinde doğu ve güneydoğu bölgemiz dahil her bölgede büyük ve yoğun bir ilgi var."

- Sordum; Mart ayında erken seçim olsa Siyasi Partiler Yasasına göre zorunlu teşkilatları kurarak, seçime girme hakkını kazanacak mısınız?

Yanıt verdi:

"Evet, yapılacak ilk seçimde erken de olsa seçime girecek şekilde teşkilatlarımız kurulacak. Vatandaşlarımız da teşkilatlarımızda görev alacak arkadaşlarımız da, 'neden geç kalıyorsunuz?' diyorlar. Tahminimizin üzerinde ilgi ve destek var. Vatandaş 17 yıllık AK Parti iktidarından artık bıktığını söylüyor.

Çözümsüzlük içinde görüyor. Ve şunu da vurgulayayım ki partili cumhurbaşkanı sisteminin çözüm olmadığını gören vatandaş pişmanlık duyuyor verdiği destek için…"

Babacan cephesi

Aslında hızla gitmesini beklediğim Ali Babacan'ın her zamanki "ihtiyatlı" tavrı kuracağı partiye de yansımış durumda.

İster 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "ihtiyatlı" davranması diye düşünün Babacan'ın partisinin Aralık ayı sonuna yetişmesini zor görüyorum.

Henüz tüzük ve parti programı aşamasını tamamlayamayan Babacan ve ekibi çalışmalarını birinci halka denilen en yakın kadrosu ile yürütüyor.

Yani henüz il ve ilçe teşkilatları açısından görev verilen bir siyasetçi Babacan ekibinde öne çıkmıyor.

Babacan'a yakın kaynağıma erken seçim konusunda Davutoğlu'na yakın siyasetçiye sorduğum soruyu tekrarlayınca şaşırdığım şu yanıtı aldım:

"Mart'ta ya da Babacan'ın partisinin seçime girme hakkını alamadan bir erken seçim kararı alınırsa Ali Babacan ve ekibi Saadet Partisi kontenjanlarından seçime girebilir"

Bu yanıt benim için "şok" etkisi yapmadı desem yalan olur ki bunu kendisine de söyledim.

Saadet Partisi'nin Abdullah Gül'ü 24 Haziran Cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan'a karşı Millet İttifakı'nın adayı göstermesini hatırlatan Babacan'a yakın siyasetçi, "Temel Bey birleşmeden, bütünleşmeden yana bir siyasetçidir. Kapısı da bizlere açıktır" dedi.

Başkent siyasi kulislerinde yaşananlar gösteriyor ki, 2020 Erdoğan ve AKP için kabus gibi geçecek.

Erken seçim mi dediniz?

Ekim 2020'de neden olmasın?